- Kategori
- Gündelik Yaşam
Hay aksi haller

Rüya konusunda ışık hızında yorum yapan ben, gezegenlerin ileri geri hareketleri, astrolojik haritamızda çeşitli evlerimize yaptıkları davetsiz ziyaretleri konusunda kafayı bir türlü çalıştıramıyorum.
Önlem almak mümkün müdür gerçi bilmiyorum ya son bir aydır yaşadığım her şeyi içselleştirmeye çalışıp sadece mesaj almaya çalışıyorum. Çıkarımlarım şahsıma ait olduğu için maalesef buradan paylaşamıyorum.
Aralık ayının başında arabamın hafifçe arkadan öpülmesi ile başlayan aksilikler silsilesi ile kavrulup gidiyorum.
Bu ay resmen zihnime de bir şey oldu. Bir çeşit sınamadan geçtim hatta. Art arda üç gün içinde olmayacak ne varsa yaşadım, neyse çok şükür ben gezegenler ile ilgili sıramı savdım.
Nüfus cüzdanımın kayıp olduğunu fark etmemle başlayan bir Cuma günü, aynı günün akşamında iş cep telefonumu işte unuttuğumu fark etmemle perçinlendi. Akşamın bir körü döndüğüm evimden diğer körü diliminde işe geri dönmek ve neyse ki iş yeri güvenliği ile olağanüstü hal ilan etmek suretiyle telefonumu buldum.
Yeniden eve döndüğümde bir şey bulmanın gazı ile havaya girip bu kez tam iki saat evde nüfus cüzdanımı aradım. Yer gök, çekmece, dolap, çanta içi, mont cebi, geri dönüşüm çöpleri ne varsa aradım. Aklımın ucundan geçmeyen bir bileziğimi çantanın birinde buldum da nüfus cüzdanımı bulamadım.
Kaybolan kimliğim (?!) en son yurt dışına giderken kullandığım bavulun içinden çıktı! Gitmeden önce “mutlaka bavulunda gizli bir köşeye sakla, başına bir şey gelirse konsolosluğa onunla gidersin” diyen bir büyüğün aklına uyduğum için alışmadık bünyede tavsiye durmaz hesabı doğal olarak “resmi kendim”in nerede olduğunu bulmakta zorlandım.
Ertesi gün alışveriş merkezinin birinde ATM’den parayı çekip kartımı makinada bırakmam, ardından “kartınız şubemizde bloke edilmiştir gelin alın cicim” mesajı ile evin yolunun ortasından tornistan yapmam, şubenin hafta sonu olmasına rağmen açık olmasına şükretmemle günümü tamamladım. Allah’tan bankamatiklerden başka bir sürü kart çıktı da henüz aklımı kaçırma konusunda yalnız olmadığımı anladım!
Dün tak diye en sevdiğim ayakkabının topuğunun kırılması, gideceğim yemeğe eve dönüp ayakkabı değiştirmem yüzünden geç gitmem dışında şimdilik başka bir şey yok.
2014 yılı şakaları ile beni zorlayarak, ayrılmak istemeyen sevgili gibi yakama yapışmış vaziyette gidiyor.
Yeni yıl ise enteresan bir şekilde uzun süredir haber alamadığım kişilerin bir telefonla tekrar hayatıma dönmeleri, web sitemin basında çıkan haberleri, hediyeleri ile gümbür gümbür geliyor. Sıradaki sürpriz nedir bilemiyorum ama hepsinden keyif almaya özen gösteriyorum.
Yazma konusunda verimsiz geçen bir yılın bu ikinci ve son yazısı vesilesi ile herkese huzurlu ve mutlu bir yıl diliyorum.