- Kategori
- Felsefe
Hayatın hep bayram olması mümkün müdür?

İşte yine bir bayram telaşı. Kimi zaman bayramdır kutlanan, kimi zaman doğum günü. Kutlanması icaptandır. Alkışlar tutulur, hediyeler alınır, pastalar kesilir. Bazen bir dost ziyareti, bazen kısa bir mesajla desteklenir. 365 günlük süreçte, bedene hareket olur, tek düzeliğe renk olur.
Olur olmasına da, insanın içi ağlarken gönlü meyletmezse bayram yapmaya...Ağzının tadı yokken pasta yemeğe mecali olmazsa ya ?
En güzel bayram ruhun bayramıdır aslında. Ne zaman hafifsen, ne zaman dengedeysen, ne zaman zihin putlarından özgürleştiysen, işte o zamandır senin bayramın.
Sen kendi ruh çocuğunu doğurmadıysan…Sancılar çekiyorsan hala… Öyle doğum günü mü olur be dostum? Önce bir dölle kendini. Çek sancını çekebildiğin kadar...Kendinden yeni bir sen doğur da kutla o zaman doğumunu.
Hayatın hep bayram olması, her günün doğum günü coşkusuyla yaşanması, bireyin bilinç değişimiyle mümkün olacaktır. Sonsuz gücün kendi içinde olduğu bilgisine ulaşan ruhlar, eşiği geçecek ve tüm korkularından arınacaktır. Tanrısal kıvılcımı içlerinde yakmayı başaranlar, mutluluğun kaynağına ulaşacaktır. İşte o zaman her gün bayram, her gün seyran olacaktır.
HAYATIN HEP BAYRAM COŞKUSUNDA YAŞANDIĞI NİCE GÜNLER OLSUN. BAYRAMINIZ DAİM OLSUN.
AYPERİ FERDA ORAL
EĞİTİMCİ YAZAR