- Kategori
- Deneme
Taş olsak kalacaktık

ağızlar açılmıyorsa söylenecek önemli bir şey var demektir. paulo Coelho
Bir sitemdir faniden…
Hangi cümleyi şiire açsam, kurşuni bir yandan bakıyorsunuz. Kıstım şiirimi anladım ki kurşun bana, sesim size dokunuyor.
Lakin, hâla, eski bir anıda oynuyorsunuz.
Ve kışlara bir çocuk oluyorsunuz, hem de en şımarık ve haylazından. Paltosuz, ince kazakla; Aralık’tan Ocak, Şubat’lara çıkıyor, Mart’lara kayıyorken kaydıraktan, lapa lapa kar altında kardan bir adam olmak istiyordunuz.
Ayazlara da duyumsuzdunuz. Bir serçe düşüyorken kuru bir daldan, siz bakmıyor, görmüyordunuz neydi ardınızda düşen ve donup kalan.
Yağmur zamanınca, bilmeden, kırlara koşuyor, çiçek tarlasından bir bir gelincikler, papatyalar yoluyordunuz. Kırmızı, beyaz, sarı, mor kokan ellerinizi yine de ben öpüyor ve kokluyordum uzaklardan. Elbet, Bîgünah olmanızdı nedeni, öpmem ise olgunluktan. Yanlışlığını bilseydiniz üzülürdünüz belki, birazda utanırdınız yaptığınızdan.
Siz bahçelerin yaz elmalarını taşlıyordunuz, dutlar çalıyordunuz olgunlaşmadan. Düşüncesiz, insafsızca haksızlıktı ettiğiniz ve yine siz, bilmiyordunuz neydi dallarımdan koparılan.
Yaşananda siz ya yoktunuz ya da hep çocuk kalmak istiyordunuz. Bir bir pusuda saklıyordunuz sevdiğim güzel hallerinizi. Ve görmeden düşlerimde bile, bilmem neden hep göğsümde büyütüyor, uyutuyordum sizi.
Bir ömürlük saklambaç oyununa katıyordunuz beni ve körebe ediyordunuz. Dört yanıma dağlar, koyaklar koymuşken nasıl bulabilirdim ki ayak izinizi.
Görebilseydiniz bendeki o derin yerinizi, saklar mıydınız yine de benden o olgun kendinizi.
Nevin Kurular
Yayım hakkı yazarına aittir. İzinsiz çoğaltılamaz