Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Ağustos '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Hastalıklardan korunma (4)

Hastalıklardan korunma (4)
 

Bu dünyada huzurlu yaşamanın yollarından bir tanesi de sağlıklı olmak. Sağlıklı olmanın yollarından bir tanesi de dürüst olmak.

Huzurlu olabilmek için binlerce yol var. Eğer huzur bir denizse denize çıkmak için gidebileceğimiz çok fazla yol var, ama bizim için hangisi doğru? İşte bu yollardan en önemlilerinden bir tanesi de dürüstlük kavramıdır.

Bir insan eğer kendini Tanrı ile bütünleştirirse her şeyi bilebilir. Çünkü Tanrı her şeyi bilendir. Bir insan da Tanrının göstergesiyse, bir insan da her şeyi bilebilir. Peki bir insan dürüst olmanın neyini bilecek? Bir insan önce kendi içine dönecek, kendisinin yaptığı her şeyi bilebilir. Bir insan söylediği yalanları, yaptığı yargılamaları, öfkelerini, kinlerini, nefretlerini, kıskançlıklarını her şeyini bilir. İşte bunları kendisine dürüstçe açıklayacak. Ben bu kadar kıskancım, ben böyle yalancıyım, ben böyle yargıladım, insanları küçük gördüm, ben kibirli davrandım, ben öfkelerimi atamadım, ben annemden babamdan nefret ettim yada ben kardeşimi sevmedim yada başka insanların mutluluklarını kıskandım. Bütün yaptıklarını kendisine ifade edebilmeli bir insan. Çünkü kendisine itiraf etse de etmese de evren yada Tanrı herşeyi biliyor. Sizin duymuş olduğunuz bütün enerji, yaşamış olduğunuz bütün enerji zaten evrende hazır bir halde. Siz bunu görmezlikten geldiğiniz zaman o yok olmuyor ki. Size görebilmeniz için hastalık olarak geri geliyor. Ben buradayım diyor. Senin kıskançlığın sana bir hastalık olarak geliyor. Senin yalan söylemelerin başka bir hastalık olarak geliyor. Öfkelerin, örnek olarak bir mide ağrısı olarak geliyor. Belki kadınlıktan nefret etmen kadın hastalıkları olarak geliyor. Öfkelerinden kurtulamaman, rahminde bir kist olarak ya da safra kesesinde bir taş olarak gelebiliyor. Örneklemeler çok fazla. İnsanın hasta olmasının nedenlerinden biri madem ki dürüst olamamaksa, o zaman biz huzurlu olmayı istemiyoruz. Ama eğer huzurlu yaşamak istiyorsak, karşımıza kendi karşımıza geçip yaptığımız bütün hataları bir liste halinde dökmeli, sonra da onların olumlamalarını bulmamız gerekiyor.

Kendimize dürüst davranmaya başladıktan sonra huzuru aralamış olacağız. Peki sadece kendimize dürüst davranmak yetiyor mu? Dürüst davranmak çok büyük bir bölümü hallediyor. Bunun dışında kendi kendimize samimi olduğumuzun bir ifadesi. Eğer kendimizle dürüst olur ve samimi olursak, kendimizle açıkça karşılaşabilirsek, dostlarımızla da samimi oluruz. Eğer kendimizle samimi değilsek dostlarımızla da samimi olamayız. Peki dostlarımızla samimi olmak ne demek? Dostlarımıza samimi olmak demek; gerçekten sevdiğimiz insanlara karşı eğer biz dost isek, onları koruyan, onları seven, onlarla birlikte olanlara da dostuz. Eğer gerçekten samimiysek onlara kızanlara karşı biz de kızarız. Onları istemeyenlere karşı biz de istememezlik gösteririz. Çünkü dostumuz bizim için çok önemli. Peki hangimiz gerçek anlamda bir dostluk sergiliyoruz? Hangimiz dostumuzu olduğu gibi kabul edebiliyoruz. Onların hatalarını araştırmadan hangimiz samimi davranıyoruz dostumuza? Çoğumuz buna hayır diyecek. Çünkü biz kendimize samimi davranamıyoruz ki, dostumuza samimi davranalım.

İçimizde binlerce yüz var. Bazen yüzbinlerce yüz var. İşte bu yüzleri kendimize dürüst davranarak kaldırdıktan sonra, evren nasıl bize dostsa bizim de evrene dost olmamız gerekiyor. Evrene düşman olana biz de düşmanız. Doğaya nasıl dost isek doğaya düşman olana biz de düşman olmamız gerekiyor. Tanrı nasıl bize dostsa, bizim de ona dost olmamız gerekiyor. Ona düşman olana bizim de düşman olmamız gerekir. Bu gayet açık ve net. Eğer ormanları seviyorsak, onu yakmak isteyen bir insana karşı oluyoruz. Tanrıyı seviyorsak, Tanrıya karşı olana da karşı olabiliriz. Ama neden karşı olabiliriz? Onu küçümsemek için değil, onu aşağılamak için değil. Çünkü Tanrı demek sevgi demek, kucaklamak demek. Ona da dostluğun ne olduğunu anlatabilmek için bu şekilde davranmamız gerekiyor.

İşte bütün bu bozuk davranış şekilleri, bütün bu samimiyetsizlikler, yalanlar dolanlar, iftiralar, öfkeler, patlamalar, kıskançlıklar, endişeler, süpheler bunların hepsi hastalıkların birer birer bize takılması anlamına geliyor. Bu yazıda insanın kendi kendine nasıl dürüst davranabileceğinin ve kendisiyle nasıl samimi olabileceğinin kısa bir özeti geçildi. Bütün bunları yaptığınızda farketmeden birçok hastalığınızdan kurtulduğunuzu çok net göreceksiniz. Eğer “böyle şey olur mu?” diyorsanız, deneyin. Hani bu bir yemeğin tadı gibi. Bir yemeğin tadına ilk önce bir bakın. Hoşunuza gitmiyorsa yemeyin. Ama bunu yapabilmek için de kendinize izin verin, deneyin yani. En azından bir ay bunu bir deneyin. Ne kaybedersiniz? Hiçbir şey kaybetmezsiniz, daha çok hasta olmamayı kazanırsınız.

Hepinizi seviyorum.

Alahattin Öztekin

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara