Haziran lavanta kokar

Haziran Lavanta Kokar

Geceye açılan pencereden pervasızca yayılan keskin ve kesin bir kokunun esiriyim şimdi. Rengin kokuya en belirgin dönüşü. Mor...

Geçmişte Beyoğlu sokaklarında naylon torbalara sıkıştırılmış bir gardolap kokusuyken, şimdi evime dolan ve bana Haziran’ı hatırlatan yazı başlatan bir müjdeleyici. Gelecekte yazılarıma sindirip kızlarıma emanet bırakacağım deüerli bir armağan.

Lavanta Kokulu Yazılar…

Bir Haziran gecesi başlayıp zamana yayılan kokular gibi iz bırakmak için dökülen sözcükler.
Bir buluşma.

Eğer buralarda yaşıyor olsanız sizin de kapınızı çalar.

Lavanta Kokulu Haziran...

“Her mevsime bir renk düşer burada, her yeni ay kendi kokusu ile gelir. Yaşamın kokulara ve renklere bürünmesiyle beraber denizin ve dağların kucaklaşması da ruhları dinginleştirir.”

Belki bunları söyleyeceklerdi. Ya da buna benzer cümleleri olacaktı Lavanta Kokulu Kadınların. Bu güzel Güney Fransa kasabasında, eteklerinde lavanta çiçekleriyle aşık olan kadınların öykülerini dinlemek olmalıydı yaz mevsimi. Hala serin esen rüzgarların denize vuran yankılarının bir bir kıyıya taşıdığı yanık tenli denizciler miydi aşık oldukları adamlar? Kim bilir...

Bahçemdeki mor çiçeklerden yayılan kokuyu bir bir taşımak isterdim. Kurutup küçücük tül keseciklere koyup evimin köşelerine serpiştirirken hayatıma da bir tutam lavanta kokusu karıştırmak için yazmayı deniyorum.