- Kategori
- Deneme
Hayatın kendi içinde tıpkı bir tiyatro sahnesine benzemektedir.
Hayat tıpkı bir tiyatro sahnesine benzemektedir. Hayatın getirdikleri sahnenin bir bölümünü oluştururken, hayatın bireylerden alıp götürdükleri ise sahnenin ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Tiyatro sahnesinde Perde açılır açılmaz, oyuncuların sahnede gösterdikleri performansla oyunu izlemeye gelenlere adeta büyülemektedirler. Sahnende her hareketin, her konuşmanın izleyicisine bıraktığı mutlulukla birlikte, tiyatro sahnesinin bitimine doğru izleyicisine farklı bir boyut kazandırmaktadır. İşte hayatın içindeki sahnenin, tiyatro sahnesinde farklı olsa da aslında benzer yönlerlide yok değil, hayatın içindeki serüvenler bireyler üzerinde ya mutluluk vericidir, yada mutsuzluk verici bir durumu ortaya koymaktadır.
Bu noktada bireyler hayatın içinde ya birer oyuncudur veya izleyicidir. Burada karar aşaması bireylerdedir. Hayatın içindeki bireyler eğer iyi bir oyuncuysa, oynadığı oyunun kural veya kuralsızlıklarını kendi çıkar birliği üzerine kuruyorsa ve giderek isteklerini de bu doğrultudan ulaşabiliyorsa, iyi bir oyuncu olduğunu gösterse de aslında kendini kandırmaktan öteye gidemez. Birey oyuncu değil de iyi bir izleyici konumunu tercih etmişse burada daha çok pasiflik duygusu ön plana çıkarmaktadır. Ve giderek çevresinde olup bitenlere karşı izlemekle yetinip, kendi içinde ben bilinci ile etrafında dolaşıp durur. Böyle durumda olan bir bireyin konumu itibarı ile hiçbir zaman gerçeklerle yüzleşmez, giderek kendi içinde yabancılaşarak hem kendine, hem de içinde bulunduğu topluma büyük zararlar verebilir. Hayatın içindeki bireyler genel ve özel hayatın içinde olsunlar, her zaman iyi bir sahne oluşturduklarını zan ederler; ama bıraktıkları gerçekler hep su üzerine çıkıp gerçek yüzlerini topluma gösterdiklerinde yok olup gitmektedirler. Bu noktada iki yönlü oynaya bilen bireyler dürüstlük, hakkaniyet, ahlak vb değer ve değer yargıları toplum tarafından benimsenmiş olup bu kuralları yok saymak aslında onlara hiçbir şey katmayacağı gibi daha çok onları toplum içinde tek bir birey haline getirmekten öteye gidemez. Hayatın içinde olsun veya olmasın doğru düşünen, doğru bir süreçle hakkaniyet, ahlak değer ve değerleri görerek hareket etmek her zaman en doğru kararlardan biridir.