Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '21

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Herkül – Kuvvet Tanrısı

Herkül – Kuvvet Tanrısı

“HERA... HERA BUNU BANA SEN YAPTIRDIN. BUNUN İNTİKAMINI SENDEN ALACAĞIM. BUNLARIN HEPSİNİ YAPACAĞIM. GÖRECEKSİN HEPSİNİ YAPACAĞIM.”

 

Çocuğun söylediği doğruydu.

Etraf değişmeye başlıyordu. Tanrılar birer ateş topu gibi fırladılar gittiler. Kral geldiği gibi adamlarının omuzlarındaki tahtta etrafa sert bakışlar atıyordu. Verilen cezadan memnundu. İstediği olmuştu.

Periler ve melekler süzülerek ellerindeki lavanta çiçeklerini sallayarak yok oldular. Hâkimlerin nasıl yok olduğunu hiçbiri anlayamadı onlar sanki ışınlanmışlardı. Bir anda yok olmuşlardı. Müzisyenler yoktu, şarkı söyleyen rahipler yoktu, kızlı erkekli değişik giysili eğlence gurubu yoktu. Ve bir sürü insan yoktu nasıl ne zaman yok olmuşlardı anlamamıştı. Kulenin altında basamakların önünde Herakles tek başına ağlıyordu. Hıçkırıklarla ağlıyordu. Hali çok kötüydü. Çok acı çekiyordu.

Uzun süre ağladı… Bir süre geçti…

 

Ayağa kalktı. Yavaş kalkış biranda değişim gösterdi. Ağır Hareket eden Herakles kendini hızlıya almıştı. Garip hareketler yapıyordu. Saçlarını koparmak istercesine saçlarını çekiyordu. Sonra başına vurmaya başladı. Hatta kendini yaralayacak kanatacak kadar kendine acı verdi. Yüzüne vuruyordu. Vurduğu yerlerden kan akıyordu. Gözyaşları ağzından ve burnundan akan yaşlar birbirine karışıyordu. Durmadan bağırıyordu.

“Hera… Hera… Bu böyle kalmayacak. Bana bunu nasıl yaptırdın? Sen zalimsin. Sen çok zalimsin.”

Çıldırmış gibi sağa sola yürüdü ve bağırmaya başladı.

“Hera... Hera bunu bana sen yaptırdın. Bunun intikamını senden alacağım. Bunların hepsini yapacağım. Göreceksin hepsini yapacağım.”

 

Sustu. Başını yukarı kaldırdı. Gökyüzüne bakıyordu. Uzunca bir süre baktı. Bir anda; Koşmaya başladı. Herakles hızla koşuyordu. Gittikçe hızlanıyordu… Olimpiyatlara katılmış bir koşucu gibi koşuyordu hatta birinci gelecek koşucudan daha hızlı koşuyordu o koştukça çevre değişiyordu. Durmadan değişiyordu.

 

Nidar bağırdı.

“İnanmıyorum. Hayatımda böyle bir şey görmedim.”

Çağrı alay eder bir ifade ile konuştu.

“Sanki daha önce olanları görmüş müydün?”

“Görmemiştim. Ama bu çok daha şaşırtıcı!”

 

Herakles koştu, koştu...

Dağlık bölgeye gelmişti. Çorak dağlardı. Ağaçsız dağlardı. Genç adam dağlara usta bir dağcı gibi tırmanıyordu.

Muhtar şaşkınlıkla konuştu.

“Bu hızla Ağrı dağının tepesine çıkar bu. Hıza bak yürümüyor, tırmanmıyor asansör varmışta çıkıyor gibi adam.”

Didar gülümsedi.

“Unutma o kuvvet tanrısı.”

Hepsi bir ağızdan;

“Biliyoruz.”

Dediklerinde Rüya güldü.

“Didar inan ki bütün istememesine rağmen Elif teyzen bile öğrendi.”

Elif arkadaşına sertçe baktı.

“Aman. Aman çok komik...”

Sonra verdiği sözü hatırladı. Gülümsedi.

“Şaka… Şaka.”

