Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '14

 
Kategori
Aile
 

Aile içi anlaşmazlıklar

Aile içi anlaşmazlıklar
 

Sorunları en hızlı aşabilenler kazanır her zaman.


Hangi ailede olmaz ki küçük anlaşmazlıklar.

Eşler arasında, çocuklar arasında, ebeveynlerle evlatlar, gelinlerle kaynanalar arasında.

Her anlaşmazlık bir fikir ayrılığı anlamına gelir. Aile bireyleri ötekinin ya da ötekilerin kendileri gibi düşünmediğini, kendilerinin istediğini istemediğini öğrenirler.

Her anlaşmazlık bir yol ayrımıdır ve o yol ayrımında kısa bir süre de olsa durup düşünmek, bütün değişkenleri biraraya getirip yeniden değerlendirmek gerekir.

Aslında iki tarafın da bunu yapmasıdır doğru olan.

Karşıdakini küçük ya da büyük görme eğilimini bir tarafa bırakarak, önyargılardan kurtularak yapmalıdır her iki taraf da.

Karşıdakinin kendi koşulları içinde haklı olabileceğini, gözünden kaçan şeyler bulunabileceğini, biraz daha esnek ve anlayışlı olması halinde fikrinin değişebileceğini düşünmelidir.

“İnsanlar konuşa konuşa anlaşır” sözü aslında bu anlama gelmektedir.

Konuştukça açılır yeni şeyler insanın önüne. Daha önce görmediklerini görmeye başlar.

Nefsinin elinden yakasını kurtarır, karşıdakinin de bir nefsi olduğunu, onun da hakları bulunduğunu düşünür.

Bütün bunları yaptıktan sonra hala kendisinin doğru yolda olduğunu düşünüyorsa da bu doğru yolu savunur. Bu kez ötekini ikna etmek için onun anladığı sözcüklerle, kızmadan ve ayrıntılı olarak açıklar taleplerini, düşüncelerini.

İletişimi kesmek, bağırıp çağırmak, dinlememek yanlış seçimlerdir.

Onlar pek çok ailede kolayca düşülen, içinde ateş, haşareler olan çamur dolu çukurlardır.

Kimseye yarar sağlamazlar.

İnsan sustukça kendini ifade edemez, karşısındaki sustukça onu anlayamaz.

Bağırıp çağırmak etki tepki kuralına göre karşıtını doğurur, işe yaramaz, sorunu büyütür başka yerlere götürür.

Hırsla, inatla, kızgınlıkla bağırıp çağıran adam kadının o unutmayan belleğindeki eski kötü olayları geri çağırmasına neden olur. Yenilerin yanına eski olaylar, eski sözler, eski kırgınlık nedenleri de eklenir.

Yüksek sesle konuşulan her şey ailedeki her bireyi olumsuz etkiler, kötü örnek olur, bozar.

O durumda ilk çağrılması gereken şey sessizliktir.

Sinirler yatışıncaya kadar sessizlik.

Sonra da üslup düzeltmeleri, ifade tarzını yumuşatmalar.

Gerginliklerin arasına konan sessiz zamanlar işi kıvamına getirebilir.

Ses tonumuzun değişmesi çok şeyi değiştirir. Karşıdaki de ses tonunu düzeltir.

Büyüğe her zaman büyüklük düşer. Hem yaş, hem hiyerarşi anlamında büyük olanın daha anlayışlı olması beklenir.

Bu mümkün değilse küçük büyümek, işi alttan almak, yumuşatmak zorunda kalabilir. Tabii o durumda büyüğün büyüklüğü biraz yara alır.

Sonuçta bir arada yaşamak durumunda olan insanlar arasında uyumun, anlayışın, huzurun olduğu bir ortam oluşması güzel olur.

Aile bireylerinin kolayca terk edip gidemedikleri o ortamdaki gerginliğin değil, huzurun bir parçası olmaları gerektiği bilincini kuşanmaları pek çok sıkıntıyı kolayca ortadan kaldırır.

Elbette her aile bireyi aynı olgunluk düzeyinde değildir, olamaz.

Bir kısmı diğerlerinin yerine de elini sokar yükün altına, biraz fazla ağırlık alır.

Bütün bunlar yoksa her aile bireyi yaşanan çatışmalardan, kırgınlıklardan heybesine koyduğu kıran, inciten şeylerle yaşamak zorunda olur.

Bu gerçekten hoş bir durum değildir.

Çünkü o aile ortamında heybeye konan kırgınlıklar, kızgınlıklar hep kişi ile beraber olur.

Onunla işyerine, okula, askere gider.

Onunla tiyatroya, sinemaya, lokantaya hatta tuvalete gider.

Ona kavga ettirir, onu iflas ettirir, onu hasta eder, ülser eder, kanser eder.

Onunla olduğu sürece onu incitmeye devam eder.

Bir heybeden onu çıkarıp atabilenler kurtulur. Bir aile bireylerinin yardımlaşmasıyla onu heybeden alabilenler.

Gerisi kıvranır durur.

ÇEREZ:

Uzak duruyorsun hanım,

Canın sağ olsun be canım.

Sustum, düşündüm dur hele

Bir sakinleş, konuşalım.

Ş.U.

25.12.2014

09.15

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..