Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Her yazarın içinde bir çocuk yatar!..

Her yazarın içinde bir çocuk yatar!..
 

Net'ten...


İçindeki çocuğu öldürmeyenler, her zaman üretken ve canlı kalmayı bilmişlerdir.

Kazanılması çok zor olan ' yazma erdemine ' sahip olanların hayal dünyalarındaki enerjiyi sağlayan gerçek kaynak da işte bu çocuktur.

Yazara güç veren bu çocuk, yazarın karakterinden, olumlu ya da olumsuz yönlerden çok etkilenir...

Bu nedenle bir yazar,

Kendine güvenilmediğini algılamalı ve buna hak verebilmelidir.

Kendinden nefret edildiğini bilen yazar, kendini bu nefrete kaptırmamalıdır.

Hakkında söylenen yalanlara karşılık, yeni ' yalanlarla' katılmamalıdır.

Bu bilinçe erdiğini anlayıp ne çok iyi; ne de çok akıllı görünmemelidir.

Beklemesini, sabretmesini bilmeli ve beklemekten de yorulmamalıdır.

Hayallerine esir olmamalıdır.

Zafer, başarı veya yenilgi ile karşılaştığında, soğukkanlı tavrını değiştirmemelidir.

Kaybettiğini bildiğinde, yeniden ve sıfırdan hayat ipine sarılma erdemini gösterebilmelidir.

Yaşlanıp yıpransa bile, son mermisinin sadece ' iradesinin olduğunu algılayıp ' koltuk değnekleriyle de olsa, yoluna devam edebilmelidir.

Çok başarılı olduğunda bile, makam ve mevkisini, şahsi ihtirasları için kullanmamalıdır.

Doğru oluğunu bildiği yolda, yalnız da kalsa dimdik yürüyebilmelidir.

Düşmanlarına da dostlarına da ' sevgi erdeminin ' ön planda olduğunu hissettirebilmelidir.

Sevgi gösterisinde aşırılığa, yalakalığa kaçmamalıdır.

Yaşadığı ve geri dönüşü mümkün olmayan her dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilmelidir.

* * * * * * * *

Sevginin yer almadığı hiçbir ortamda, huzur yoktur...

Sevgiyi sadece söylemek de yetmiyor; sevgiyi mutlaka göstermek gerekiyor...

Her yazarın içinde bir çocuk yatar...

Bu çocuğu, sevgi sarmalında yaşatan yazar, okurlarına pozitif enerjisini iletir... Ünlü Pisikolog, Kipling'den esinlenerek bir nazire yapacak olursak,

* Eğer bu çocuk, sürekli eleştirilerek büyütülmüşse, yazar, kınamayı ve ayıplamayı şiâr edinir...

* Eğer bu çocuk, kin ortamında büyümüşse; yazarımız da kavga etmeyi beceri sanacaktır.

* Eğer bu çocuk, alay edilip aşağılanmışsa; yazarımız da çekingen ve pısırık tavırlar sergileyecektir.

* Eğer bu çocuk ayıplanıp suçluluk duygusu uyandırılarak büyütül­müşse; yazar da mücadeleden çabuk yılarak kendini suçlamayı düstûr edinecektir.

* Eğer bu çocuk, hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse; yazarımız da her koşulda, adil olmayı öğrenip dengeli yazılar yazacaktır.

* Eğer bu çocuk, kabul ve onay görmüşse; kendine güvenmeyi öğ­rendiğinden, yazarımız da 'dolu başaklar gibi boynu eğik duran' hoşgörü abidesi olarak anılacaktır.

* Eğer bu çocuk, aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; bu dünyada mutlu olmayı öğrendiğinden, okurlarına mutluluk saçan yazılar yazacaktır...

* * * * *

Ruh sağlığını yerinde olan bir yazar, siyasetçilere eşit mesafede durarak, çıkarcıların kendisini satın almasına izin vermeyecektir.

Pozitif düşünceleriyle toplumun önünde lokomotif olabilen bir yazar, her dönemde, bilinçli insanlarca saygıyla anılacaktır.

Yazarlar da toplumdan bir parça olduklarına göre bu görüşler, doğal olarak tüm insanlar için de geçerlidir.

'' Negatif insan, sigara gibidir, yavaş yavaş öldürür; pozitif insan ise muz gibidir, mutluluk veren pozitif enerjiler salgılar. Üzerine basmak isteyenler ise, kayıp düşer ve kendilerine zarar verirler. '' (Mesut Selek )

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..