Hakem Hüseyin Göçek’le ilgili müthiş gerçek!....

Nelerle uğraşıyoruz?

Nelere kafa yoruyoruz?

Sözcükleri uluorta nasıl kullanıyoruz?

Doğal/ olağan durumları nasıl da “müthiş gerçek” diye sunuyoruz?

Doğru, çarpıtmada üstümüze yok!...

*****
Bu soruları, Fotomaç kaynaklı bir haberin konusu üzerine sorduk. Habere konu olan kişi, geçen hafta Galatasaray’ın maçını yöneten Hüseyin Göçek.

Gazete, Hüseyin Göçek’le ilgili bir “bilinmez”e ulaşıyor:

“G.Saray'ın son saniyelerde yediği golle liderliği kaçırdığı İstanbul BŞB maçının hakemi Hüseyin Göçek'le ilgili müthiş gerçeğe ulaşıldı. Sarı-kırmızılı futbolcu, yönetici ve taraftarların tepki gösterdiği Hüseyin Göçek'in ailece koyu bir G.Saray taraftarı olduğu ortaya çıktı.”?

Ayrıca, “Göçek ailesinin, Sami Yen'de loca sahibi olduğu ve başta babası olmak üzere aile bireylerinin G.Saray maçlarını kaçırmadığı” söyleniyor.

****

Panathinaikos maçını hakem arkadaşlarıyla izlemeye Ali Sami Yen’e giden Göçek, Adnan Polat'a ne demiş?

"Sizi desteklemeye 6 hakemle geldik başkanım."

Bundan doğal ne var?

Ben de o maça gitseydim, “Sizi desteklemeye geldim.” derdim.

Galatasaraylı bazı yöneticiler, beraberlikle biten maçtan sonra, Göçek'e "Sana verdiğimiz emeklere yazık!" diyerek bağırmışlar!

İnandınız mı?

*****
Nelerle uğraşıyoruz, “haber” diye neleri piyasaya sürüyoruz?

Göçek’in “ailece koyu bir Galatasaray taraftarı” olduğunu söylemekle amaçlanan ne?

Hakem, görevini hakkıyla yaptı mı, yapmadı mı?

Siz ona bakın!

Gerisi laf-ı güzaf!..