- Kategori
- Gündelik Yaşam
Herkes tedirgin

Cumartesi günü sıcak mı sıcak bir havanın ve güneşin etkisinde geçen çok güzel bir gün.
Kaybolduğunu sandığım değerlerin hala var olduğunu görebilmek, hissedebilmek, yaşayabilmek ne büyük keyif.
Çıkar ilişkilerinin olmadığı, mütevazi ortamların samimiyeti.
Hep aklımızdan alır veririz ya hani, kendimizde hata ararız bir şeyler yolunda gitmediğinde.
Oysa bilmediğimiz yönlerimizi ve kendimizi tanırız bir insan sayesinde.
Meğer gülmeyi ne çok sevdiğimizi, konuşmaktan çok dinlemekten hoşlandığımızı, rahatlığın saygı çerçevesi içinde ailen dışında birinin yanında da hissedebileceğini öğreniriz.
Güvenmeyi öğreniriz. Kuşkuları cebimizden çıkarmaya başlarız.
Ve tatlı gelir olduğun gibi olabilmek, rahatlarız.
Güven iki dağın arasında sıkışıp kalmış küçük bir bitki gibi şimdilerde.
Ne kolay hissediliyor ne de rengi fark ediliyor. Birine güvenmek için uzun yollar gitmemiz gerekiyor.
Her şeyden o kadar tedirginiz ki, yolda biri adres sorsa kolumuzda asılı çantayı daha bir sıkı kavrıyoruz meymenetsiz bir tavırla.
Herkes tedirgin birbirinden. Korkularımız boyumuzdan büyük.
Sırrını veren özgürlüğünün yarısını kaybeder mantığıyla, hepimizin ruhsal dengesi bozuluyor.
Yorgunuz bir şeylerin yükünü kendi başımıza taşımaktan. Paylaşamayacak kadar çekiniyoruz insanlardan.
Cumartesi anladım. Enerjisi güzel, sohbeti lezzetli, paylaşımı keyifli insanlar bu kadar azınlıktayken bulan kaybetmemeli.
Görgü, bilgi, doğallık ve içtenlik. Doğuştan temeli atılan yaşadıkça çoğalan şeyler. Bir insanın kalitesi size manen sunduklarında gizli.
Zaten etrafta etiketi elinde gezen o kadar çok insan var ki… Tek veya birkaç tane kalmışların değeri bilinmeli.
Onlar kimseyle bir tutulmadan ayrı bir yerde muhafaza edilmeli. Ve hayatımızda her daim yakınlarımızda olmalı.
Herkesin hayatında güvenebileceği biri olmalı. Onlar azınlıkta olmalarına rağmen doğru zamanda karşımıza çıkmak için bekliyor.