Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '07

 
Kategori
Özel Günler
 

Hangi savaşlar daha uygar ?

Hangi savaşlar daha uygar ?
 

"Dünya barış günü"

Bugün mü?

Medyada TV 'lerde neden yok?

Bu kadar haksız, bu kadar kuralsız ve acımasız savaşlar yanımızda iken bunu yapacak yiğit kaldı mı?

Zaten savaşlar acımasız mı olur diyorsun, kuralsızmı olur diyorsun. O zaman dünya teknolojik olarak yaşama standardı olarak gelişiyor ve daha kuralsız savaşlar yapmak için.

Savaşlar hep vahşiliğin göstergesidir. İnsanlığın en önemli özelliği, konuşup anlaşabilmektir. Eğer herkes kendi hakkına razı olsa başkasının hakkında gözü olmayacağından niza da olmaz. Uyuşmazlıklar olmayıp insan gibi medeni olup sorunlarını diyalogla çözümleseler, yine savaşlara gerek kalmaz.

Toplumsal sivil anımsatanlar mı yok, yoksa seslerini mi duymuyoruz, bir türlü anlaşılmıyor. Herkes hümanist, herkes Selam'ın barış olduğunu bilir ama "güncel" de barışın adını anan yok.

Ama doğru, savaşta kural kalmadı. Şimdikiler Cengiz'in ordularından daha gaddar. O zamanlar bir ordu gelip saldırana kadar aylar geçermiş. Belki hazırlığını da düşünsek yıllar sürermiş. Şimdi öylemi nerden, ne zaman nereye saldırılacağı bellisiz. Yeter ki güçlü olan kafasına koysun. Sen eskiyi ne karıştırıyorsun, çeyrek asır bile olmadı uluslararası kuralların kaldırıldığına.

Çağdaşız diyenleri Bosna'da gördük, Kosova'da gördük, karabağda (Azerbaycan) gördük, Makedonya'da gördük ama çağdışı toplu mezarların hepsini daha göstermediler. Kural mı dinlediler. uluslar arası sözleşme BM yoktu katliamlarda isteyen istediğini yapıyor, sonra bilanço için devreye giriyorlar. Kaç gazeteci, kaç çocuk, kaç kadın, kaç hamile kadın öldürüldü, kaç sivil insan katledildi. Sıhhatli bir sonuç var mı? Hala yeni açılan toplu mazarlar var.

Filistin'de kuralmı var, evinde çocukları ile yatarken kilometrelerce uzaktan öldürülüyorlar insanlar. Bazıları için kurala uymak zorunluluğu yok. İsterse herhangi bir yabancı devlette, benim için sakıncalı deyip istediğini topyekün aile olarak, öldürme ayrıcalığını kendinde görme anlayışı var.

Savaşlar terör savaşı olarak yapılıyor. Terörist örgütler de kendi kurallarını uyguluyor, devletlerde terörist kuralları uyguluyor. Bu arada düzenli birlikleri ile meşru savunmasını yapan ve güvenliğini sağlamaya çalışan ülkemizi de kuralsız savaşa tahrik edenler yok değil. S. kuvvetlerimizin barışcı tutumu uluslar arası barış gücü görev alanlarında kendini gösterdiği gibi yurdumuzda da feragatla sosyal çabalarını asli görevi yanında sürdürmektedir. Bu durumda kural dinleyen sadece bizim ordumuz kaldı dense yeridir.

Eskiden, elçiye zeval olmaz derlermiş , haberciler, elçiler, güvenlikteymiş. Irak savaşından bu güne kadar 200 gazeteci öldürülmüş. Filistinde istatistik bilgileri var mı bilmem, kaç gazeteci hayatını kaybetti!! Bu durum kimsenin kılını kıpırdatmıyorda.

Afganistan zaten dağlık gazeteci ölse kim haber yapacak. Belki kartallar dağda tükettikten sonra kimlik bulurlar, toprağa belenmiş. Televizyoncuysa kamerası dağın başında kalırmı, elbet karşı tarafada gerekli.

Ama bu kuralsız savaşlar çok çağdışı. Eskiler bizden ilerdeymiş bu bakımdan, düşmana karşı yiğitçe meydanlarda savaşılırmış. Adına maydan savaşı diyorlarmış. Siviller zarar görmesin, ölmesinler diye kırsal alanlarda savaşırlarmış. Cepheler olurmuş, düşmanın nerede olduğu bilinirmiş. Şimdi öylemi ya herhangi bir denizden herhangi bir belirttiği hedefe yatak odasında ise bile, hatta sığınakta çorçocuk demeden katletmekten çekinmiyen bir insanlık anlayışı hakim olmaya başladı. Şimdi düşman saldırınca, Atatürk'ün dediği gibi hattı müdaafa değil sathı müdafaa devri başladı. Ve herkes savaş hadefi durumuna geldi.

Bu durumdaki savaş ortamlarından ne beklenir. Bundan sonra gazeteciler, geride kalanlarıma para bırakayım diye kendini feda etmekten başka hangi düşünce ile savaş muhabirliğine talip olacak.

Sivillerin durumunu hiç sormayın zaten. Şu yanımızda her an çamuru bulaşacak diye beklediğimiz geçen dönemde ve hala devam eden durumda, verilen haberler belirsizlik içinde. hergün patlamalarda onlarca insan ölüyor. Bir o kadar da sağda solda ölü bulunuyor, fakat kimliklerinin kim olduğu konusunda hiç haber yok. Kim ördürmüş, nereliymiş, kimi tutuyormuş bilinmiyor. Sadece çetele tutmak için sayı veriyorlar.

O halde hangi barış günü ?

Kim söyleyebilir...

saygılar:nariçi.

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..