Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

08 Mart '09

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Her sene bu gün. (8 Mart)

Her sene bu gün. (8 Mart)
 

Elele başaracağız...


Dinle Güzel Kadın!

Annen seni dünyaya getirdiğinde, sana ilk kez baktığında,
dünyanın en güzel bebeği olduğunu düşündü.
Seni büyütünceye kadar en güzel mutlulukları,
en büyük acıları çekti. İlk anne dediğinde,
annen hayatı boyunca başka bir şekilde tadamayacağı bir mutluluk,
ilk ateşlendiğinde ise seni kaybetmek hariç,
başka bir şeyden duyamayacağı kadar büyük bir korku ve acı duydu.

Biraz büyüdüğünde saçlarını şekil şekil yapıp, yüzüne makyaj yapmana izin verip, salınmanı seyretti. Seni büyütünceye kadar zorluklarla mücadele etti. El bebek gül bebek büyüdün. İnsan olmayı, kadın olmayı öğrendin.

Şimdilerde annen ağlıyor güzel kadın. Benim sana yaptıklarım yüzünden ağlıyor. O sana dokunmaya kıyamazken, saçının telini korurken, bak ben sana neler yaptım güzel kadın.

Dinle Güzel Kadın.

Hani Doğanın kanunu var ya; güçlü zayıfı ezer. Doğrudur. Doğada güçlü canlı, zayıf canlıyı ezer. Ne için ezer biliyormusun? Sadece hayatta kalabilmek için. Türünü devam ettirebilmek için. Yemek için, yer için. Doğadaki hiç bir güçlü canlı, sırf zevki için diğer zayıf canlıyı ezmez.

Bir zamanlar biz de, doğada yaşıyorduk. Yaban hayatta, diğer canlılar gibi, doğanın emrinde, onun hizmetinde, izin verdiği ölçüde yaşamaya çalışıyorduk. Vahşiydik. Diğer vahşiler gibi yemek ve yer için zayıfı eziyorduk. Sonra ne oldu biliyormusun güzel kadın?

Bizim beynimiz gelişti. Her ne hikmetse, düşünebilmeye, hem de fazlaca düşünmeye başladık. İşte ondan sonra doğadan koptuk. Artık doğanın emrinde değildik. Savaşmaya başladık doğa ile. Kafa tuttuk doğaya. Şimdi karşılığını alıyoruz, doğa bizi yutuyor güzel kadın.

Düşünmeye başladıktan sonra sadece yemek yetmedi. Zaaflarımız arttı. İsteklerimiz çoğaldı. Doymak bilmeyen hayvanlara dönüşmeye başladık. Canımız sıkıldı avlandık. Keyfimiz istedi savaştık.

Bu arada güzel kadın, doğanın kanununu unutmadık. Güçlü zayıfı ezer. Bunu zaaflarımızla birleştirdiğimizde, hükmetme ve sahip olma duygularımız, hırsımız sana yönelmemize sebeb oldu. Sen zayıftın. Güçsüzdün. Benim egomu tatmin edebilmem için, o kadar müsaittin ki, tüm zayıflıklarımı, tüm acizliklerimi örtmek ve birilerine hükmetme duygularımı hırsımı göstermek için bulunmaz bir nimettin.

İşte ben o günden beri, bir tek sana gücümü ispatlayamadım. Bir tek seninle başedemedim. Sen zayıftın ama zekiydin. Zekan cesaretinle birleşince, ortaya öyle bir güç çıkıyordu ki, ben seninle başedemiyordum. Oysa ben doğaya kafa tutmuş adamdım. Bir sana hükmedemiyordum.

İşte böyle güzel kadın. Bu zayıflığımı bastırmanın, sana hükmetmenin tek yolu, gücümü kullanmamdı. Başka bir yol bulamadım. Seni susturmaya çalıştım. Sana vurdum. Seni eve kapattım. Yine de başedemedim.
Annenin özene bezene taradığı saçlarını örttüm. Seni kendinle ezmeye çalıştım. Bastırdım. Korkuttum.

Ben seni kapadıkça, sana vurdukça, benim gibi kötü örnekler çoğaldı. Seni taciz ettiler.
Biliyorum güzel kadın. Sana tecavüz ettiler.
Sen bir daha sen olamadın. Kimsenin yüzüne bakamadın. Eğreti olarak yaşadın.

Dinle Güzel Kadın.

Beni affet demenin bir yolu yok. Artık gerçekleri görüyorum. Sana yaptıklarım yüzünden, acı çekiyorum. Pişmanım. Sensiz olmuyor güzel kadın. Senin sesin, senin zekan, anneliğin, arkadaşlığın, hayat arkadaşlığın olmadan olmuyor. Ben sana vurdukça sen soldun. Ben dokundukça sen yokoldun.
Korktun, sindin.

Beni Affet Güzel Kadın.

Senin gücünü anladım. Herşeyin bilek gücü olmadığını kavradım. Ben sensiz bir hiç oldum.
Yanımda ol.
Kaldır kafanı, ben anladım, sen de anla. Sen o kadar zekisin ki, sen istemedikçe, ben sana zarar veremem anla!
Ben insanım, sen doğa.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, artık biliyorum. Senin intikamın, beni yokedecek.
Sana asla zarar veremeyeceğim. Her durumda, sen yeniden dirileceksin.
Başını önüne eğemeyeceğim.
Saçlarını savurup, salınacaksın, başın dik.
Ben hep aciz, arkanda olacağım.
Hadi güzel kadın. Ben her sene bugün, sana kendimi affettireceğim. Yaptıklarımı hatırlayıp, senden özür dileyeceğim.

Bir daha sen istemedikçe, asla sana dokunmayacağım.
Sen yeter ki iste!...


Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.

Hadi güzel kadınlar hadi.
Kaldırın kafanızı, gömdüğünüz yerden.
Korkmayın!
Sesinizi çıkarın.
Size kalkan eli, size dokunan eli çığlığınızla bastırın. Öyle bir çığlık atın ki,
el havada donsun.
Sesinizi tüm dünya duysun. Öyle bir ses olsun ki, sadece bugün değil, her gün yankılansın.
Hakkınızı savunun. Sonuna kadar gidin. Hiç birşeyden hiç kimseden korkmayın. Yanınızda olan o kadar çok, güzel insan var ki, kimse size zarar veremez.
Güzel kadın hadi!
Kapama beynini, eğme başını, kaldır.
Korkma ve Unutma!
Ateş olsa cürmü kadar yer yakar...


 
Toplam blog
: 44
: 2108
Kayıt tarihi
: 15.09.08
 
 

Burdayım ya, gerisi teferruat ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara