Herkes kendini ak kaşık sanıyor!

Oğlunun pipisini doğar doğmaz fotoğraflayanlar, yürümeye başlar başlamaz “göster pipini oğlum” diyenler, bir yaşındaki kızının külotu gözüktü diye kızını çimdikleyenler, oğluna asıl kızlara deyip de kızlarına “hele bir erkeklerle göreyim, kırarım bacaklarını” diyenler; hepiniz sorumlusunuz iki yaşında tecavüz edilip de bir metrelik suya atılıp öldürülen kız bebekten!

Sütten çıkmış ak kaşık gibi yok asılsınlar, yok hadım edilsinler deniliyor, bir değil, bin değil, demek ki toplumsal bir problem var; acaba asılsınlar diyenler kendi geçmişlerine, yaptıkları hatalara bakıyorlar mı?

Erkek çocuklarını birer vajina bağımlısı olarak yetiştirip, kız çocuklarını ev odalarına mı hapsediyorlar; retorik bir soru elbette, hepimiz biliyoruz ki bu toplumda bu böyle!

Son gaz verilen oğullar kimin kızları ile sevişecekler?

Haa, burası muamma!

Bizim aileden olmasın!

Her aile oğlunun cinselliğini sonuna kadar desteklerken, her aile kızlarını kapalı kutu içinde tutuyorsa, iki yaşında bir kızın tecavüz edilip öldürülmesinden sorumludur bence!...

Çokça yazıyorum, muhtemelen okurken pek de fazla kızanlar vardır bana, ama yine altını çiziyorum ki cinsellik diye bir dürtü verilmiş insanoğluna, insankızına da! Bitkilerde, hayvanlarda olduğunca!... Yani, yaşayan tüm canlılarda!

Her bir canlının üreme ve üretme güdüsü farklı olsa da vardır, insanın da öyle!

Bunu yok saymak, inanın, nafile!

Pipisini sergilediğiniz oğullarınız kadar, odalar ardına hapsettiğiniz kızlarınızda da bu var; Allah öyle yaratıyor, oğullarınıza gösterdiğiniz hoşgörüyü kızlarınıza gösteremiyorsanız sizin Allah ile bir sorgulamanız, bir derdiniz var demektir; hani pek sıkılmayın derim yok namaz saatini kaçırdım falan diye, namaz ne kelime, siz Allah’ın yarattıklarını sorgulamaktasınız, yok saymaktasınız!

Yani, daha ne diyeyim!...

İki yaşında bir kız bebenin vajinası ne kadar olur? O vajinaya hangi penis sığdırılır, o sırada can ne kadar acır, o acıya can ne kadar dayanır?

O acı karşısında atılan çığlıklara hangi insan dayanır?

O bebecik sanıyorum ki suya atılmadan önce ölmüştür, bir minik beden o acıya nasıl dayanabilir ki, hadi o dayandı diyelim, organları dayanamaz ki!

Telef oldu garibim, ne ilk ne de son, oğullarının cinsel dürtülerini desteklerken kızlarınınkini yok sayarsan, iki yaşında bir kız bebeğe tecavüz de edilir, odalara kilitlenen kızlara Kuran kursunda da tecavüz edilir, kızlar ilk gördükleri erkeğe aşık olup da kaçarlar, iki ay sonra sokağa da atılırlar!

Hani, erkeklerin mezesi haline gelmiş kadınlar, aslında meze olmayı arzulamamışlardır, lakin her birinin ardında oğullarının sevgililerine göz yumup, kızlarını kapalı kapılar adına kilitleyenler vardır; işin vahim yanı kız altı üstü ufacık bir flört yaşıyor diye öyle bir sille tokat dövülmüştür ki, böyle kızları bekleyen çetelerin eline ailesinin gazabından kurtulmak için kaçarken düşmüştür!’

Oğul ve kız yetiştiren tüm anne ve babalar iki yaşındaki bir kız bebenin tecavüzünden sorumludur!

Asılsın, kesilsin demek ile iş bitmiyor, herkes kendi kapısının önünü temizlese örneğinden yola çıkmak gerek; herkes oğul ve kızını insan olarak yetiştirse, bunu bir bilebilse!...

Bilemiyor işte!

Bu yüzden nice tecavüzler oluyor, sırf tecavüz değil, baskı yüzünden kaç genç kız ilk gördüğünün koynuna koşuyor!

Asılacaksa, önce yetiştirilenlerden başlanmalı; kız ile oğluna farklı yaşamlar sunanlardan başlanmalı!

Zira, yılanın başı ezilmelidir, sorunu gidermek için, kuyruğu değil!..

Gülgün Karaoğlu

Temmuz,13/2010