- Kategori
- Şiir
Hasat

Kaldır benlik perdesini aradan
Görmek istersen Hakk’ın Kapısını
İlimdir bu, bu ilme erin erenler
Ali yolu insanlığın yoludur erenler
Ali yoluna sırat el müstakime erin erenler
İnsan sırrını anlamak istersen erenler
Anlatan Ali'dir anlayan Ali'dir bunu bilin erenler
Hakk’a varıldı mı diye sorarsan
Anlatan Hakk kalemidir, Yazan Ali'dir
Kendini bilen, Hakk’a varır dersen erenler
Hakk olur Hakkın yolu olursun erenler
Bilişi buluşu hak edersen ilim olursun erenler
Bilişi hak etmezsen yarında nasıl kalıcı olursun
Kendini, sır diye bilen Hakkın birliğine varan
Muhammedin doldurduğu demi içen Ali'dir
Beni Halik diye bilen benliği yıkıp gelen
Hasat'ını doğru bahçeden deren Ali'dir
Ben, Yaradan ve yaratılan değilim.
Mayayım ben… ilk yaratılana inen maya
Giyindim çamur balçıktan elbiseyi
Bana, teni değil nefesi gerektir diyen
Benim , ziya olan her anım… bu ışıga vardım
O anda, din yoktu ki indim bir ulu bahçeden
İlim vardır insanlığın yolunda erenler
Ilim Muhammed Mustafa Kapısı Ali'dir
Ilmi bilen insanı bildi karanlığı aldı yere serdi
Bu ilmi, hak edip de anlayan ziyalandı erenler
Nefes oldu Kul olup tohum ekdin erenler
Bedenlendi bu dünyaya geldin erenler
Öksüz değil di köksüz değildin doğdun bir anadan erenler
Göksüz kalmadın ğög ekini ektin erenler
İnsanlık için yer yüzüne serdin erenler
Biliş oldun...Buluş oldun... İlim oldun… erenler
İşte dünyayı hak etmek için insan oldun erenler
Hakk’ın Kapısı’nı bulup açmak için erenler
Her insan Kul olup yol olacak erenler
Tohum olacak… “Kendini Bil!” diyeceksin ki
Bil ki hasat olasın erenler
Önümüz, ardımız, insanlığın yoludur erenler
Her birimiz yarının tohumudur erenler
Biz, Zamanın Yolculuğunda ilimi yaşarız erenler
Hepimiz, yaşamın tınısını duyarak yaşarız erenler
Yaşamın tınısı, hasattır erenler
Seni, hasata ulaştıran ilimdir erenler
O tınıyı duymadan, bu yolu bulamazsın erenler
O tınıyı duymadan yarına varamazsın erenler
Ölüm geldiğinde erenler
Ta ki nefesin yok olduğunda erenler
İsrafil, ilme Surun vurdugunda erenler
Sen “geç!…” der Sen 'dur' dediğinde
Hak edeni sen susunca şeş cihet dilleyince
İlim için çabalayana denilince “geç!...”
Hizmet et ki himmet bulasın erenler
Hakkın birligine varasın vahdet kapısını bulasın erenler
Sen, İlmin Kapısı’nı açasın ki hasat edesin erenler
Yaradan, yarattığında yaşar. Unutma!... Yaradan, yaşama iner sen olur. Unutma!... Yaşam, nefesle olur. Unutma!...
Ama sen, beşer şaşmadan çalışacaksan
Sırat el müstakim üzre olacaksın
Seni seni hak edecek ummanlara karışasın
Hiç durmadan Kuran okusan anlamadan
Anla elif be yi ilmi kapısından oku erenler
Sen umman ol ve o ummanda Kuran ol ki
Seni halk etsin seni hak etsin yaradan
Cennete, cevhere ve yaşama seni yar etsin Hak
Unutma cennetler kuruldu herkesin
kendi yaşamından erenler
Sen kendi aynanda seni bilirsen erenler
Kalem olup kelam olup sırr-ı hakikatı yaşarsan Kendi yarınını kendin kurarsan erenler
Hak ettim; gül koncasını kokladım dersin
Yolu açtım Sığ bir dünyada kul oldun erenler
Üçyüz altmış menzil tamamladın erenler
Kuran oldum… Yazan da kalemde sen erenler
Yarın oldun… Bugün oldun...Dün oldun
Yine ve yine ben menzil oldum yol oldum dersen
Sessizliği seslendirerek Hakkı daim zikret erenler
Gerçekliği Gerçekleştiren … Işte ben oldum!… de erenler
Bu işi bilip yapan,işte has insan olur erenler
Kuran olur… “OL!” der; oldurur… İşte bu!… erenler
Ben sen miyim sen ben misin lahut olur alem Kokusu, kokusu olur… Teni teni olur...Tini kini olur erenler
Kul, olur tohum olur… Her tohum, mutlak olur…
O tohumlar, İlmin Kalemleri olurlar ve yol açılır…Sen Hak Hak sen olur.. Enel Hak olur Erenler
Yesari der işit bu sözümü canlı diye düşme ölünün peşine
'Arifler hem arıdır hem arıtıcı' öldü deme 'ölen hayvan olur aşıklar ölmez' erenler
Hakiki bir mürşitte bel bağla Serçeşme suyunda iç sen kendi yoluna bak erenler
Mehmet Özgür Ersan 06-08 Agustos 2017 Edremit Bursa Üsküdar