Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Eylül '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Hayaller yenmez

Hayaller yenmez
 

HAYALLER YENMEZ: Lafla peynir gemisi yürümez. Hayalle de karın doymaz. Hele pembe hayalle hiç!


İnsan nüfusu son ikiyüz yılda bilinçsizce artış gösterdi. Bu artış, küflenen bir portakalın yüzeyindeki gibi görünür seviyede olmamakla birlikte şu an için dahi: İnsan, kendi varlığını tehdit ediyor. Yani insan kendi kalabalıklaşma süreci ile kendi varlığı için bir tehdit olmuş durumda.

Tahminler 2050 yılına gelindiğinde, dünya nüfusunun 9 milyarı aşacağını öngörüyor. Bu artış, beraberinde gıda maddelerine olan ihtiyaçta yaşanacak artışı da getirecek. Bunu söylemek için gelecekbilimci olmaya da gerek yok.

Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’in, temel gıda maddelerinde yüksek miktarlarda alım yaptığı, hatta çiftçiler ile anlaşıp önümüzdeki yıllarda üretilecek olan mahsul için alım garantisi verdiği ve satın aldığı haberleri tüm dünyada yankılanıyor.

2008 yılı bahar aylarında pirinç fiyatları üzerinde yaşanan büyük spekülasyon operasyonu daha unutulmadı. Şu günlerde krizin verdiği zararı telafi etmek için cüzdanlarının kaşıntısından yerlerinde oturamayan borsa haydutlarının yeni herzeler yemelerini için uygun ortamlar hazırlanıyor. Bu seferki operasyon konusu da gıda! Yani insanların iyice dara girdiği bir ortamda, yaz aylarının yaş sebze ve meyve ile ferahlattığı bütçeleri tehdit altında.

Bu seferki tehdidin konusu ET. Et üretimi ve piyasası üzerinde de büyük oyunlar oynanıyor. ET BALIK KURUMU ve SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU gibi devlet kurumlarının ortadan kaldırılması tesadüf değil. Bu tür kurumlar etkili oldukları piyasalarda regülasyon görevi görür. Yani piyasada aşırı talep olduğunda üretimi arttırarak, talep düştüğünde de üreticiden alım yaparak stresi azaltır. Bu işlevleri özel işletmelerin yapması beklenemez. Aksine özel işletme her durumda kâra endeksli politikaları uygulamak zorundadır. Bu ‘özel’ olmanın bir gereğidir.

EBK ve SEK olmadan geçen birkaç yıl bile hayvancılık piyasasının çökmesine yetti. Şimdi bu piyasada oluşan boşluğu doldurmak için ithal et getirerek ‘çözüm’ oluşturuluyormuş. Bu bir çözüm değil.



Yapılan sadece hastaya ağrı kesici vermektir. Ama ağrı neden kaynaklanıyor merak eden yok. Ağrının sebebi:
1- Tarım topraklarının sanayi atıkları ve kent atıkları ile kirlenmesidir.
2- Ekonomik sistemin hatalı kararlarla kirlenmesidir.
3- Toplumsal umudun sistemin siyasetle kurutulmuş olmasıdır.

Siyasetin de, devletlerin de bunları oluşturan kurumlarında tek bir amacı olmuştur: Ekonomi. Kimin ekonomisi? O devletin sahibi olan erk’in. Bizim ülkemizde o erk; doksan yılı aşan bir süreden bu yana MİLLETTİR. Bu erk’e hizmet etmek, üzerinde yaşayan (ekmeğini yiyip suyunu içen ) herkesin birinci görevidir. Bu hizmetlerden en SOMUT olanı ekonomidir. Bu hizmetteki başarı; halkın refahı, yaşam kalitesi, eğitimi, sağlığı ile görünür.

Ama bunların hiçbiri önemli değildir. Bazı şeyler vardır ki; halk (refahı, yaşam kalitesi, eğitimi, sağlık) hepsinden feragat eder. Bunların hepsinden daha önemli çok şey var. Bir tanesi: Umut. Umut tükendi mi geride ne varsa unut. Hiç biri tat vermez.

Ve umut tükenmek üzere…
Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ
msevgi@mental.com.tr

Resim:
http://www.facebook.com/album.php?aid=134790&id=679942416&l=33305e6cda

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara