- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 634
Hadi ölmekten korkmuyoruz!

Su kamyonu önüme kırınca dondum kaldım, orta şeritten sağ şeride sinyalsiz geçen şoförün suratını görebilmek için kullandığım aracı kamyonla aynı hizaya getirdim, sürekli yola bakan adamın başını sola çevirmesi için kornaya uzun süre bastım...
Oralı bile olmadı...
Umursamaz bir yüz ifadesi takınıp yola devam etti...
&&&
İki sene önce yine İstanbul’dan can havli ile kaçmaya çalışırken, gişelere gelmeden sıkışan trafikte yavaşlamış, arkamdaki kamyon ne hikmetse duramamış, bagajı enseme getirmişti...
Söylene söylene, birazda ne yapacağımı bilmeden inmiştim arabadan, şoförün gözlerinin içine bakmıştım...
Ellerini iki yana açarak sanki onun olayla alakası yokuş gibi “ durmadı” demişti adam!
Laf dinlemeyip “durmayan” kamyona sinirlenmiştik beraber!
&&&
Çorlu’dan Edirne’ye giderken bomboş yolda devrilen domates yüklü Tır’ın sürücüsü, “geçmiş olsun, nasıl oldu” diye sorduğumda ne cevap vermişti;
“ İçim geçmiş!”
&&&
Türkiye’de her yıl bir milyona yakın trafik kazası oluyor, on binlerce vatandaşımız hayatını kaybediyor, yaklaşık iki yüz bin kişi de yaralanıyormuş...
Suç, laf dinlemeyen araçlarda değil elbette...
Direksiyon başına geçince; bencilleşen, farklılaşan, insanlıktan uzaklaşan bizlerde...
Trafikte özümüze mi dönüyoruz yoksa içimizdeki canavar mı ortaya çıkıyor anlamış değilim!
Hadi ölmekten korkmuyoruz!
Ya sakat kalmaktan?
Sakat bırakmaktan?
Öldürmekten?
Başkalarına zarar vermekten?
Nasıl oluyor da sürat yaparken kendimizi kaybedip, iş dönüşü evine çocuklarına giden anne, babaların hayatına son verebiliyoruz?
Nasıl oluyor da karşıdan karşıya geçmeye çalışan her şeyden habersiz minik bir yavrunun hayatına kast ediyoruz?
Bizim her işimiz mi acele yahu?
Neden on dakika erken çıkmıyoruz da, sürekli bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz?
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Yazınızı okuyunca yıllar evvel kırmızı ışıkta beklerken,Uludağ Seyahat'e ait bir otobüsün bize arkadan vurarak karşı şeride fırlatmasını ve yaşadıklarımızı anımsadım:(( Benzer birkaç kazadan sonra hayatta kalabilmek adına araba kullanmaya son verdik! Ama şans bu ya trafikte öleceksek, kaçış yok elbet.. Selamlar.
Melek Koç 24.08.2010 21:46- Cevap :
- Bazen tesadüfen yaşadığımız hissine kapılıyorum... Siz kazadan sonra araba kullanmaya tövbe etmişsiniz, otobüstekiler ne yaptı acaba? 25.08.2010 0:25
Resimdeki insanlara bakar mısın?asık suratlı,mutsuz insan yok gibi..Aliciğim; yazmak istediğim iki şey ülkemizde trafik ve iş güvenliği mevzuları..ama beceremiyorum,bir türlü atamadım tembelliği..selamlar
cinford 21.08.2010 12:28- Cevap :
- En kısa zamanda tembellikten arınmanı diliyorum : )) 24.08.2010 0:34
havasindanmi suyundanmi bilinmez ulkede ist-antalya yolunu 5 saaten sonra varinca karnima agrilar girerdi. Sanki ucardim o tehlikeli yollarda. Burada da 55 milden yukari ciktimmi agrilar basliyor. Havasi ve suyu galiba!!! Saglik ve saygiyla
Newyorker 17.08.2010 3:17- Cevap :
- Kısaca, “Amerika’da denetimler çok sıkı” diyorsunuz yani... 17.08.2010 22:47