Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Nisan '16

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Halis muhlis // Dip dalga

Halis muhlis // Dip dalga
 

"Gerçek adalet hakkı, hak yiyenin kursağında arar." // Önder Karaçay


Oysa çok halis muhlis birisiydim. Ne zaman ki hayatımın sır olduğunu mahşer tufanında öğrendiğim banka mesleğim ile yaralarımın yüreğimde kanamaya başladığı yıllardı.
 
Türk Milli takımının renklerini taşıdığı için o bankada bir Türk Fırtınası olarak oynamış ve formamın hakkını o ulu bayrağa yakışır şekilde ve başım dik sonuna kadar mücadeleyi bırakmadan oynadım. Şimdi karşımda kimse kalmadı. Biz çok büyük bankayız, senin hakkın ile ilgili karar aldık, ödemiyoruz hakkını alabiliyorsan al, git ne yaparsan yap..
 
Mesele bu inatlaşma ve ego şişkinliği yüzünden şişkinliğin alınmasıyla son buldu. Şimdi bir yerlerde itibar arayacaklar. Neticede parayla satılıyor itibar. Sinsi planlarını da çöpe attık. Türk Mevsiminde başları soldu.  Çünkü bizim kim olduğumuzu, önce insan sonra Türk olduğumuzu unutmuş bir hainlik ve ihanetle karşı karşıyaydık.
 
Görmek ile bakmak arasındaki farkı izah edemeyen toplumlarda problemi çözmek zorlaşır.
Tuzu kuru yaşlar olmasa her toplum huzurlu olur.
Boğulan insana elini uzatacağına cep telefonu ile resmini çekip bak adam nasıl boğuluyor diyenler şimdi boğum boğumlar, o teknoloji pisliğini üretenlerle ve pazarlayıp satarak cep dolduran hainlerle birlikte.
Ne güzel para kazanıyor, ne güzel insan soyuyorlardı…
Hallacı Mansur’u sorsam kaç kişi bilir?
Onunda derisini de soydu öldürdü zalimler.
Şimdi 7 milyar insanın hepsini soyacağız diye kiralık paralı askerlerini loca sertifikalarıyla satıp ve pazarlama uzmanı olarak sürdüler sahaya herkes satışçı olduğu bir toplumda en iyi satış gördünüz gibi en sonunda birbirini satmak olduğunu…
Tıkıntı sofralarında tıkınıp tıknefes alınmayan alış veriş merkezlerinde ve finans karakolu bankalarında gelecek tüketen bir toplum en büyük felaket olarak karşımızdadır…Kimin umuru hepimizin değilse?
Söz yine şiire düşmüştür…
Halis Muhlis // Dip Dalga Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
Tek bir boşluk bırakmamış,
Hiç bir yeri de dolduramamıştı.
Doluluğun hiddetinden, boşluğun davetine,
Uzanan bir çelişkide huzura uzanmıştı.
Geçmişin derinliği inecek bütün kapıları kapatıyor,
Geçmişten korkmasa bile kaçtığı muhakkaktı.
Oysa o halis muhlis biri olarak bilinirdi.
Her günü güneşli bir gün gibi karşılıyor,
Gözlerini yumsa kafasını dolduracak acıların,
Hazır kapılarını açması yeterliydi.
Göz bebekleri biriktirdikleriyle sabah çiğleri gibi boncuk boncuktu.
Bir tecelli terbiyesiyle büyütülmüş olması,
Talihsizliğinin gırtlağını sıktığı ilk gündü.
Güçlü yapısında sadakat olduğunu keşfetmiş,
Fesattan koruması gereken bir mabetti,
Bu sağlam sütunlarla istediği teknede,
Kendini yeniden yoğuracak.
Erken köpürtülen mayadan hamur olmayacağını,
Daha çocukken öğrenmişti.
Mutluluğu henüz muhtaç olduğu ölçüye gelmemişti,
Özgürlük bu büyük nimetin tamamlayıcısıydı.
Bu nimet ahrette değil, dünyada gerekliydi,
Bu mistik taahhüdü terbiyesiyle delmişti.”
Önder Karaçay
Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı 

 
Kayıt tarihi
: 09.07.14
 
 

Okunması için değil dokunması için yazıyorum. Önder Karaçay ..

 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara