Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Şubat '14

 
Kategori
Güncel
 

Haklıyım, üzgünüm

Haklıyım, üzgünüm
 

Dostlar, Türkiyedeki olaylar son günlerde Guiness Rekorlar Kitabına girecek cinsten. Suçsuz yere hapse atılan insanlar olduğunu, doğuda ve batıda bir şeylerin ters gittiğini hep söylemiştim. Neredeyse her yazımda “Adalet ! Adalet ! Adalet” demiştim. Lakin nerde adalet? Üzülüyorum tabii.

Ergenekon, Balyoz, Ayışı, Sarıkız, Poyrazköy vb. terimler neredeyse halkın belleğine kazındı. Her gün bu sözümona çete laflarıyla yatıp kalkarken ,suçlu denilenler şimdi tek tek salıverilmekte. Peki nerde bunların itibarları ya da akıp boşa giden yılları? Bir Allahın kulu çıkıp hata yapılmış diye özür diledi mi? Üzülüyorum " Ya bu yatanların yerinde ben olsaydım. " diye.

Haklı çıktığıma sevineceğime üzülüyorum. Çünkü  haklı çıkıyoruz ama zindanlarda yatanlar yattığıyla kalıyor. Soyulan, ezilen halk soyulduğuyla kalıyor. Demokratik haklarını kullanırken öldürülen gençler ise şimdi toprak altında.

Oysa  halktan alınan vergiler, tekrar halka iş, aş ve hizmet olarak dönse bizim demokratik ülkelerden neyimiz eksik? 

Vergiler mi eksik alınıyor?

Genç nüfusumuz mu az?

Akaryakıt mı ucuz satılıyor?

İklimimiz mi kötü?

Denizimiz mi eksik?

Coğrafi konumumuz mu kötü?

Almış başını gidiyor bir paralel yapı veya derin devlet lafları . Neredeyse on iki yıldır kadrolarını istediği kuruma istediği gibi yerleştirenlerin şimdi paralel devletten söz etme hakkı olabilir mi? Paralel yapı dediğiniz sizin içinizden can ciğer olduğunuz sizden birileri değil mi?

Siz bakmayın, görevini layıkıyla yapan ve yolsuzlukları, pislikleri, rüşveti ortaya döken Savcı ve Emniyet görevlilerinin halk gözlerinden öpse azdır. Sorsanız halkın yüzde sekseni  bu Savcı ve Polisleri haklı bulur. Türk halkı bu savcıları, polis şeflerini niçin yetiştirdi? Eşkıya dağdan şehre inmiş halkı soyuyorsa bizi korumak  kimin görevi? Elbette bu işi, size ucu da dokunsa Savcı, Polis, Asker yapacaktır. Suçsuzsanız ki öyle söylüyorsunuz, çekilirsiniz kenara ve gölge etmezsiniz adalet de yerini bulur. Adalette ve emniyette yanlış işler yapan olursa onun hakkından da yine kanunlar gelir.

Ne demek televizyonları arayıp “Falanca muhalefet liderinin konuşmasını vermeyin.” demek?

Burada öneriler kağıt üstünde kalsa da doğru bildiklerimizi söylemeli. Demokratik hak neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız. Bu vatandaşlık hakkıdır. Oy kullanmaktır. Yazmaktır, çizmektir, konuşmaktır. Sayın Demirel “Demokratik düzen bir ağaca benzer. Kuruyan dallarını keserseniz, daha da güçlü yeşerir.” Der. Bir iktidar partisinin ömür billah hükümet etme şansı olabilir mi? Devlet baki, hükümetler geçicidir.

Şu sorulara "Evet" diyebildiğimiz zaman bence çağdaş bir devlet oluruz. "Nedir bunlar" derseniz .

- Görüşünü ifade etmek dışında  millet vekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı mı? Cumhurbaşkanından köylü vatandaşa kadar her yurttaş kanun önünde eşit mi?

- Her yetişen gence iş ve aş için nüfus denetim altına alınıp aşırı nüfus artışının önüne geçildi mi?  İşsizler serbestçe iş bulabiliyor mu? Gençler geleceğinden emin mi?

- Sıkı bir vergi politikası getirilip kayıt dışı ekonomiye son verildi mi? Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınıyor mu? Vergi kaçırmak imkansız hale getirildi mi? 

- Kamu ihale yasası açık ve şeffaf mı? Devletin çıkarları ön planda tutulup, yağma ve talana son verildi mi?

- Eğitimde fırsat eşitliği getirilerek sınava, bilgiye, beceriye dayalı  yerleştirme yapılıyor mu?

- Kamuda hükümete göre değil devletin çıkarına göre kadrolar bilgi, kıdem  ve liyakata göre yerleştiriliyor mu? Atamalar mülakatsız ve tarafsız mı?  Her hükümet geldiğinde kadrolar darmadağın edilmiyor mu?

- Devlet adamları, emreden Cumhurbaşkanı da olsa kanunsuz emri yerine getirmeyecek şekilde yetiştiriliyor mu? Devleti savunanın hakları kanunlarca korunuyor mu?

- Demokratik ve Sosyal bir hukuk devleti olarak alınan vergiler vatandaşa ayrım yapmadan dönüş yapıyor mu? Devlet  yoksul halka Çağdaş ülkelerdeki gibi destek sağlıyor  mu?

- Kanunlar önünde herkes eşit mi  ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu için yurdun her köşesindeki halk bunu gururla ifade edebiliyor mu?

- Güvenlik güçleri dışındaki sivil halkın –korucular da dahil-  yivli silahları toplandı mı? Asker ve polis dışında yurdun hiçbir yerinde silah taşıma ve bulundurmaya izin verilmiyor mu?

- Yurdun dört bir yanında liseler ve askeri birlikler, sivil toplum kuruluşları seferber edilerek hazine arazilerine, yanan ormanların yerine, dağa taşa ağaç dikimi ve yetiştirilmesi sağlanıyor mu? Yurt yeşile büründü mü?

- Kamuda çalışanların ve emeklilerin maaş durumları yeterli mi? Emekliliği gelenler rahatça ve hemen emekliye ayrılabiliyor mu? Kamudaki şişkinlik giderilip işsiz gençlere iş sahası açılabildi mi?

- Seçimlerde eşitlik var mı? İşçi, memur, aday olup önkoşulsuz seçime girebiliyor mu? Partiler adaylarını tüm yurtta önseçimle belirleniyor mu? Seçim barajı milli iradeyi sandığa yansıtacak kadar düşük mü?

- Yapılar depreme dayanıklı mı? Devlet vatandaşının sağlam evlerde oturması için gerekli önlemleri almış mı? 

- Sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz ve kaliteli mi? Bu hizmetler alınan vergilerle karşılanabiliyor mu?

- Şehirlerde yeteri kadar yeşil alan ve park var mı?

Bu ve buna benzer sorunlara acil önlemler alınmazsa hangi parti iktidara gelirse gelsin sosyal patlama, huzursuzluk ve isyan bitmeyecektir.

Hükümetlerin görevi GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA'YI eşit bölüştürmektir.  

 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara