Her yüzünde olmak hayatın

Lime lime olmak sonra toplanmak bir araya; etten, sinirden, kandan parçalarla. Hissetmek, düşünmek ruhu besleyen dağınık duygularla ne güzel.

Ömrün üstünden gece ve gündüz gibi geçmek, acılara ölmek, sevinçlere dirilmek, dünü dünle anmak, bugünü yaşamak, yarınları düşlemek güzel.

İş başındayken yaşam; yeni görevler, mecburiyetler üstlenmek. Kaygılar,  koşuşturmalar, yorulmalar varken, üretmek.

Zaman oyuncağımızken; girdaplarla, kaynaklarla, oynamakta güzel!

Boynumuzda ipler, ardımızda ipten salıncaklar. Sallanırken bir geçmişten bir geleceğe uzanmalar. El sallamalar ve  kucaklaşmalar.

Denizkestaneleri, denizyıldızları. Boğulmalar kurtulmalar. Geceye fener,  güneşe perde olmalar. Yeşilden; mavi, sarı. Griden; siyah ,beyaz damıtmalar güzel!

Ne anlamsız yalnızlık kavramı. Ağustosböceği eski bir yaz getirirken, kumrular saçaklarda muhabbeti öğrenirken canlanan kalabalıkla; lodosa, poyraza saldığımız yalnızlıklar bizim değilken ne güzel.

Şaşırmak; gördüklerimiz ve duyduklarımıza. Önce, midemizi bulandırmak haksızlıklar karşısında ve bastırmak içimizi yeniden gördüğümüz insanlıkla. Yıkılmak, doğrulmak, kızmak, affetmek varken.

Anlamaya çalışmak anlamsızlığı, anlamı sorgulamak. Cevap bulmak, cevapsız kalmak. Çözmeye çalışmak sırları. Pes etmek ve direnmek yaşamın en zor ve en güzel yanı.

Uçurumdan sarkmalar, kuşkanadına takılmalar…

Bu nedendendir; Beş duyudan öte duyumsamalarım, çabuk ölmelerim, çok yaşamalarım…

Nevin Kurular

nevinkurular@hotmail.com

Yayım hakkı yazarına aittir. izinsiz çoğaltılamaz.

..