Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Hepsi Dedikodu Kardeşim(!)

Ergenekoncular; ABD’den izin almadan, darbe yapmaya kalkmışlar. Olacak şey mi? ABD onayı olmadan darbe mi olur? Böyle bir şeye kalkışınca her şeyi ağzına burnuna bulaştırırsın. ABD’nin sivil darbecileri ise bunu fırsat bilerek, tüm muhaliflerini, Ergenekon zincirine dizer.

Yaşananlar için “Amaçları ortalığı karıştırıp kargaşadan nemalanmaktır.” diyenler var. “Babalar gibi satmaya; sattıklarından nasiplenmeye; yağlı ihale sofraları kurmaya; yeni yoksullar yaratıp sadakayla oy toplamaya; kendilerine özel vergi affı çıkarıp suçtan sıyırmaya; orduyu halkın gözünden düşürmek için bin türlü katakulli yaratmaya alıştılar.” diyenler var.

“Bushların, Obamaların dümen suyunda yalpalamayı; Iraklı Müslümanların katline çanak tutup, Filistinlilerin katli karşısında efelenmeyi; dindarlığın gereği gibi göstermekte ustalaştılar.” diyenler de yok değil hani.

Yahu kardeşim, belgelerdeki imzaları da bu iktidar mı ıslattı(!)? Memleketin varını yoğunu bunlar mı kuruttu(!)? Suları bunlar mı bulandırdı(!)? Hukuku bunlar mı sulandırdı(!)? Laiklik karşıtı hareketlerin odağı, Ali Dibo dallarının budağı mı oldular(!)? Neymiş efendim? Baş başa görüştükleri kelekleri, altın kanatlı meleklere dönüştürüyorlarmış(!). Oğullarının pipisini kestirip milyarlara konuyorlarmış(!). Kim ne yaptıysa yaptı, siz sonuca bakın! Elektriğe, suya, doğalgaza, benzine bunca zam gelmesine; maaşların ve ücretlerin alım gücünün düşmesine bakmayın(!). Bunca olumsuzluk karşısında, enflasyonun artmaması için yaratılan formüllere bakın siz! Yok efendim; alım gücü düşünce enflasyon da artmazmış… Pingpong topuyla, soba borusuyla enflasyon hesabı olmazmış… Önemli olan temel ihtiyaç mallarıymış… Esnaf kepenk kapatıyormuş… Siftahsız eve dönüyormuş… İşsizlik alıp başını gitmişmiş… İcra davaları katlanmışmış… Kredi borçları arşa çıkmışmış… Millet canından bıkmışmış… İntihar, tecavüz, hırsızlık, soygun, çocuk kaçırma, adam öldürme, dolandırıcılık olayları artmışmış… Deniz fenerlerinin adı lekelenmişmiş… Medya, iktidarın borazanı olmuşmuş… Kadının toplumsal statüsü yerlerde sürünmeye başlamışmış… Boş söz bunlar kardeşim(!). Milletin ağzı torba değil ki büzesin. Ağzı olan konuşuyor. Düşünmüyorlar ki borç yiğidin kamçısıdır(!). Borçluların çoğalması; yiğitlerin ve kamçıların çoğalması demektir(!). Bir de ne diyorlar? “Birileri, koltuğa oturmadan önce, yani top oynadığı zamanlar, futbol ayakkabısı alacak parası yokmuş da şimdi nasıl olmuş ki Karun kadar zengin olmuş?”… Servet düşmanı bunlar arkadaş(!). Bilmez misiniz; bal tutan parmak yalar, tutamayan ağzını şapırdatıp kendini oyalar? Hani biraz eli uzunsa bala uzaktan da dalar; dili uzunsa birazcık fazla yalar(!). Ne var bunda Allah aşkına? *** “Ananı da al, git.” dedi diye, RTE’yi dillerine doladılar. Yahu, adam “Ananı bırak da git.” deseydi daha mı iyi olurdu? *** “Askerlik, yan gelip yatma yeri değildir.” demiş. “İktidar, suları satma yeri değildir.” demesini mi bekliyordunuz? Hem bakın, yan gelip yatamaz, gemiciğiyle caka satamaz diye, oğlunu askere bile göndermedi. Çocuğun gemisi harıl harıl çalışıyor. Kendisi ise çalışmadan kazanmaya adamakıllı alışıyor. *** “Hedefe varmak için papaz elbisesi bile giyerim.” dediği için çarşaf çarşaf yazılar yazanlar oldu. “Zirveye çıkmak için çırılçıplak soyunurum.” diyenleri düşünürsek RTE’nin söylediğine şapka çıkarmalıyız. Papaz elbisesi giymesin de… Tövbe tövbeee… *** Demokrasiyi tramvaya benzettiği için kınıyorlar RTE’yi. Adam işini biliyor kardeşim. Ata benzetseydi binemeden düşecekti ya(!). *** Bu yazdıklarımı şaka zannedenler olabilir. Bu yüzden, yazımın sonunu ciddiyetle bağlayayım: RTE, Şimon Perez’e sinirlenmiş “Bir daha Davos’a gelmem.” demişti, değil mi? Muhalefetin yerinde olsam ne yaparım biliyor musunuz? Şimon Perez’i TBMM’ye çağırırım. Orada RTE ile karşılaştırırım. Araya bir de nifak sokar, ikisinin kapışmasını sağlarım. Sinirlenen RTE, kendini tutamaz “Bir daha TBMM’ye gelmem.” diye bağırmaya başlar. Böylece AKP’den kurtulmuş oluruz… Sözünü tutarsa elbet… Benimkisi boşuna düş kurmak sanırım. Şimdiye dek hangi sözünü tuttu ki? *** Ergenekon suçlusu olmamak için sıkı önlemler almanızı öneririm. ER, ERGEN, GENE, KON gibi “ERGENEKON” sözcüğü içinde geçen sözcüklerden; bunları anımsatan eylemlerden uzak duracaksınız. Önlem örnekleri; 1- ERGENlik çağına gelmemek ya da bu çağı teğet geçmek. 2- Gülben ERGEN’den uzak durmak. 3- GeceKONduları boşaltmak. 4- Telefonlara KONtör yüklerken, dinlemeye takılmamak. 5- KONserlere gitmemek. 6- ERGENE Nehri’nden söz etmemek. 7- Yasemin ERGENE’yi uzaktan bile süzmemek. 8- İktidara toz KONdurmamak. 9- Telefonla KONuşurken, cumhuriyetten, laiklikten, irticadan söz etmemek. 10- ER olarak askere gitmemek. 11- Hiçbir konuda GENElleme yapmamak. 12- KONuk kabul etmemek, KONuk olmamak. 13- Telefon tellerine KONan kuşları taşlamadan geçmemek. 14- GENEral olunca, mutlaka, Dolmabahçe Sarayı’nda RTE ile görüşmek. Benden bu kadar… Gerisini siz düşünün. Düşünün ama ileri-geri KONuşmayın(!). Haydar Bibinoğlu Emekli Eğitimci

 
Toplam blog
: 71
: 774
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Emekli Öğretmenim. Anadolu Üniversitesi, AÖF, Eğitim Önlisans Programı mezunuyum. İlgi Alanım: Si..