Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Hakkımız olan yerde yerimizi alırız

Hakkımız olan yerde yerimizi alırız
 

HALİDE EDİP ADIVAR


AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli için “En az iki ilçede kadın aday gösterilecek” demişti, ancak olmadı. AKP Genel Merkezi tarafından açıklanan 12 belediye başkan adayı arasında hiç kadın yok. Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamasından cesaret alarak aday adayı olan kadınlar, hayal kırıklığına uğradı.

4 aday adayı vardı

AKP’ye 12 ilçede sadece 4 kadın aday adaylığı için müracaatta bulunmuştu. İzmit Belediye Başkan aday adaylığı için Nurhayat Güldüren ve Hicran Uzun, Kartepe Belediye Başkan aday adaylığı için Nilgün Yıldırım, Karamürsel Belediye Başkan aday adaylığı için de Deniz Yavuz başvuru yapmıştı.

Dört bayan adayımızda birbirindenden değerli siyasi birikimleri olan hanımlardı. Hangi siyasi partide olduğunun önemi yok. Önemli olan kadının yönetimlerde yerini alması. Meclis üyeliklerinde umarım siyasi partiler hayal kırıklığına uğratmazlar. Sormak istiyorum; nereye yakıştırıyorsunuz bizleri? Süslü bir kaç kelimelere mi?

Yoksa sokak sokak her evin kapısını çalabilme cesaretimize mi? Ya da ya da var denebilsin diye meclis sıralamalarında bir iki araya sıkıştırıp vitrin yapmaya mı?

Bütün siyasi partilerin içinde bulanan kadınlara seslenmek istiyorum. Asla vazgeçmek yok. Daha fazla sesimizi yükeltmek için , bizde varız demek için, daha iyisini başarmak için; gerek siyasette, gerek sivil toplum örgütlerinde daha fazla olmalı ve örgütlenmeliyiz. Hiç kimse bize hak ettiniz demiyecek. Hak istenmez alınır. Hakkımız olan yerlerde yerimizi almalıyız. Çünkü biz Cumhuriyet kadınlarıyız...

KADINLARIMIZ

Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

NAZIM HİKMET

 
Toplam blog
: 43
: 589
Kayıt tarihi
: 07.03.07
 
 

Bu dünyada kimine eş, kimine kardeş, kimine evlat oldum. Evlatlar doğurdum. Sevdim, sevilmedim. S..