- Kategori
- Kişisel Gelişim
Hawaii iyileştirme tekniği, Ho'oponopono Terapisi

Artık çekim yasasını hepimiz biliyoruz.
İnansak da, inanmasak da hayatın içinde bazı isteklerimizin, düşüncelerimizin anında tezahür ettiğine sık sık tanık oluyoruz.
Ancak bazı isteklerimiz hiç de kolay gerçekleşmiyor.
Bazılarının aylar, yıllar aldığını ve bazen gerçekleşmediğine tanık oluyoruz.
Peki, neden bazı isteklerimiz hemen olurken, bazıları çok geç gerçekleşiyor veya hiç gerçekleşmiyor düşündünüz mü?
İsteğimizin gerçekleşmesine dair bizi engelleyen inanç sistemlerimiz yüzünden.
Ne yapmalı o zaman bu inanç sistemlerimizi dönüştürmek ve arınmak için?
Çok fazla yöntem var.
Ben olumsuz inanç sistemimi dönüştürmek için uzun süre EFT’den, olumlamalardan, subliminal telkinlerden, imgeleme yöntemlerinden faydalandım, kısmen iyi geldi. Ama net olarak bir sonuç alabildim mi, tartışılır.
Birkaç yıl önce bir kişisel gelişim sitesinde karşılaştığım ve oldukça işime yarayan bir arınma yöntemi aslında tam da aradığım yöntemdi. Şimdi bu yöntemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hawaii yerlilerinin kullandıkları bir öğreti, Ho’oponopono terapisi.
Terapi denildiğine bakmayın, oldukça basit, insanı yormayan, sizi günden güne mutlu eden, dönüştüren, güçlendiren, sevgiyle ve şükürle dolduran, zevkle yapılan bir terapi bu.
Bu yöntemin hikâyesinden başlayalım isterseniz.
Hawaii eyalet hastanesinde akıl hastalarının bulunduğu koğuş oldukça tehlikeliymiş. Terapistler bir ay içinde istifa ediyorlarmış. Hastane personeli sıkça hastalık izni alıyormuş ya da istifa ediyormuş.
Hastalar tarafından saldırıya uğrama korkusundan dolayı, koğuşta sırtlarını duvara çevirerek yürüyorlarmış. Kısacası burası yaşamak, çalışmak ya da ziyaret etmek için hiç uygun bir yer değilmiş.
Burada göreve başlayan ve 4 yıl çalışan Dr. Len hastaları hiç görmemiş. Öncelikle hastaların dosyalarını incelemiş ve sonrasında kendisinin bu kişilerin hastalıklarını nasıl yarattığını görmek için kendi içine bakmış.
Tedaviye önce kendi içinden başlamış. Kendisi geliştikçe, hastaların da gelişme gösterdiğini görmüş ve zaman içinde bir mucize olmuş. Hastalar birer birer iyileşmeye başlamışlar.
Bir Terapist, kendini iyileştirerek başkalarını - akıl hastalarını nasıl iyileştirebilir ki? diye şaşırmış olabilirsiniz.
Dr. Len “ho'oponopono” adında antik bir Hawaii iyileştirme yöntemi kullanmış.
Ve işte en önemli soru: Terapist "Bu insanların değişimine sebep olacak ne yaptı?"
"Onları yaratan kendi parçamı iyileştirdim sadece," diyor Dr.Len. Ayrıca hayatımızdan sorumlu olmanın, hayatımızdaki her şeyden sorumlu olmak olduğunu söylüyor –aslında basit, dış dünyada gördüğümüz her şey içimizde oluyor. Tam manasıyla, tüm dünya senin yaratımın- diyor.
Aslında dünya boş bir film perdesi. Bu filmde yansıyan her şey, bizim zihnimizde ve bu devamlı perdeye, yani dünyaya yansıyor.
Yaratıcı biziz.
Kolayca anlaşılabilecek bir şey değil. Söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan sorumlu olmakla, hayatımızdaki tüm insanların söylediklerinden ve yaptıklarından sorumlu olmak farklıdır.
Gerçek şu ki, eğer hayatınızın sorumluluğunu alıyorsanız, hayatınızda gördüğünüz, işittiğiniz, tattığınız, dokunduğunuz ya da herhangi bir şekilde deneyimlediğiniz her şey sizin sorumluluğunuz altındadır. Çünkü hepsi sizin hayatınızda olduğu için, bunları görmektesiniz. İçinizde var olmayan hiçbir şeyi göremezsiniz.
Ho'opnopono yönteminin temeli, aslında kendini sevmek anlamına geliyor.
Hayatınızın gelişmesini istiyorsanız, önce onu sevmeli ve iyileştirmelisiniz. Eğer birini iyileştirmek istiyorsanız bunu ancak kendinizi iyileştirerek yapabilirsiniz.
Dr. Len "Sadece, tekrar ve tekrar
“Seni seviyorum”,
“Özür dilerim”
“Lütfen beni affet”
“Teşekkür ederim”
demenin iyileştirme için yeterli olduğunu söylüyor.
Hepsi bu kadar. !...
Sonuç olarak, Sadece, dış koşulları yaratan içimizdeki parçamızın iyileştirilmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırın diyor.
Bu öğretiyi tam olarak anlamak için Secret’ın geliştiricilerinden Joe Vitale’in yazdığı “Zero Limit” adlı kitabı okuduktan sonra, konuyla ilgili kafamdaki soru işaretleri cevaplandı.
Yeni içsel gevezeliğimi çok seviyorum.
“Seni seviyorum”,
“Özür dilerim”
“Lütfen beni affet”
“Teşekkür ederim”
Söyledikçe mutlu oldum, arındım, güçlendim, sevgiyle ve şükürle doldum.
Hayatınızda yolunda gitmeyen her türlü probleme, sağlık sorunları ve kilo problemleriniz de dâhil olmak üzere uygulayabileceğiniz, pratik, hızlı ve çok güçlü, arınmanızı sağlayacak harika bir yöntem.
Sizi seviyorum, özür dilerim, lütfen beni affedin, teşekkür ederim.
Deneyin lütfen ve mucizeleri görün.