Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Hanefi Avcı'nın yok satan kitabı veya klişeleşmiş polis mantığının derin çelişkileri

Hanefi Avcı'nın yok satan kitabı veya klişeleşmiş polis mantığının derin çelişkileri
 

Hanefi Avcı kitabını iki bölümde değerlendirerek yazmış... Birinci bölüm; Devlet, ikinci bölüm ise Cemaat isimlerini taşıyor. Fethullah Gülen Hareketi veya Cemaat diye adlandırılan bölüme şimdilik girmeden; yaşam öyküsü ve mesleki anılardan derlenen ilk bölüm hakkında üst düzey bir Polis'in yaşamış olduğu çelişkilerden söz etmek istiyorum.

Bir sorgulama tekniği; Dayak...

Sağ görüşlü bir aile ortamında büyüyen Avcı, çocuukluk ve ilk gençlik yıllarında yaşamış olduğu sıkıntılardan bahsederek başlıyor satırlarına ve özellikle kendisini tanımlarken oldukça sakin yaradılışlı, sevecen ve sinirlerine hakim biri olduğunun altını çiziyor. Ancak kitabın ilerleyen bölümlerinde, bir Vali ile yapmış olduğu söyleşide, sorgulama anında zanlıları dövdüğünü çekinmeden yazabiliyor. Sinirlerine hakimiyeti ile tanınan bir polisin sorgulma esnasında dayak faktörünü seçmesi sıradan bir olay olarak aktarılıyor.

Bir sorun çözme tekniği; Etkili kişileri devreye sokmak...


Avcı'nın güvendiği ve çeşitli olaylarda birlikte hareket ettiği Namık Astsubay'ın haksız bir şekilde suçlanmasının ve gıyabi tutuklanma kararının çıkarımasının ardından dosyaya bakan hakime markaj uygulanır. Ancak hakim direnir 'Mahkemeye gelmeden tutukluluğunu asla kaldırmam' diyerek zorluk çıkarır. Olay çıkmaza girince bir "mafya kabadayısı" devreye sokulur. Hakim bir şekilde ikna (!) edilirerek Namık Astsubay'ın tutukluluk hali kaldırılır.

İvedi adalet; "Mahkûm kaçıyordu/ateş etmek üzereydi vurduk..."

Uzun ve yorucu geçen bir kara yolculuğunun mola anında kelepçesiz zanıların yanında makinalı tüfek unutulur. Ancak bu gelişmeyi tuzak olarak düşünen zanlılar silaha ilişmezler "Bizi öldürmek için senaryo kurdunuz. Numaranızı yutmadık, o yüzden silaha dokunmadık" derler. Bu olayı aktaran yazar; "buna benzer olayları çok yaptılar, çok yaptık doğrusu..!" diyerek ivedi adalet mekanizmasını nasıl çalıştırdıklarını anlatır.

Tutuklunun malı deniz...

Kitabın giriş bölümlerinde meslek hayatı boyunca "yemeyip, içmediğini" övünerek anlatan yazar, (o zamanlar yürürlükte bulunan) telsiz kanununa muhalefet etmekten tutuklanan bir fabrikatörün inceleme bahanesi ile (Yazarın kendi ifadesidir) telefonlarına el koyup kendi arabasında ve işyerinde kullanmakta herhangi sakınca görmemiştir. Vatan haini fabrikatör, geçerli kanuna muhalefet edip telsiz telefon alırsa sonunu o düşünsün değil mi ama?...

Kapital veye Felsefenin temel ilkelerini okuyorsan...

Kapital, Diyalektik ve Tarihi Materyalizm veya Felsefenin Temel İlkeleri gibi kitapları okuyanları teröristlere aynı kefeye koymak hangi mantığın ürünü olabilir? Elbette o zamanlar var olan ve bence halen varlığını devam ettiren Polis mantığının... Anlatımında bu çelişkiyi tespit ettiğimiz yazar, aslında bu kitapları okuması gerektiğini ancak kendisi de dahil olmak üzere okuyana rastlamadığını itiraf ediyor.

Türkiye'de ki terör örgütlerini yabancı ülkeler desteklemiyor! Tek dostumuz ABD, AB!


Sayfa 155'de bulunan şu satırlarla giriş yapalım;

"Pek çok kişi PKK'nın ABD, Almanya, AB tarafından desteklendiğini söylüyor. 'Öcalan'ı size ABD teslim etti' deyince, 'iyi niyetle yaptıkları ne malum' karşılığını veriyorlar.Peki soruyorum; PKK'ya karşı kullanılan en etkin silahlarınız olan kobra helikopterleri, insansız uçaklar, akıllı füzeler, termal kameralar, gece görüş dürbünlerini size kim veriyor? (...) Ayrıca şunu düşünün; ABD yüzde doksan isabetli Stringer füzelerinden bir kaç tane PKK'ya verse durum ne olurdu acaba?"

Bu satırları yazabilen anlayış ABD'nin dünyanın en büyük silah üretim teknolojisine sahip olduğunu, iki gün önce başta körfez ülkeleri olmak üzere ABD tarihinin en büyük ve en kapsamlı silah satışını yapacağını ve bu satışa İsrail'in itirazı olmadığını, yaralı ve ölü ele geçen PKK'lıların kullandıkları silah ve teçhizatın ABD malı olduğunu, TSK'nın 2008 Şubat ayında yapmış olduğu sınırötesi harekâtın ABD'nin verdiği koordinatlar üzerinden yapıldığını, aynı harekâtın gene okyanus ötesinden gelen "tavsiyeler" üzerine sonlandırıldığını kısacası ABD'nin "Tavşana kaç, tazıya tut!" politikasını yıllardır başarı ile yürüttüğünü ya göremiyor veya görmezden geliyor. Yazara göre terör örgütlerinin dış ülkeler destekli olduğunu iddia etmek, başarısızlığımıza bahane aramak demektir.

...

Kitabı halen notlar alarak okumaya devam ediyorum. Giriş bölümünde de vurgulamış olduğum üzere Fethullah Gülen Hareketi (FGH) ile ilgili olan bölümü henüz okumadım. Kitabın tamamını bitirdiğimde FGH ve cemaat faaliyetleri hakkında izlenimlerimi yazacağım.

Karşılıklız, koşulsuz, dört dörtlük bir vatan sevgisinin hüküm süreceği günlerde sarmaş dolaş olmak üzere...

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara