Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Ocak '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Hayallerim, emeğim, yolum. (Yola çıkış- 19 Mayıs 2012)

Hayallerim, emeğim, yolum. (Yola çıkış- 19 Mayıs 2012)
 

19 mayıs 2012 yola çıkış


19 Mayıs Cumartesi

Büyük gün geldi. Devekuşu nu bulunduğu yerden alarak rıhtımda bağlı bulunan Kayıtsız 3 ün önüne bağladım. Ailem ve dostlar uğurlamaya gelecekler. Öğlene doğru arkadaşlar gelmeye başladılar. Eşim, Oğlum ve nişanlısı da yolda olduklarını söylediler. Ailem ile ilk bululma noktamız yelken kulübüydü. Yelken kulübünde kahvelerimizi içtikten sonra limana Devekuşunun yanına gittik. Bu arada eşime Kayıtsız-3 ü gezdirdim. Bugün saat 15.00 te yola çıkacağım.

Adlarını tek tek sayamıyorum ama birçok arkadaşım geldi. Limandan saat 13.00 te Ali Can ile beraber yelken kulübüne gitmek üzere ayrıldık. Tüm misafirlerin gözü üzerimde, elim ayağıma dolaşıyor. Devekuşu nun dümen dinlemeyeceği tuttu. Kayıtsız 3 e neredeyse çarpıyordum. Buna rağmen limandan çıkıp yelken kulübünün önündeki tonoza bağlanmayı becerebildim. Saltanat kayığı ile önce ben sonra Ali Can karaya çıktı. Ankara dan Erol Akçam ın gelmiş olması beni çok duygulandırdı. 

Tüm misafirler yelken kulübündeler. Geleceklerini hiç ummadığım, gelmelerini benim için büyük sürpriz olan dostlarda var. Saat 14.30 a kadar evlerden getirilen kek ve poğaçaları yiyerek sohbet ederek geçirdik. Artık demir almak zamanı gelmişti. Ben gidiyorum. Hadi Allahaısmarladık diyerek kalktım. Hâlbuki bu gün için konuşma bile hazırlamıştım. Ali Can gitmeden bir fotoğraf çekelim dedi.

Misafirler, kulüp yöneticileri ve sporcularının düdük çalmaları eşliğinde Hakan hoca beni saltanat kayığı ile Devekuşuna götürdü. Tonozdan ayrıldım. Rüzgâr kolayına ve sakin esiyordu.

Yelkeni bir an önce açmak istiyorum ama yükleme limanına girmeye hazırlanan bir gemi var. Önünden kılavuz botu geldi. Yelkeni şimdimi açmalı yoksa gemi geçtikten sonramı derken limanın ucuna kadar motorla ilerledim. Yelkenimi açtım. Gemi daha limana girmediğinden motor da bir yandan rölantide çalışıyor.

Limana girecek yük gemisinin sancağından geçerek arkasından dolaştım ve yönümü Barbaros’a doğru çevirdim. Benim ve Devekuşu nun ilk seyri başlamıştı. Toprak mahsulleri ofisine yaklaştığımda bir kavança atarak rotamı açığa çevirdim. Daha sonra tekrar bir kavança daha atarak, rüzgârı geniş apazdan alarak Barbaros a kadar geldim. Barbaros girişi yeni yapılan liman inşaatından dolayı görünmüyor.

Tekirdağ yönünden gelen bir tekne fenerlere bakarak hareket etmeye kalkarsa, Barbaros’u biraz geçerek sancak yapıp iki fener arasına girerim diye düşünür. İnşaattan dolayı bunu yapabilmek imkânsız. Yeni yapılan liman mendireği ile barınağın eski mendireği arasındaki dar koridordan geçerek girmek zorundasınız. Bu kadar dar alandan birde Bandırma, Avşa ve Erdek seferi yapan feribotlar bu barınağı kullanıyorlar. Giriş ve çıkıştaki sıkıntıyı düşünün artık.

Barınağa girdiğimde Kemal Albayrak karşıladı. Eski bir balıkçı teknesine aborda oldum. Baş halatını da rıhtıma bağladık.  Hava daha kararmamış, saatin 18 civarında olduğunu tahmin ediyorum. Faruk Bey barınaktaki balıkçı mekânını açarak misafir etti.

Flok hala sıkıntılı. Alt yakasını yarın Kemal in atölyesinde kesip tekrar dikeceğiz. Floku mandarı indirerek söktüm. Devekuşunun akaryakıt sponsorluğunu üstlenen Ankara’dan gelerek bana sürpriz yapan Erol Akçam aradı. İstanbul a havaalanına varmışlar. Ankara ya geri dönüyorlar.

Faruk Bey, Kemal ve ben flok için çareler düşünürken, benim yola çıkışımdan sonra Uçmakdereye giden ailem ve arkadaşlarım geldiler. Getirdikleri Börekleri ve yollukları devekuşu na taşıdım. Sanırım 1 ay yiyecek ihtiyacım olmayacak.

 

 

 
Toplam blog
: 55
: 313
Kayıt tarihi
: 10.11.12
 
 

Yaşamımın büyük bir bölümünde , kafam kuma gömülü KARADAN DENİZE bakmıştım. Bundan böyle kafamı k..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara