Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '09

 
Kategori
Deneme
 

Hayat Çok Şakacısın

Hani derler ya hayat çok büyük süprizlere gebe dün gene yaptı yapacağını oynadı oyununu bana... Biraz olsun gülümsemeye çalıştığım şu zamanlarda, kayıplarımla barışık olduğum şu günlerde hayat gene çok gördü mutluluğu bana... Karmakarışık duygularım... Neleri feda ederken feda ettiklerim tek tek gitmeyi seçtiler hayatımdan... Hani insanı en çok da en sevdiği erkek yaralarmış derler ya aynen öyle... Etrafa bakarsanız sevinmeliydim... Çok mutlu olmalıydım. Ama her nedense ben bunu bir türlü beceremiyordum, bu beceresizlikle başkalarının mutlu olmaları mı dokunuyordu bana?

Hani diyordum ya hüzün heybem dolu bu kadar da değil, anlayabilirim, ama bu kadar kolay değil...

Annem aramızdan ayrıldığından beri gerek ben gerek ağbim babımın sevgi boşluğunu doldurmak için elimizden gelene ardımıza koymadan etrafında birer pervane olmuştuk. Üstüne üstlük annemin gerektiğinde bizden üstün tuttuğunu düşündüğümüz, aralarındaki sevgiye hayran kaldığımız, ilerlemiş yaşlarına rağmen aşk kokusunu her zaman evimizde hissettiğimiz, seneler sonra bile tanıdıklarımızın dilinden düşmeyen, bize anlatılan evlemek için 7 koca yıl birbirini bekleyen, babamın annem yüzünden İstanbuldaki üniversite öğretemini yarıda bırakıp annemin yaşadığı şehire tekrardan dönmesinden tutunda... Anlatamayacağım daha bir çok özel olaylara ve bu olaylar sonrasında 04.12.2007 tarihine kadar elele, dizdize, gözgöze geçirilen 45 yıl annemin vefatıyla birlikte son bulmuştu...

Bu derin birlikteliği dağıtmamak adına, annemizin babımızın hayatındaki yokluğunu kapatmak adına, yaşam tarzlarımızı değiştirerek, bir evlattan çok daha fazlasını yaptığımızı düşünerek günlerimizi mutlu ama hep bir tarafımızın eksikliğini hissederek geçireceğimiz, zor günlerimiz de, özel günlerimizde, hep kenetlenmişcesine durabilmenin ki annemin hep istediği buydu hiç bir zaman ayrılmamız... Haklı mutluluğunu yaşarken, öğrendim ki artık bu mutluluğun babama yetemiyor olması....

Dün en niyahetinde onun için mutlu ama benim için, gene de makul düşünmeye çalışarak, bir sarsıntı yaşamama sebep olan teklifiyle bir hayli şaşırdım... Babam kendisine uygun olarak nitelendirdiği kendi deyimle bir hayat arkadaşını olmasını arzuladığını, böyle bir hayat arkadaşının varlığından bahsetti... Şaşırdım ama hangisine? Üzüldüm ama neye? Annemin vefatından sonra evlenmenin çok zor olacağını söyleyenlere, bizim aramızda ki sevginin ne denli derin olduğunu bildiğini ifade ettiğinde düşen inci gibi gözyaşlarına mı? Yoksa bu sevginin mezara kadar gideceğini bildiğim de yakıştıramadığım için mi? Bu denli sarsılmam ben de anlamadım...

Her zaman çocukken, genç kızlık yıllarımda bütün kız çocuklarının babaları üzerindeki hayallerinin bir bir yıkılmasımıydı bu bilemiyorum... Belki de bir sevginin bitişine tanık olmak beni üzüyordu... Söylüyordu kimseyi onun kadar sevemem, hangi sevgi? söylüyordu ama... Dinlemek bile istemiyordum.. Diyordum ya çok hazırlıksızdım... Ama bizi her şeye açık yetiştirmişti hepimiz özgürce birbirimizi kırmak adına da olsa uygun bir dille fikirlerimizi hep dile getirmemizde payı büyüktür. Hem annemin, hem babamın

Ve şimdi bana dedi ki dinleme sırası sende... Haklıydı da... Zaten terside olamazdı annem bizi böyle yetiştirmedi hep dinlemeyi, hep olaylara biraz da karşı taraftan bakabilmeyi allahtan öğretti ki... Bunun sayesinde sabrın tahammülü sınırsız artık bende...

Bu gün bir şey daha öğrendim, hiç bitmeyeceğini düşündüğüm sevgiler, 45 yıl boyu hep sevgi dolu geçen yıllar artık sanırım... Çoktan unutulmuştu... Şimdi kimseye kızamıyorum da, demek zaman her şeyi unutturabiliyor yeni sevgilere kucak açtırabiliyordu... Şimdi benden istediği zamanında bir baba gibi yaptığımız evliliklerin ve seçimlerimizin iyi yada kötü doğru ya yanlış arkasında durduğunu ima ederek şimdi sıra sizde dediğini hatırlıyorum geceden kalan...

Hani ben hayatla her şeyi bitirmiştim, demek ki hala borçluyum hayata...

Bel ki de okurken kızabilirsiniz hatta ne kadar bencil diye düşünebilirsiniz doğru du belki de!

Ama ne kadar gönülden desteklemesemde, babama bir borçum olduğu için değil, yanında olmak istiyorum ki kaybetmemek için, çünkü zaten bir kaybım var birde yaşarken kaybetmeye gücüm yok...

İşte bu sebepten sevgili babacığım yanıdayım sadace bu sebepten... Ve annecim umarım beni afedersin ki, sen de hayatta olsan bundan farklı davranmamı beklemezdin... Babımın yüreğinde ki yerini bilemem artık birazcık şüphem var... Ama benim ve torunlarının yüreğindeki yerin hep baki bizim ki bizimle toprağa kadar...

Şimdi hayat işte bana gene şakasını yapmıştı, kalktım dolaptan mutluluk maskemi takıp, hüzün maskemi kalbime taktım ki kimse görmesin diye... Şimdi babamın bu kendine göre tatlı heycanına mutlu yüzümle tanık olmak üzere...

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..