- Kategori
- Şiir
Hergele

Bırakır Hergele karısını, dalar çöplüğe,
Şehir büyük, öbekler çok, seçme de yok.
Sarı, beyaz, kırmızı, siyah…
Farketmez uzun ya da kısa,
Kimi kalın dudaklı, uzun bacaklı.
Kiminin büyüktür değirmeni, küçüktür memesi.
Oh! Bir eli yağda, diğeri balda.
Cennetim der, yoktur ötesi.
Yorulur, gelir akşama, ev denen limana.
Bekliyordur karısı, duyulur ayak sesi.
Mağrurdur, muzafferdir…
O erkektir, diktir başı,
Yığılır yatağa içki kokar nefesi.
Üzerinden yayılır alemin kesif kokusu…
Soruyor karısı yok mudur saygısı?
Neyin eksik, işte masa, koltuk, sandalye!
Evin yemeğin de tamam. Dövdüm mü, sövdüm mü?
Sen hastasın anlamazsın, ne bacımı, anamı…
Sevmekmiş, sevilmekmiş bu neyin lakırdısı?
Ben vazgeçtim, bari çocuklar der, karısı
Çık git gez der, tek başına,
İş var, olamam yanında.
Yıllarca değişmez bu terane
İki gözü iki çeşme, ıslak her gece yastık.
Geçer yıllar, büyür çocuklar, verir bol harçlık.
İstemem, der çocuk, beni sar sev artık…
Kızar Hergele…
Bakışı yılan, ağzında köpük
Ben meleğim, etmedin mes’ut...
Kadın mısın sen, ne öğretirsin abukluk?
Boyun kısa üstelik, aklın da göçük…. 21.10.2011
Prş 02.27