- Kategori
- Gezi - Tatil
Knidos'un Kekik Kokan Kadınları

Knidos'ta gün batırken seyretmek...
Önce sadece rüzgarın hafif bir hareketiyle salladığı zeytin ağaçlarının çıkardığı sesleri duydum. Gözlerimi açınca yeni doğan güneşin ilk ışıklarını gördüm kamaramda...
Knidos'ta yeni bir gün başlıyordu. Fotoğraf makinamı ve gözlüğü alıp fırladım dışarı. Karşı tepedeki en yüksek noktaya çıkmak istiyordum. Bacaklarıma ufak çizikler atan çalıların arasından, güneşin ilk ışıklarını sırtımda hissederek, daracık patikadan yürümeye başladım. Bir süre sonra bir kayanın üstüne oturup dinlenmek istedim. İşte o anda rüzgarla gelen bir koku algıladım. Çevreme baktım uzun uzun, sırtsırta duran iki koyu seyrettim. Önce adaçayı kokusu ve sonra hepsini bastıran kekik kokusu genzime doldu. Derin bir nefes alıp,gerindim mutlulukla...
Karşımdaki koyların hemen arkasında duran antik Knidos kentine baktım. Asırlar öncesine gittim bir anda; kendimi o çağlarda yaşayan biri gibi düşündüm.Tüccarlar, erkekler, kadınlar, işçiler ve binlerce insan gördüm şehrin sokaklarında dolaşan. Askeri gemilerin olduğu koyda gemiciler günlük işlerini yaparken, diğer koydaki ticaret gemilerine hamallar anforalar içindeki zeytinyağlarını yüklüyorlardı. Her iki koyda karınca gibi çalışan insanlar ve aralarında koşuşturan çocukları izledim! Arkamdan sesler geldi, kafamı çevirdim. Sırtlarındaki ufak torbalarıyla Knidos'lu kadınlar geliyordu bana doğru. Onlardan önce kekikli sabunlarla yıkanmış bedenleriden kokusu geldi rüzgarla...
Güneşin,rüzgarın ve kekik kokusunun etkisiyle başım dönüyor.Sonra kekik kokulu Knidos'lu kadınlara el sallayıp yoluma devam ettim...
7 Ağustos 2012
Knidos Datça