Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Bilim
 

Herkes aynı şeyi söylüyor: "zaman ne kadar hızla geçiyor!"

Herkes aynı şeyi söylüyor: "zaman ne kadar hızla geçiyor!"
 

Sanırım siz de aynı düşüncedesiniz. Bugün perşembe ve bir önceki perşembe günü olanlar sanki birkaç gün önce yaşanmış gibi. Yanılmıyorsunuz; zaman gerçekten hızlı geçiyor. Ahir zamandayız ve zaman kısalıyor. Önce "zaman nedir?" kısaca bakalım:

Zaman, bir anı başka bir anla kıyasladığımızda ortaya çıkan algıdır ve tamamen algılayana bağlı, yani izafi/göreceli bir kavramdır. Penceremizden caddeye baktığımızda, görüş alanımıza giren ilk araç ile ikinci aracı gördüğümüz an arasında bir süre olduğunu düşünür ve arada geçen süreye zaman deriz. İkinci aracı gördüğümüz anda, ilk aracın bilgisi zihnimizdeki bir bilgidir; o bilgiyi yaşadığımız anla kıyaslar ve zaman algısını elde ederiz. Bu kıyaslamayı yapmasak zaman da olmayacaktır.

Arkadaşlarımızla oturup, sohbet ettiğimizi düşünelim. Ne kadar süre birlikte olduğumuz konusunda, herkes farklı bir zaman süresinden söz edecektir. O halde zamanın akış hızıyla ilgili bilgi, algılayana göre değişmektedir.

Zaman, algılayana bağlı göreceli bir kavramdır ancak günümüzde zamanın kısaldığı konusunda herkes aynı görüştedir. Bu durum, Peygamberimiz(sav)'in hadislerinde haber verdiği bir olay olduğu gibi aynı zamanda bilimsel de bir gerçektir.

Peygamberimiz(sav) birçok hadisiyle ahir zamanda zamanın kısalacağına işaret eder: "Kıyamet yaklaşınca zaman birbirine yaklaşacak. Bir sene bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir cuma gibi, bir cuma kuru hurma yaprağının ateşte yanması gibi olacak."

Bilimsel gelişmeler de zamanın kısaldığını gösterir. Schuman rezonansının artması, küresel faktörler, dünyanın ağırlık merkezinin değişmesi ve diğer sebeplerden dolayı dünyanın dönüş hızı artmaktadır. Eskiden 24 saat süren bir gün de giderek kısalmaktadır. Bunun anlamı saatteki yelkovan ve akrebin giderek daha hızlı dönmesidir.  

 

?24 SAAT 16 SAAT GİBİ YAŞANIYOR... SCHUMANN REZONANSI NEDİR? NEDEN 1980'DEN İTİBAREN HIZLA ARTIYOR?

Dünyanın yüzeyi ve iyonosfer tabakası arasında 55 km.lik bir boşluk bulunmakta ve bu boşluk rezonans özelliği taşımaktadır. (Rezonans, bir nesnenin en doğal olarak titreşmeyi istediği frekans olarak tanımlanabilir.) Schuman Rezonansı ilk defa 1952'de fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından açıklanan, 1957 de de Schuman ve Konig tarafından kanıtlanmış olan yeryüzü ile iyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal titreşime denir. Kısaca dünyanın zemin temel frekansı ya da nabzına verilen isimdir.

Dünya’nın zemin temel frekansı, ya da “kalp atışı” (Schumann Rezonansı, SR olarak adlandırılır) hızla artmaktadır. Coğrafi bölgelere göre değişkenlik göstermesine rağmen, onlarca yıldır toplam ölçüm 7.8 devir / saniye’yi göstermekteydi.

Bu değerin sabit olduğu düşünülüyordu ve global askeri haberleşme sistemi bu frekans üzerine geliştirilmişti. Son raporlar, 1980'den itibaren hızla artış göstermektedir. Bugün bu değer yaklaşık 11 devirdir. Bu oran 13 devire ulaştığında duracaktır. Bilim bu oranın neden yükseldiğini ya da yükselişe neden olanın ne olduğunu bilemiyor.  

http://www.facebook.com/AllahYonelis 

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..