Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

Carolina Isolabella Özgün

http://blog.milliyet.com.tr/carolinaozgun

30 Kasım '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Güzel mi güzel

Güzel mi güzel
 

Şimdi şöyle güzel bir şey hayal edin, aklınıza gelen ilk güzel şeyin ne olduğunu bir düşünün. Güzel bir kadın mı? Harika bir sahil mi? Şık bir masada yenilen romantik bir yemek mi? Tertemiz çok şık bir yatak odasında geçirilen özel anlar mı? Nefis bir lâle bahçesi mi, bir çocuğun kahkahası mı, bir yunusun atlayışı mı, gökkuşağı mı, rahat bir uyku mu, yemek yemek mi, seyir etmek mi? …vs, vs…

İnsan neye göre güzeli seçer? Güzel olan nedir? Neden bir şey bize güzel gelir?

Birkaç gündür aklıma takılan bir konu bu, içimde bir şeyler kıpırdanıyor, düşünüyorum ama tam da emin olamıyorum. Bazen içtiğim bir içki, bazen seyrettiğim bir film, bazen dinlediğim bir müzik, bazen gözümü alamadığım renkler, biçimler, insanlar ve bir sürü şey. Ne kadar çok güzel şey var, güzelliklerle bezenmiş bir yaşam yaşıyoruz. Farkında değiliz ama güzellik aramak bir bağımlılık olmuş, ne alırsak alalım, nereye gidersek gidelim güzel olup olmadığına bakıyoruz.

Peki nedir bu güzellik tutkusu, doyumsuzluğu, hevesi, özlemi? Neden bunca özen, ihtimam? Dışta güzel olan içte de güzel midir? Sadece ambalaj mı önemlidir ya malzemesi, içi, gizemi, karışımı, onlar ne derece önemli, ne derece fark ediliyor?

Güzellik bence aslında zehirli bir iksirdir, tadına baktıkça dahası istenir, tadıldığında büyüsü ile daha çok zehirlenilir ve bu tatlı tat insanı bağımlı yapar ve doyumsuzluğa sürükler.

Güzel insana özenilir her zaman, gözde büyütülür, keşke onun kadar güzel olsam neler yaparım neler denir ama işin aslı pek de öyle olmayabilir. Bazen güzellik başa sadece koca bir dert olabilir. Güzellik bir silah olduğu kadar aynı zamanda genellikle hedef olma hali de getirebilir. Biraz aklı çalışan biri için de son derece sıkıcı olma ihtimali yüksektir.

Yolda yürüdüğünde, yeni bir insanla tanıştığında, bir görüşmede hatta bir dert anlatmaya çalıştığında karşındaki sadece boş boş bakıp aklından ne denli güzel diye geçirdiğinde insan çıldıracak noktaya gelebilir. Burada yine kadın ve erkek arasındaki çekime geliyoruz.

Yakışıklı adamların peşinde bir sürü kadın, güzel kadınların peşinde de bir sürü adam.

Güzel bir kadına sahip olmak istemeyen birini pek görmedim, o kadının biriyle beraber olup olmaması, evli olması veya olayın farkında olmaması bile dert değildir. Kadın güzeldir ve elde edilmek istenmektedir. Zehirli iksiri ışık saçar, göz boyar, bağımlı kılar. Çoğu ilişki veya çoğu evlilik erkeğin aslında güzel bir şeye sahip olma isteğinle orantılıdır. Sevgi vardır belki ama bu daha çok o benim malım istediğiniz kadar bakın ama sahibi benim olma olasılığını taşır. Bir erkeğin en büyük sınavı belki de bir kadının güzelliğidir, kadının seksapeli, cazibesi bir adamı mahvedebilir. Bunu kullanmayı becerebilecek kurnaz varlık da aslında her dediğini yaptırma veya şekillendirme maharetine sahiptir.

Güzelliğe dokunmak, onu tatmak, onu hoyrat bir biçimde içe çekmek de işin diğer tarafı, aslında o kadar hoyratça ve çabucak bozulmamalı hiçbir güzellik, sonunda bir tarafa atılmamalı. Zaman, onu eskiten ve aşina yapan zaman diğer güzelliklere yol almaya sevk eden bir başka olay. Çiçek dalında güzelken onu acımasızca koparıp bir vazoya koyarız, sonra suyunu değiştirmeye üşenir ve solmasına gönül rahatlığıyla izin veririz, oysa onu koparmadaki sebep ona sahip olmaktan başka bir şey değildir ve olunduğunda da değeri önemsenmeyecek kadar değişecektir. İşte güzel bir şeye sahip olmak da belki böyle bir şeydir, altında ne yattığını bilmeden sadece görünüşünden etkilenmek ve onu insafsızca sahiplenmek.

Güzel bir eşe sahip olmak, güzel kıyafetlere, güzel olan her şeye sahip olmak isteği insanın sanki temel dürtülerinden biri. Yemek güzel olsun, mekân güzel olsun, iş yeri güzel olsun, ayakkabılar güzel olsun kısacası neye bakarsak neye elimize atarsak hep güzel olmasını isteriz.

Peki nedir güzel olan? Güzellik neye göre ve kime göredir? O çekimi yaratan veya tetikleyen itici güç nedir? Nende cazibesine kapılırız? Bu bizi nereye taşır?

Sorup duruyorum kendime, belki de güzele bakmak sevaptır deyimi çok anlamlı, iyiye teşvik belki, Tanrı’ya yakın olma hali belki, ilahi bir anlatım belki…

Yine de güzel sadece dışta görünen değil bence, güzel olan bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz onca şeyin arasında kendi kendimize avunmalarımız, kendimizi değerli hissetme çabamız, güzel olan kavuşmayı hasretle beklediğimiz hayalimiz o hayal ki bu boyutta sadece güzelliklerle kendini hatırlatıyor, sadece o çekim ve haz insanı ona yaklaştırıyor. Bazen dokunmakla, bazen okşamakla, bazen kokusunu duymakla bazense sadece seyretmekle…

Sanırım vardığım nokta şu; güzel olan ve hayranlık uyandıran her şey aslında kendi içimizde olmayı ve olmasını beklediğimiz Tanrısal yanımız, bozulmayan, değişmeyen özde ve bütünde bir olma hali, kavuşma ve bütünlenme isteği, enerjiyle iç içe geçme ve birleşme hali…

Bazen aynaya baktığımızda da kendimizi çok güzel ve ulaşılmaz buluruz, severiz kendimizi, beğeniriz ve gerçekten de bir kişi önce kendi güzelliğini görmeli, görmeli ki tüm yansıyışları kendinden kendine aksın ve herkes ve her şeyle birleşip bütünleşsin. Her sahne, bu büyük oyunun her sahnesi kendi kendimize yönetip, oynadığımız oyun.

Güzelliği başkasında değil kendimizde aramalıyız belki de.

Aslında belki de güzele güzel demem güzel benim ( ben ) olmadıkça cümlesi çok anlamlı oluveriyor. Tüm güzellikler, tüm dilekler ve tüm akışlar bizden bize olsun, yüreğimizin güzelliği ışısın, nurla aydınlansın ve bütünde ne güzel ne çirkin kalsın, özde sadece hepsi BİR OLsun.

30 Kasım 06

Carolina Isolabella Özgün

 
Toplam blog
: 144
: 676
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

İstanbul'da yaşayan bir levantenim, yeni özler, sözler, gözler tanımayı, farklı bakış açılarını p..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara