Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '21

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Güzel Seven Adamlar

Ne uzun zaman oldu yazmayalı..

Herkese merhaba. Sevgililer Günü'de geçti gitti. Nasılsınız?

Aylardan Şubat, evlerde hayat süremeye devam ediyoruz. Kimimiz ekran karşısında yaşıyor, kimimiz evin rutinine karışıyor, hepimiz bir şekilde zorlanmaya devam ediyoruz. 

Nasılsınız? Gerçekten soruyorum. Nasılsınız?

Bugün size "Masumlar Apartmanı"ndan çıkıp geldim. Ortalığı karıştıran o diziden. 22. Bölümü yayınlanmış. Ben ara ara videolar izliyorum içinden. Tamamı izlenecekler arasında elbette. Ama niye geldim derseniz. Naci yüzünden. Naci'nin ve Safiye'nin 22. bölümdeki hallerini gördüm de.

"Safiye, biliyor musun, ağaçlar yaralandığı zaman, diğerleri, onu kökleriyle sarıp iyileştirirlermiş" dediği o an var ya, orada bittim. Bittim gerçekten, dönüp dönüp o sahneyi izliyorum. Bir de tabi o şiiri..

GÜL

Gülün tam ortasında ağlıyorum

Her akşam sokak ortasında öldükçe

Önümü arkamı bilmiyorum

Azaldığını duyup duyup karanlıkta

Beni ayakta tutan gözlerinin

 

Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum

Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz

Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum

İstasyonda tiren oluyor biraz

Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım

 

Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum

Her nasılsa sokağa düşmüş

Kolumu kanadımı kırıyorum

Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı

Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene

 

Cemal SÜREYA

 

Cemal Süreya’nın yakışmadığı an var mı acaba? Bir gün onun da hikayesini anlatırım belki. Neden Türkçe’nin en büyük Aşk Şairlerinden birisi olduğunu. Kendimce.

Gelelim Naci’ye. Kitabı okumadım. 22 bölümdür hikayesini de izlemiyorum. Ama öyle güzel bir sevgi hissettirdi ki. Bilirsiniz. Kusurlar sevilmez memlekette. Safiye’nin psikolojik rahatsızlığı ile günlük hayatta karşılaşsa annelerimiz ah vah eder, ama sonra oğulları ile evlenecek olursa, kıyameti kopartırlar. Onun da iyileşebileceğini, insan olduğunu düşünmeden. Naci’nin bir defa evlenmiş olmasını da umursamazlar bile. Çünkü kusurlu olan hemcinsleri olur… Sahi, bir erkek bir defa evlendiğinde ve boşandığında “bekar erkek” olur da, kadın neden “dul kadın” olur? Dul olmak eş kaybetmekle alakalı değil midir?

 

Naci’yi kötülemiyorum. Bakışı anlatmaya çalışıyorum aslında. Onun niyeti yarım bıraktığını tamamlamak. Bitmeyen sevgisini paylaşmak. Gördüğüm kadarıyla. Ama psikolojik alt yapısı bir bağımlılık anlatır mı?

 

Aşk bir bağımlılık hali mi? Ya da kopmayan bir bağ mı? Nasıl insanlara aşık olmak gerekir? Aşkın kalıbı ya da sınırı var mı? Hastalık sahibi olmak ya da geçkin yaşta olmak, bir kısım insana göre, aşık olmak için kabahat mi? Aşk kusursuz olur mu? İddia edildiği gibi kişinin gen aktarımı için en mükemmeli seçme yolu mu aşk? Yani o kadar sıradan olduğu söylenebilir mi?

 

Nereden nereye geldik.

 

Masumlar Apartmanı psikolojik rahatsızlıklara yönelik farkındalıkları işleme şekli ve insanların dikkatini çekme gücüyle özel bir yapım. Bilerek birikmesini bekliyorum tamamını izlemek için. Çünkü önüne defter kalemle, ara ara notlar çıkarıp da dikkat verip, özenle izlemelisin diyor içimden bir ses bana. Ama itiraf ediyorum. Naci ve Safiye varken ben çok bakarım videolara galiba. Çok güzeller çünkü. 

 

Naci Safiye’nin halinin farkında ve onu iyileştirmeye çalışıyor. İyileştirir mi bilmiyorum, kişi kişinin yaralarını sarmalı mı onu da bilmiyorum. Ama aşk dediğiniz şeyin iyileştiren bir gücü olduğuna hep inandım, hep de inanıyorum. Çok güzel seviyorsun Naci demek istiyorum.

 

Diziyi daha çok konuşur, tartışır ve paylaşırız ama bu yazı bir merhaba olsun.

 

Tansel Öngel ve elbette Ezgi Mola, var olun ve Safiye ile Naci olarak bıraktığınız izle yıllarca varlığınız konuşulsun.

 
Toplam blog
: 48
: 89
Kayıt tarihi
: 11.01.21
 
 

Profesyonel Koç Bağımlılık Danışmanı Sosyolog Yazar Latin Amerika Çalışmaları Uzmanı Analog Fotoğ..