- Kategori
- Dünya
Güzel bir dünya hayali

Her şey büyük resmi görünceye kadardır...
Karnı tok, vakti bol, bilgisi, sınırlı ve çokca umudu olan insan hayal edebilir güzel, adaletli, mutlu bir dünyayı.
Bunlardan biri ya da bir kaçı eksikse bu mümkün olmaz.
Karnı aç bir insanın mutlu, adil, güzel bir dünya hayal etmesi kolay değildir, vakti ve umudu olmayanın da.
Bilgisi, sezgisi yerinde olan insan da böyle bir şey yapamaz.
O vahşi doğadaki yaşamdan, insandaki hırs ve çıkar hesaplarından; birey, devlet, topluluk, kabile, dini grup şeklindeki yapıların çıkarcılığından haberdar olduğu için böyle bir hayal kurmaz.
Birilerinin önüne çıkan, eline geçen her şeyi sonuna kadar yalnız kendine almak için yalın kılıç dolaştığını bilir.
Yalın kılıç dediysem bu bir sembol. Günümüzdeki en güçlü kılıç paradır. Asker, silah, enerji, medya, fikir, inanç şekillerinde ve daha pek çok şekilde kılıçlar döner, durur ihtiyar dünyanın üzerinde.
Devletler, gizli ya da açık örgütler türlü türlü hesaplarla ötekileri devirme, onların haklarını gasp etme hesapları yapar dururlar.
O güçler, terör örgütleri kurar yönetirler. Her inancı, dini, mezhebi, ideolojiyi, etnik ayrımcılığı, ırkçılığı sonuna kadar kullanıp insanları birbirlerine kırdırırlar. O insanlara silah satar sömürürler. O insanların ülkelerindeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarını çeşitli yollarla ellerinden alırlar.
Aç ve sefil kıldıkları toplumların insanlarını satın almak onlar için çok kolaydır. Bunu sık sık ve dünyanın her yerinde yaparlar.
Mutlu, barış dolu özgür bir dünya hayalleri kuran sokaktaki adama göre savaşlar da, yangınlar da sebepsiz çıkıyor görünse de işin aslı öyle değildir.
Mesela, insanlardan bir topluluk çıkar anlaması zor, evrenin kurallarına hiç uymayan inancını dile getirir.
Evreni yaratan gücün sadece onların soyundan gelenleri efendi, diğerlerini köle olarak yarattığını iddia eder inançla ve yüksek sesle. «Bizim soyumuzdan gelmeyenler bizim kölemiz, uşağımız hükmündedirler ve bizim onları öldürmemizle hayvanları öldürmemiz arasında bir fark yoktur» der.
Seslerini herkes işitse de, nedense böyle çılgın bir düşünceye, bu akıl dışı sava çok fazla insan tepki göstermez.
Kendi soylarından pek çok insan da itiraz eder ama onlar aldırmazlar, yollarına kararlılıkla devam ederler, itirazları görmezler, işitmezler.
Hiç düşünmezler ki yaratan kendilerini gerçekten ayrıcalıklı kılmış olsaydı bunun işaretini de bir şekilde kendileri üzerine koyardı. İki kaşlarının arasında bir zümrütle, inciyle doğarlardı ya da başka bir alametleri olurdu.
Çeşitli diğer inanç gruplarından insanlar hak, hukuk, adalet adına alçakgönüllü taleplerde bulunurken, haklarına razı olurken onlar bu hali saçmalık sayarlar. Her şeyin sadece kendi hakları olduğunu savunurlar. Kendi dinleri de dahil kimi dinlerin haram saydığı faizi en iyi onlar kullanıp paradan para yapar, güçlenir, silahlanır, baskı unsuru haline gelirler. Dünyadaki etkili her gücü kendilerine hizmet etmek üzere hazırlamak ve o güçlere sahip olanların doğal dengelerini bozmak için ne gerekiyorsa yaparlar.
Kimi ve neyi satın almaları gerekiyorsa satın alırlar.
Her inançtan, her ideolojiden, her fikirden insanları bir yolunu bulup hizmetlerinde kullanmayı çok iyi bilirler.
Efendiliklerini gerçekleştirmek için doğru, yanlış, haklı, haksız her yolu mübah görür, her türlü silahı duraksamadan kullanırlar.
Öte yandan, dünyadaki ve insanlar arasındaki bu güzel çeşitliliği derinlemesine gören, hakka inanan, hakkına razı olan her dinden, her inançtan insan bu çarpık fikri savunanların aksine işi aklının mihengine vurur ve evreni var eden gücün böyle bir kayırmacılık yapmayacağını kesinkes görür.
Böyle bir kayırmacılığa bu dünyada gerek olmadığını fark eder.
Bozulmamış semavi kutsal kitaplardaki mesajlar da aslında o yöndedir.
Sonuçta tüm bu durumlar öğrenildikten sonra güzel, mutlu dünya hayali kuranlar yanlış kutup yıldızına baktıklarını anlarlar. Hayallerinin sadece hayal olarak kalacağını fark ederler.
Anlarlar ki, sayılan türden çarpık inançların, rüzgarların, insanların ve insan topluluklarının bulunduğu bir dünyada global anlamda eşitlik, adalet, mutluluk ne yazık ki olmamış, olmaz.
İnsanlık tarihine bakıp tarihsel süreçte yaşananları doğru okuyan, bugünün ve geleceğin de pek çok anlamda geçmişten farklı olmadığını gören bir insan karnı tok, zamanı bol ve ümit dolu olsa da güzel, adil bir dünya hayali kuramaz.
Her şey büyük resmi görünceye kadardır.
O büyük resim ki her yıl yenilense de mutlaka bir yerlerinde kan, gözyaşı ve sömürü hep vardır.
24 Aralık, 2014
22.50