Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '11

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Hastalıklardan korunma (5)

Hastalıklardan korunma (5)
 

Hastalıklardan korunma kendi gerçeklerini kabul etmekten başlıyor. Öncelikle insanın kendi gerçeğini kabul etmesi gerekiyor. Kendi gerçeğinizi reddettiğiniz andan itibaren hastalanmaya başlıyorsunuz. 

Her insanın kendi gerçeği vardır. İnsanlar kendi gerçeklerini gerçekten biliyorlar. Kendi gerçeklerinin ne olduğunu biliyorlar ama gereksiz bir sürü şeyle bunu kapatıyorlar. Örneğin sen evini temizlemen gerektiğini bilirsin ama gidip temizlememek için dışarıda oyalanırsın, yemeğe gidersin, işinle uğraşırsın, alışverişe gidersin. Fakat eninde sonunda o evi temizlemen gerektiğini bilirsin. Evin içine girdiğin zamanki kötü koku sen temizlemekten ne kadar uzak kalırsan, o kadar çoğalır ve çok fazla ışık girmedikçe toz artar, işin birikir. Evi temizleyebilmek için işin daha fazla olur. Gidip o temizliği bir an önce yapman gerekiyordur. 

İnsan kendi gerçeğini gereksiz düşünceleri ile kapatır. Bir insandaki gereksiz düşünceler nelerdir? İnsanların korkuları, insanların kendilerini reddetmeleri, kendi güçlerinin farkına varamamaları, hayatı öylesine yaşamaları, mutlu olmadıkları halde kendilerini mutlu olduklarına inandırmaları, acı çektikleri halde “başkaları da bunu yapıyor ve bu hayatın gerçeği acı çekmektir” demeleri. Aslında insanlar kendi gerçeklerini bu türlü yanlış geleneklere işleyen düşüncelerle, annelerinden babalarından itibaren aileden gelen düşüncelerle yada kendilerine yanlış aktarımlarla kendi gerçeklerinin üzerini örterler. Halbuki bir insan biraz silkinmeli ve kendine gelmeli. Herkesin kendi gerçeği var. 

Bu yazıyı okuyan birçok kişi kendisine dönüp sorduğunda “benim gerçegim ne” diye, durur kalır. Ne demek yani gerçeğim derken ne demek istiyorlar? Hiçbirşey akıllarına gelmez. Bir insanın kendi gerçeğini bulabilmesi için söyle bir yöntem uygulaması gerekiyor; İnsanın aklına birsürü düşünce gelir, bu düşünceleri reddetmiyeceksiniz. Bırakın aklınıza düşünceler gelsin. Bir insanı öldürmek gelebilir, hırsızlık gelebilir, işinizde bugün size yapılanlar veya sizin neler yaptıklarınız gelebilir. Sevgilinizle olan kavgalarınız gelebilir, herşey gelebilir. Direnç göstermiyeceksin bırak gelsin. Gelenlerin hepsini beyinden silebilme yeteneği bir insanda var. Nasıl sileceksin? Aklınıza gelen bütün bu düşünceleri hayalinizde fotoğraflayın, sonra yırtarak bir çöp bidonuna atın ve yakın onları, küllerini toprağa gömün ve üzerinde mor menekşeler yeşertin. Tekrar düşünceler aklınıza geldiğinde yine fotoğraflayın yırtın ve yakın. Merdiveni inip çıkarken, uyurken, gezerken, dolaşırken herzaman fotoğraflayıp yakabilirsiniz. Bunları evrim derecenize göre başarabilirsiniz. O zaman insanın düşüncesinde boşluklar oluşacak, beyninde boşluklar oluşacak. Ne boşlukları? Gelen düşünce artık gelmekten vazgeçecek çünkü. Ona karşı gelme diyen birisi yok. Biri diyor ki gel ben seni burada halledeceğim, yani işlem bu. 

Bütün bu işlemlerin en sonunda kafasında bir sürü boşluklar oluşacak, işte bir insanın kafasında boşluk oluşması demek, kendisiyle birlikte kalmaya başlaması demek. Bunun sonu yok. İnsanın kendisi ile kalmasının sonu yok. Uçsuz bucaksız bir deneyim bu. Bu deneyimi yaşadıktan sonra o insan kendi gerçeğini bulmaya gider. Kendine ait gerçeğini biraz daha bulmaya başlamdığı zaman sorumlulukları artar. Sorumluluklarını kabul eder. Sorumluluklarını kabul eden bir insan onlarla başa çıkmanın yollarını öğrenir. 

İşte insanın kıyameti; insanın yok olması demek değildir. İnsanın kıyameti insanın gerçeğini reddetmesi demektir. Halbuki gerçeği kabul ettiğin anda ne yapacağını, nereye gideceğini biliyorsun. Evini temizlemen gerektiğini biliyorsun. Ama temizlemen gereken bir evin olduğunu unutup dışarılarda oyalanıyorsun. Birgün evinin çöp yuvası haline geldiğini görmek senin gerçeğindir. Eğer hastalıklardan kurtulabilmek istiyorsak, kendi gerçeklerimizi kabul edeceğiz. Biz nasıl bir insan olduğumuzu kabul edeceğiz. Bir insanın kendi gerçekleri neler olabilir? 

Biraz örneklemek istiyorum. Bir insan yalancı olabilir ama buna “beyaz yalanlar” deyip ekler. Beyaz yalan falan yoktur. Siyahı, beyazı yada pembesi yoktur. Yalan yalandır. Karşısındakini mutlu etmek için söylenen yalanlar da yalandır. Bir insan kincidir ama bu gerçeğini kapatıyordur. Başka insanlar sürekli üstüne geldiği için kin tutuyordur. “Kin tutmamaya uğraşmıştır da başaramıyordur” diyebilirsiniz. Hayır, o insan insanlardan nefret ettiği için aklında tutuyordur. Bu duygusunu silmek istemiyordur. Eğer yok etmek istiyorsa bunu başarır. Önemli olan neyi istediğini bilmektir. Eğer o insan isteyip istemediği gerçeğinin farkında değilse nasıl silebilir ki? Eğer ben kinci olmak istemiyorsam bu benim gerçeğim. Kinci olmak istiyorsam bu da benim gerçeğim. Eğer bir insan bunun farkında değilse kinci olduğunun bile farkına varmaz. Bir de der ki işte bu benim burcumun bir özelliği. Yani bunlar bir insanın kinci olmasını haklı çıkarmaya sebeblerdir. 

Çok istiyorum ama olmuyor diye çevrenizdeki insanların yakınmalarını duymuşsunuzdur. Hayır çok istemiyor. Çok istese kendi gerçeğini farkeder. Önemli olan kendi gerçeğini bulmayı istemek. Örneğin kendini boşta bıraktığın zaman, düşüncelerini biraz önce verilen örneklerle sildiğin zaman söyle düşünebilirsin. “Allahım lütfen bana yardım et ve benim gerçeğimi bana göster” Ama o gün aklına gelecektir yada birisi sana söyleyecek veya birgün bir kitapta, bir parağrafta okuyacaksın. Televizyonda bir film seyrederken birşey olacaktır. Ya da arkadaşın sana birşey söyleyecektir. O zaman farkına var ve yok et. Sakın sonraya bırakma. Çünkü kendi gerçeğine sürekli engel koymuş olursun. 

Kendi gerçeğini gördüğün andan itibaren, kendi gerçeğini reddettiğin andan itibaren sen zaten bir ateşsin. Ateş burada ne anlamda? Yani ateşle kendi kendini yakıyorsun. Yok ediyorsun kendini. Kendi negatifliklerini yok edeceğine kendi varlığını yok ediyorsun. İnsan kendi yalanlarını, kendi ikiyüzlülüklerini, kendi kıskançlıklarını, kendi cimriliklerini, kendi yargılamalarını yakacağı yerde bunları görmemezlikten gelerek ve gerçeği görmemezlikten gelerek kendi benliğini yakar. Böylece hastalıklarla kendini yok eder. 

Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın. 

Alahattin Öztekin 

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..