Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Hayallerin Hamalı

Hayallerin Hamalı
 

alıntıdır


Nasıl doğru bildiğimiz yanlışlarla dolu aslında hayatımız. Bazen öyle derin uyuyoruz ki, taa biri gelip tepemizde demir çanları çalıncaya dek rüya da kalıyoruz. Yüzleşiyoruz, yıpranıyoruz, kırılıyoruz, inciniyoruz.

Kelimeler ses olup dökülmedikçe dudaklarımızdan, düğüm oluyor boğazımızda.

Sabır çekiyoruz, diş sıkıyoruz kurmaya çalıştığımız düzenler bozulmasın diye. Hep empati yapıyoruz hatta. Sıkmadan, boğmadan yaşamak isterken boğulan sonunda hep biz oluyoruz.

Son nefesimizi verirken çırpınıyoruz, saçımızdan tutup çekiversinler kıyıya da güneşi görelim yeniden diye.

Ama öyle derin uyumuş oluyoruz ki, ölüyoruz adeta her seferinde.

Aldatmak nedir? Peki ya hırsızlık?

Aldatmak illa başka bir eli tutmakla mı olur? Hırsızlık illa birinin maddi önem taşıyan bir eşyasını sorgusuzca almak mıdır?

Hayır…

Aldatmak sakladığımız her şeydir aslında. Dürüst gelene türlü kurgularla gitmektir. Sana canım diyene hainlik beslemektir. Türlü senaryolara inandırıp hatta belki kendinde inanıp karşındakinin güvenini kazanmak, sonra o güveni yerle bir etmektir.

Ya hırsızlık?

Hırsızlık sahibi olamayacağını bildiğin bir kalbi çalmaktır mesela. Hayallerle, masallarla zamanını çalmaktır. İki tatlı sözle sonu çoktan yazılmış hikayelerde uzatmaları oynamaktır. Yıkmaktır karşındakini, sıfıra indirmektir kendini.

Devleşmektir önce o gözde, sonra cüceleşmektir gittikçe.

Bir enkaz kalır her zaman yıkılan güvenden geriye.

Sonra güçlüysen eğer o enkazı seyre dalmazsın. Silkelenir, dersini alır yeniden doğarsın.

Dalga geçersin kendinle hatta. Gülersin saflığına, iyi niyetine zamanla. Ama kalbin de kin beslemeden yol alırsın. Affedersin içinde sana kötülük edeni. Kendine verdiğin değerdendir affedişin. Aksi halde kin, nefret, öfke en büyük engel olur önünde.

Bir sabah kalkarsın ezan sesiyle ve bıraktığın gibi değildir hiç bir şey işte. Kısa zamanlara çok gelecek zaman sığdırmışsındır belki de.

İki seçenek belirir o an önünde;

Ya eskisinden daha sağlam basarsın yere, ya da yıkılmışsındır en ufak bir esintide.

Doğruların kaderidir bu engebeler. İstesen de istemesen de mutlaka bir yerde ayağına takılıverirler.

Sen üzerinden atlayıp geçmeyi seçersin. Ardına bakmadıkça korkmadan ilerlersin. Ardına bakan korkaktır, sen ise cesaretlisin.

Cesaretli olmasan boyundan büyük hayallere hamallık etmezsin.

  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..