Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '19

 
Kategori
Anılar
 

Hayatın En Hali

  Her şeyi çok net hatırlamam ama bazı anlar vardı ki onları hiç unutmam.

  Üniversitedeyken anlamaya çalıştığım, çabalayıp dersten yüksek not almak için şiir çevirilerini dört gözle dinlediğim günler mesela. Sinan hocam vardı, muhteşemdi. Cambridge Üniversitesinde çalışmış; oranın ruhunu ve havasını bize yansıtmaya çalışırdı. O başarırdı ama karşısındaki grup bunu anlar mıydı ya da anladı mı orası hem onda hem de bende bir soru işareti olarak kaldı bence.

  William Shakespeare oyunları, şiirleri çevirirdik.  Benim hayat felsefem olan ve her zaman paylaştığım o cümleler yine o derslerden birinde ortaya çıktı. İnsanın Yedi Çağı adlı şiiri çevirirken, daha doğrusu çevirmeye çalışırken ortaya öyle güzel bir çeviri çıktı ki üzerinden kaç yıl geçerse geçsin benim gerçeğim olduğu fikri bende hiç değişmedi:

Bütün dünya bir sahnedir...
Ve bütün erkekler ve kadınlar
sadece birer oyuncu...

Girerler ve çıkarlar.
Bir kişi birçok rolü birden oynar… 

  Shakespeare insanın 7 çağını anlatır aslında…  Bebekliğini, okul çağını, gençliğini, askerlik zamanını, çalışma yıllarını, ilerleyen yaşını; yaşlılığını ve son çağı ikinci çocukluk olarak adlandırır. Her şey tatsız, hiçbir şeysiz…

  Ben ise tüm hayatım boyunca bir türlü hissedemediğim “anı yaşa” mottosu olarak algıladım bu şiiri. İlk kitap yazmaya başladığım zaman ilk sayfam yaptım bu sözcükleri. Her nereye gitsem, nerede bir konferansa katılsam ya da kiminle edebiyat konuşsam söze ilk bu mısralarla başladım. Bu dünyada kendimi sadece bir oyuncu olarak gördüm. Gerçekten sadece yedi farklı rol mü oynuyorum yoksa sadece aynı rolümü?

  Bu kadar anlatmak istediği, hayatı renklendirmeye yönelik bir şiir miydi yoksa bu dünyada hiç kimsenin kalmayacağı, hepimizin yerine bir başkasının geleceği miydi? Neydi?

  Gerçekten mutlu olmayı seçersek mutlu olabilir miyiz yoksa şans eseri mi mutlu olur insan?

  Cesaretli insanların mutlu olduğunu düşünürüm çünkü onların rolleri çeşitlenebilir. Peki ya o cesaretin sonunda daha kötü bir role kavuşurlarda ya seçtikleri için pişman olurlarsa…

  Bunca şeyi düşünürken ya biz sadece bizim için seçilen rolü oynuyorsak ve istesek de bunun için bir şey yapamazsak…

  Gerçekten hatırladığım o birkaç mutlu anıyla mı yaşamak istiyorum yoksa yeni anılar için cesaretimi kullanmaya mı ihtiyacım var? Keşke bu sorularımın da bir şiiri olsaydı…

 

 
Toplam blog
: 57
: 280
Kayıt tarihi
: 18.07.15
 
 

1992 yılı İstanbul doğumlu. İlkokulu İstanbul'da okudu, ortaokulu ve liseyi Edirne'de bitirdi. Kara..