Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Aralık '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Güneydoğu günlüklerim - 4

Güneydoğu günlüklerim - 4
 

Midyat'tan Bir Görünüm


Güneydoğu'da 4. günümüz bugün. Sabah 8'de kalkıp, hemen hazırlanıp yola çıktık. Bindiğimiz dolmuş bizi ilçe garajına götürdü. Rotamız Midyat, Nusaybin...

İlçe garajında Midyat minibüsü için beklerken yanımıza yaklaşan çocuktan simit aldık, büyük, bol susamlı bir simit... Kahvaltımız o bugün. Bir saatlik bir yolculuğun hemen ardından Midyat'a vardık.

Midyat'a gidenler için ufak bir öneri, eğer sabah vardıysanız ve çok lüks şeyler aramıyorsanız, hemen merkezdeki Cihan Lokantası'nda kahvaltınızı yapın. Lezzetli bir peynir, güzel zeytinlerin yanı sıra, ballı manda yoğurdunu tatmalısınız. Biz öyle yaptık ve tadı damağımızda kaldı.

Bu 2. kahvaltımızın ardından kuyumcuları dolaştık. Telkari işçiliği asıl olarak Midyat'ta meşhur. Girdiğimiz "Dünya Kuyumculuk" şu anda Aşk Bir Hayal dizisinin seti durumundaymış. Çocuklar bunu ballandıra ballandıra anlattılar, zaten hemen alıp dizinin çekildiği kuyumcu diye diye bizi oraya sürüklediler. Oraya gelen herkesin o mekanları görmeye geldiğine dair bir algı oluşmuş. Aşk Bir Hayal'in konağı, Bir Bulut Olsam'ın yeri, Sıla'nın konağı...

Bu dizilerin oralarda çekilmesi Midyat'ın tanıtımı açısından kuşkusuz iyi bir şey, fakat oraya gidenlere rehberlik edenlerin algısı "diziler" ile sınırlanmış neredeyse. Siz istemedikçe ara sokaklara, arka mahallelere sokmuyorlar, şu dizinin çekildiği yer, bu dizinin yapıldığı ev diye diye gezdiriyorlar. Nitekim biz de oraları görmekle birlikte, arka sokaklara da girdik.

Süryani nüfus burada biraz daha fazla olacak ki kiliseler Mardin'e göre daha çok ve geneli itibariyle işler haldeler. Sıla'nın çekildiği konak olarak ünlenmiş konağı gezip, terasına çıkabiliyorsunuz ve ondan sonra bütün Midyat yenisiyle-eskisiyle ayaklarınızın altında. Camiiler, kiliseler yan yanalar ve şehrin siluetinde önemli yer kaplıyorlar. Oradaki o hoşgörüyü tüm Türkiye'ye yayabilsek çok büyük şeyler kazanırız, ama maalesef. Ülkemizde din adına nefret körükleyen gazeteler, insanlar varken...

Midyat'ı zamanımız kısıtlı olduğundan bu kadarla sınırlı tutup, yine bir dolmuşa binip Nusaybin'e doğru yola çıkıyoruz. Gazetelerde okuduğunuz bazı haberlerde "Mardin'de minibüs vahşeti, 24 ölü" gibi ibareler görmüşsünüzdür belki. Belki de kendinize sormuşsunuzdur, 24 kişi nasıl çıkıyor bir minibüsten öyle diye... Bunun canlı bir tanığı olduğumdan rahatlıkla yazabilirim. Nusaybin'e giderken minibüste 24 kişiydik. Şoför, şoförün tam yanında bir adam, onun da yanında yolcu kısmında 2 kişi daha, ayakta 2 kişi, sonradan eklenmiş bir bölümde oturan iki kadın, normal koltuklarda oturan ön kısımda 3 kişi, onların arkasında 2 kişi, onun arkasında 3 kişi daha ve o üç kişiye eşlik eden 2 çocuk, tam yanlarındaki tek kişilik bölümde bir kişi ve onun önündeki tek kişilik bölümde bir kişi daha, daha ve en arkada 4 kişi... Tedirgin geçen bir saatin ardından Nusaybin...

Nusaybin sokakları oldukça kalabalık, bugünlerde gazetelerde ismi gerginliklerle anılıyor olsa da, biz gittiğimizde o gerginlikten eser yoktu. Herkes bayram telaşındaydı. Ana caddede yürüyerek Suriye sınırına kadar gittik. Vizenin kaldırılması Suriye sınırını canlandırmış. Orada duran nöbetçi askerlerle sohbet ettik. Girip çıkanlar hakkında konuştuk. Bir şikayetleri yok şimdilik. Bir güne iki ilçeyi sığdırdığımızdan ve epey doğuda olduğumuzdan saat 4 gibi hava karardı. Mardin'e minibüs seferleri sona erdi o saatte.

Biz biraz da alışveriş yaptık ve saat iyice geç oldu. Ana terminale gittik bu yüzden, otobüse binmek için... Saat akşam 6'da Mar-Tur'a bindik ve Mardin'e doğru yola çıktık. Otobüs Cizre'den kalkıyor, Nusaybin ve Mardin'e uğrayıp, yolcularını alıp İstanbul'a doğru yola çıkıyor... Biz de Mardin'de indik, otobüs yeni yolcularını aldı ve İstanbul'a doğru yola çıktı.

Aslında insanların planları önceden belli olsa uçak otobüsten daha ucuz. Örneğin Ankara-Diyarbakır otobüsle 60 lirayken, uçak Anadolu Jet 59 lira(9 gün öncesine kadar) ya da Pegasus biraz daha yüksek sanıyorum, çok emin değilim. İstanbul'a da uçağın 59 lira olduğunu zannediyorum, otobüsün daha pahalı olacağını düşünürsek önceden yapılan planlar daha hesaplı ve hızlı hareket etmenizi sağlayabilir.

Mardin için ertesi gün programımızı yaptık, bayramın birinci günü, her yer kapalı olacak muhtemelen. Bizim de Mardin'deki son günümüz...

Bir yıl daha geride kalıyor artık. Bu yıl benim için de ve sanıyorum ülke ve çoğu insan için de oldukça hızlı geçti. Daha dün 2009'a girmiştik sanki, şimdi 2010 oluyor. Çok iyi bir sene olmadı bana göre, bireysel olarak değil, toplumsal olarak ve hatta dünya olarak... Penguen'in 2009 yıllığındaki bir dilekle bitirelim yazıyı: Gelen yılın, eski yılı ampulle aratmaması umuduyla... Mutlu yıllar hepinize.

(devam edecek...)

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara