Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Günlüğümden

Edebiyata aşık bir avuç gençiz. Ümit Yaşar OĞUZCAN' ın yönettiği, Hürriyet
gurubu gazetelerde şiirler yazıyoruz..Yıl 1974 yer Adana. İşin cazip tarafı, yayınlanan şiirlerimizin altında açık adreslerimiz de yer alıyor. İşte o yllarda, televizyon yok veya kısıtlı, internet, bilğisayar yok..Telefon dahi yüz evde ancak bir tane..En önemli yayın aracı yazılı basın..Foto roman saltanatının sürdüğü zamanlar. Gazeteye gönderdiğimiz şiirler acaba yayınlandı mı? diyerek sabah erkenden gazete bayilereine gidiyoruz..Yani gün şiirle doğuyor, şiirle batıyor..

İşin bir başka güzel yanı, o köşelerde adı bulunan herkesi ismen tanıyoruz.
Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna, birbirimizi görmesek de, nedir kimdir, ne
işyapar, kaç yaşında önemli değil..Şair ve şiir dostlarıyız, arkadaşız, kardeşiz.
Hele hele birde şiirimiz OĞUZCAN TARAFINDAN HAFTANIN ŞİİRİ seçildi mi? Edirne'den Karsa kadar mektup yazarak kutluyoruz bibirimizi.Mutluluk dört köşe, neşe zirvede..
O günler bir daha yaşanmaz, yaşanamaz..Neden? elektronik ortam öylesine
gelişiti ki bu günler de, bundan sonraki günler de, o günlerin şevkini, heyacanını
hatta dostluğunu öldürdü besbelli...
Yahu öylesine mutluyduk ki..
Edirne' den Karsa, Mersin'den SiNop' a yüzlerce şiir dostu..
Şimdi birçogunu önemli yerlerde görüyorum..Aklıma gelmeyenlerden özür
dilerim..Aklıma gelenler; İlkan San, Salih BOLAT, Ahmet Selçuk İlkan, Halit Çelikoğlu,
İsa Kayacan, Levent Bektaş, Gül Yalvaç, Nilğün Acar, A.Fazıl Göktuğ, Bedri Appak
Emrullah Evli, Nahit Övünç, Kemal Ayda, Aysun Uğur Kezer....
............................................

YIL 1974 ADANA EYLÜL AYI
Bir avuç Adana'lı şair, Filimciler Derneği yazıhanesinde buluşuyoruz.A.Fazıl
Göktuğ arkadaşımız orada çalışıyor.Dolayısıla da bizim mekanımız oluyor..
Yeni konular, yeni düşünceler ve hep sanat ve edebiyat adına duyduğumuz heyacan hiç bitmiyor. İçimizde bu ateş, kibritin ilk yanışı gibi.Adana'lı şair ve yazarlar adı altında bir dernek kurmaya karar veriyoruz..Daha karar aşamasında bile heyacan basıyor yüreğimizi.Adını koyuyoruz..O günün modası belki de doğru olanı, öztürkçe olsun isim..Ama ne? 'Genç Yazıcılar Derneğinde' Karar veriliyor.Tam da şöyle
' ADANA GENÇ YAZICILAR DERNEĞİ'
Karşımıza çıkan engelleri birtürlü aşıp maalesef bu amacımıza resmen
ulaşamıyoruz..Çünkü kimimiz devlet dairesinde memur, kimimiz kamu işçisi..
Kurucu üye olmayı bırak üye bile olamıyoruz. 'Olsun..Resmi olmasa da biz zaten
bir gurubuz' Diyerek yolumuza devam ettik..
Bursa' lı dostlarımız OZANCA'yı, KONYA' lılar GÖZLEM adlı sanat ve edebiyat
derğilerini çıkarmışlardı..Çalışmalarımızdan derğilerinde samimiyetle söz edi
yor ve eserlerimizden örmekler veriyorlardı..Yürekli ve gerçek dost insanlardı
hepsi de..
...................................

YIL 1974 HAZİRAN AYI ADANA
Derğimiz KOZA sancılı bir yaz başlanğıcında doğdu..Sahibi ve Kurucusu
Ali Sönmez, sanat danışmanı A.Fazıl Göktuğ, Yazı işlleri Müdürü Salih Bolat..
Kimlik ve ismi bu..Daha ne olsun..
Sancımız parasızlık.. Belki Adana matbaalarının tümünü dolaştık üç kuruş
aşağı bastırabilir miyiz diye? 'Sanat' diyoruz 'Edebiyat' diyoruz..Olmuyor..
Derği çıkmasına çıktı ama, gelgör ki satmamız gerek..Kapı kapı Fazıl' la reklam
için dolaşıyoruz..Kimin nesine gerek sanat derğisi..Olmuyor..'Acaba bazılarımız
tipsiz, ondan mı?' Diyerek seçilip gidiyoruz, gene olmuyor..
Belediye fuayesinde bir şiir serğisi açmaya karar verdik.Böylece derğinin
reklamını yapar, sesimizi duymayan, bizim düşüncelerimizi paylaşan yeni
yüzlerle tanışırız diye..Afiş bastırıp, geceleri otobüs duraklarına yapıştıdık.
Adana'nın önemli semtlerini paylaşıp kapı kapı dolaşıp derği sattık..Sadece
ikinci sayıyı çıkarabilmek için..
Ne zor, ne mutlu, ne asil günlerdi..Tadı damağımızda kalmış gençlik
coşkusu..
Serği her yönden iyi oldu..Birde Ümit Yaşar Oğuzcan ustanan Sabancı
Kültür Salonunda şiirlerinin inğilizce çevirisinin srğilendiği günlerle aynı
olması, bize ayrıca seviç verdi..Tanıştık, sergimize geldi ve Sizleri takdir
ediyorum, ismen zaten hepinizi tanıyorum' Dedi..Daha sora usta hikayeci
Muzaffer İZGÜ, Kutsal Ceza/ Hazal'ın yazarı Necati Haksun, öykü yazarı
Turan Hoca, Turan Altuntaş ve süpriz sanş Abbas SAYAR..Yılkı Atı Romanını
daha önce okumuştum..Yıllar sonra TV de yayılandı..Tarifsiz mutluluk duymuş
tum tanışmış olmaktan..
..........................
Fİ TARİHİ
Rahmetli benim babam, köyümüz olan Ceyhan'ın Burhanlı köyünde, ilkokulda
Yaşar Kemal'le birlikte okumuş.Bu şahsın kim olduğunu kavrayamadığım
yaşlardan itibaren bana O'nunla geçen öğrencilik yıllarını anlatırdı hep..
Babaları bilirsiniz işte, salt O'nun kendisine nasıl 'Abi' Dediğini filan..
Burası tarih ve ilğinçtir.

' Okulumuzun bahçesinde bir atlama çukuru vardı' Der ve devam eder
O çukurun bir tarafından diğer tarafına en iyi ben atlardım. Bir gün Kemal
benede atlarım / Dedi.. / Haydi öyleyse/ Dedim..Bu gerildi bir atladı CUP
suyun içine..
Yıllar sonra köye gelmiş. Usta'ya olayı anımsatmış ve sormuş Hatılıyor
musun? diye..Yaşar Kemal Gülmüş 'Hatıladım, hatıladım' Demiş..
Ünlü ve büyük yazarımızın kulakları çınlasın..
..........................
Bunlar benim naçizane tuttuğum günlüğümden notlar.O günlerle bu
günleri kıyaslıyorum bazan..Giderek okuyanın azaldığı, teknolojinin insanları
kolaycılığa ittiği bu zamane ile, o günler çok farklı..Bizler bu farkı yaşadı
ğımız için anlatmak düşüyor.Kimbilir bu nesillerin de gelecek nesillere anlatacak
çok şeyi olacak mıdır?

PEKİ SİZLER SALİH HOCANIN KAVALINI HİÇ DİNLEDİNİZ Mİ ?
Bir gün kısmet olursa, o sesi de sizlere ulaştıracağım. Kulaklarınızla duyup
ellerinizle o seslere dokunacaksınız.
Yüreğiniz açık olsun..

Ali Sönmez

 
Toplam blog
: 56
: 417
Kayıt tarihi
: 13.02.08
 
 

22 Aralık  Adana Ceyhan doğumluyum. Emekli memurum. Mersin'de ikamet ediyorum. Edebiyatla ilgili ..