Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '13

 
Kategori
Siyaset
 

Henri Charriere ve Mustafa Balbay

Henri Charriere ve Mustafa Balbay
 

Henri Charriere’nin “Kelebek” adlı otobiyografisinden oluşan romanı okuyanlar hapis hayatı yaşayan bir mahkûmun bitmez tükenmez özgürlük çabasına elbette şahit olmuştur. Ama benim romanda asıl dikkatimi çeken kısım mahkûm hayatından yeni çıkan bir insanın hapis hayatına yönelik mecburi alışkanlıkları sürdürmesinin anlatıldığı bölümlerdi.

Dünyanın en çok izlenen filmlerinden olan “Esaretin Bedeli”nde de işlenen “tuvalete giderken birinden izin alma” teması buna verilebilecek en güzel örneklerden birisi. Mustafa Balbay’ın “Biz hapiste yer çok soğuk olduğu için ayakkabıyla gezer hatta ayakkabıyla yatırdık, evimdeki ilk gecede de ayakkabıyla yatmaya kalktığımda eşim uyardı; ancak o zaman anladım hapiste olmadığımı” sözlerini okuyunca bu iki başyapıt geldi aklıma. İster istemez insanın yüreği burkuluyor.

***

Ergenekon, Sarıkız, Balyoz vb. davaların tamamı Türkiye tarihi için bir milattır. Türkiye ikisi direk ikisi de baskı yoluyla 4 defa darbe görmüş, hükümeti seçimle değil statükoyla belirlemiş bir devlettir. Bugün askeriye veya diğer kurumlar darbecilikle yargılandığında “aaa ne alaka, yapmaz onlar” demek için bayağı bir tiyatrocu olmak gerek. Ama bu hiç kimseye insanları içeri tıkıp, yıllarca hiçbir şey söylemeden haklarından mahrum bırakma hakkı vermez.

Mustafa Balbay veya diğerleri suçludur değildir onu bilemem buna karar verecek mahkemedir. Fakat hiçbir insan töhmet altında bırakılarak, suçlu sıfatıyla 4 yıl 3 ay 18 gün boyunca hapiste yatmamalıdır. Ya mahkemesini yaparsın suçluluğunu sabit görür kesin hüküm giydirirsin ya da tutuksuz yargılanmak üzere salıverirsin. Ki bu insanlar toplum tarafından bilinen ve tanınan insanlar serbest olsalar dahi gidip mahkemeye savunmalarını sunacak ve yargıdan kaçmayacak insanlar.

***

Bugün Türkiye hapisteki gazetecileri ve askerleriyle dünya kamuoyunda kötü bir imaja sahip bir ülke. Ben yetki sahibi bir insan olsaydım Türkiye’nin darbe psikolojisini çoktan atlattığına ve yarın sabah darbe olabilir korkusunu bilinçaltından sildiğine inandığım için bir defaya mahsus tüm darbe mahkûmlarına af çıkartırdım.
Bu yaptıklarının yanına kar kalması değil elbette. Türkiye’nin darbecilere en büyük cezası toplum nezdinde zamanı geldiğinde onlarında yargılanabildiğini göstermekti ve bu başarıldı. Türkiye artık geçmişiyle hesaplaşma işini bırakmalı ve geleceğe daha fazla konsantre olmalı. Bu sayede iktidarlaştığı iddia edilen yargıda, basın özgürlüğüne gem vuruluyor denen gazetecilik mesleği de rahat bir nefes almış olacak.

Yazının Yayını: http://www.mehmeteminztrk.com/henri-charriere-ve-mustafa-balbay/

 
Toplam blog
: 352
: 3094
Kayıt tarihi
: 02.08.08
 
 

1989’da Aksaray’ın Eskil ilçesinde doğdu. İlköğretimini 2004 yılında Eskil Cumhuriyet İlköğretimi..