- Kategori
- Güncel
Hani kağıt parçasıydı?

Alessandro Gatto
Bir albayın altında imzası olduğu AKP'yi bitirme planını içeren bir evrağın olduğu haberi basında yer aldığında epey gürültü koparmıştı. Evrakın fotokopi olması dışında herşey harikaydı.
Hükümet derhal bu fotokopi üzerinden dava açtı. Fotokopi olan bir evrak gerçekmiş gibi davrandı. Bunun üzerine asker, bunun bir fotokopi olması nedeniyle, kağıt parçası olduğunu söyledi. Kendi hukuksal sürecine soktu, ama bir fotokopi olduğu için soruşturma ilerlemedi. Çünkü böyle bir fotokopi, askerin evrak kayıdında yoktu ve çok rahatlıkla herhangi biri tarafından üretilebilirdi.
Şimdi ise, bu evrağın gerçek olduğunun kanıtlandığı ortaya çıktı ya da aslında ortaya çıktığı iddia ediliyor. Ve zamanında, bu fotokopiyi gerçekmiş gibi gören kesimler, "hani kağıt parçasıydı?" diye böbürlenerek soruyor ve kağıt parçası diyenleri eleştiriyor.
Bu tabi, o zamanki dar kafalıların hala dar kafalılıkta devam ettiğini gösterir.
Çünkü, aslı olmayan bir evrak, kağıt parçasıdır. Başka bir şey değildir. Ne hukuken bir değeri vardır, ne de bilimsel bir değeri. Şu anda böyle bir evrağın gerçek olduğu iddiası, bir fotokopinin bir kağıt parçası olduğunu söylemenin doğruluğunu asla ortadan kaldıramaz.
Bu nedenle esas utanılacak şey, bir fotokopi üzerinden bir hükümetin ve haktan hukuktan bahsedenlerin, o evrağı gerçek sayarak davranmasıdır. Zamanında doğru davranış, bu fotokopinin gerçek olup olmadığının araştırılması, eğer gerçekliği kanıtlanırsa gerekenin yapılması idi. O zaman ne asker, "bana saldırı var" derdi, ne kendisinin atlanmış olmasının sıkıntısını yaşardı, ne 'bu bir kağıt parçası' deme girişimine girerdi, gayet güzel bir hukuk süreci sürerdi.. hangi görüşten olursa olsun, herkes süreci destekler, sürece güven duyar, ve varsa bir suç, onun cezasız kalmamasını savunurdu. Ama utanmaz bir şekilde, takliti gerçek say, şimdi de salakça, "baak, işte gerçekmiş naber" de.
Bu yazı bu ayrımı yapamayanların ya da yapmak istemeyenlerin gerçeği çarpıtmalarına karşı yazılmıştır.
Ayrıca.. gerçekliği kanıtlandı denen evrağın, henüz gerçekliği kanıtlanmamıştır.. ikincisi, adli tıbbın, 7'ye karşı 4 oyla, bunun gerçek olduğunu kabul ettiği basına yansıdı.. bu bir olgunun gerçekliğini zayıflatır.. Ayrıca, askeri savcılık, belgeyi gerçek kabul etti deniyor, ama onların nasıl ne şekilde bunu kabul ettikleri de tam basına yansımayan bir şey..
Bu evrağın gerçek olduğu konusunda güçlü bir eğilim oluşmuş olmakla birlikte, gerçek olduğu henüz kanıtlanmış değildir. Belki de hiçbir zaman kanıtlanamayacaktır. Ama yöntemsel olarak mahkemenin kararı ile, hukuksal açıdan kanıtlanmış sayılacak.
Bir olgunun gerçekliği, bir apartmanın yönetim toplantısı gibi.. oylanarak kanıtlanamaz, olgusal ve bilimsel olarak kanıtlanabilir. Bunun, bu çalışmalarda mümkün olmadığı görülmüştür.
Basına yansımayan bir diğer nokta ise şudur. Bu evrağın üzerinde elizi incelemesi yapılmış mıdır? Kağıdın türü, yazıcının özelliği, bunun askeriyedeki malzeme ile aynı olup olmadığı araştırılacak şeylerdir. Yine, bu evrak gerçekse mutlaka bunun başka kanıtları da olmalıdır. Bu evrağın gerçekliğini, bu diğer kanıtlar, olgusal olarak kanıtlayacaktır, kanaat olarak değil.
Bunun dışında, bu bilirkişiler, acaba, pek çok sahte imzanın arasından mı, ilgili albayın gerçek imzasını buldular?.. Hani, filmlerde görürüz.. Mağdurun karşısına on kişi dizilir, aralarından hangisinin suçlu olduğunu seçmesi istenir.. Yani direkt suçlu bu muydu diye tek kişi gösterilmez.. bilirkişi böyle bir çalışma yaptı mı mesela?
Bir diğer nokta ise şudur: Acaba, albay, tam da bir komplonun ajan düzeyinde bir parçası neden olmasın? Mesela, bu albay, askerin iddia ettiği gibi kendisine karşı yürütülen bir asimetrik psikolojik harekatın parçasıdır.. Herkesten bağımsız bir darbe planı hazırlar.. sonra güya yakalanır ve asker yakayı ele vermiş olur.. oysa aslında kendini feda ederek bir büyük operasyonun başarısına hizmet etmektedir.. Bir tür kamikazi gibi.. Böylece, bir kelle verirler ama hükümetin ve destekçilerinin, askerin hükümete karşı darbe planladığının propagandasını haklı bir şekilde yapıyor görünmesinin yolu açılır.
Bu da pekala mümkündür, neden olmasın? Askeriyeden bilgi sızdırıldığı sık söylenen bir şey. Demek ki içeride ajan diye görülen kimseler var. Bunlar kamikaziye, canlı bombalara dönüşerek neden harekete geçmesin askerin içinde?
Sonuçta, bir fikri savunurken, o fikrin bütün güçlü ve eksik yanlarını hesapa katarak, adam gibi savunmak gerekir, fotokopiye gerçek demek, kanıtlanmamış evrağı kanıtlanmış demek vs.. olguları çarpıtmaya, olduğundan fazla anlam yüklemeye götürür, eğer gerçekten hak ve hukuk peşindeyseniz, içinizde bir yer sızlar, zihninizde bir boşluk oluşur.
Varsayılım, bütün istisnalar bir kenara, bu evrak böyle bile olsa, "Hani kağıt parçasıydı?" diyerek, geçmişte yapılan utanılacak şeylerin doğru olduğunu savunmak iktidar yalakalığı sürecinde bir geri zekalılıktan daha aşağı değildir.