Herakles dağın tepesine çıkmak için uğraşıyordu. O sırada bir kükreme sesi ortalığı inletti. Hatta titretti. Bir aslan kükremesiydi, kuvvetli bir kükremeydi... Sarsıntıdan Herakles aşağıya düşecek gibi oldu.

Çocuklar yerlerinden sıçradılar.

Bekir bağırdı.

“Düşüyor.”

Herakles son anda tutundu. Aslan çok büyüktü. Dev gibi bir aslandı. Aşağıya baktı. Aslan aşağıya Herakles yukarıya baktı. İkisinin gözleri karşı karşıya geldi. Birbirlerine bakıyorlardı.

İnanılmaz bir şey oldu. İkisinin gözlerinden çıkan yıldırım ya da şimşek orta yerde buluştu ve havai fişek gibi patladı. Gökyüzüne çıktı ve orada ışılar saçarak dağıldı.

Bu birkaç kez daha sürdü.

Herakles aslanın olduğu yere fırlarcasına çıktı. Aslan ürkmüştü iki üç adım arkaya doğru yürüdü. Herakles ayağa kalktı bağırdı.

“Seni öldüreceğim seni parçalayacağım. Bu benim görevim anlıyor musun seni yok edeceğim.”

Aslan başını iyice havaya kaldırdı kükremeye başladı. Aslanın kükremesiyle etraf sarsıldı. Aslan bir anda yerinden hızla fırladı. Genç adamın üzerine atladı. Herakles dağın tepesinin ucunda duruyordu. Aslan kendine atladığı anda yana çekildi. Aslan dağdan aşağıya doğru uçtu. Herakles arkasından hızla aşağıya inmeye başladı. Aslan yere çakılmıştı. Bir süre hareketsiz yattı. Sonra kalktı. Kükremeye başladı. Herakles yukarıdan üstüne atladı. Hayvanın takati kesilmişti. Herakles çok kuvvetliydi. Aslanın boynunu yine diğer ejderhaya yaptığı gibi büktü attı. Hayvan can çekiştirerek öldü.

Herakles ellerini göğsüne vurarak bağırmaya başladı. Ne dediği anlaşılmıyordu ama ürkütücü sesler çıkartıyordu.

Belinden bıçağını çıkarttı ve hayvanın derisini yüzdü. Onu salladı, salladı kuruttu. Deride kanlar kalmamıştı, Islaklığı gitmişti. Onu üstüne geçirdi. Giysi gibi sardı kuyruğu ile belinden tutturdu. Ve dağdan aşağıya çıktığı gibi aynı hızla inmeye başladı.

Çocuklar o kadar çok şaşırmışlardır ki, ne diyeceklerini bilemediklerinden sadece büyüklerinin gözlerine bakıyorlardı. Oysa büyüklerin onlara anlatacağı ya da açıklayacağı bir şey yoktu. Onlarda şaşkındılar. Dilleri tutulmuşta konuşamıyor gibi çocuklara bakıyorlardı…

İlk kendine gelen Elif olmuştu. Silkelendi adeta.

“Of bu neydi?”

Rüya başını iki yana salladı.

“Bu acıların dışa vurum haliydi. İntikam alıyordu. Hera’dan ve kendinden.”

“Kendinden mi?”

“Bence iç hesaplaşması ona göre Hera ile olan hesaplaşmasından daha ağır. Bence kendini tedbirsiz olarak düşünüyor. Hera’nın onu kıskandığını ta başından beri biliyordu.”

“Hera Zeus’tan dolayı onu kıskanıyor.”

“Öyle onun Zeus’un oğlu olduğunu bebekken gönderdiği zehirli yılanlarının ölümleri ile onları bebek Herakles’in öldürmesi ile anlamıştı. Herakles bunu biliyordu. Hera’nın kendine ya da sevdiklerine bir acı yaşatacağını en azından tahmin ediyordu.”

Elif sinirliydi. Herakles’e bakarak konuştu.

“Haklısın ya da tahmin etmeliydi.”

“Evet. İç çatışması, kızgınlığı bir anlamda kendine de. Onun için bu kadar zalim ve acımasız. Daha da zalim ve acımasız olacak. Bir anlamda kendini cezalandıracak.”

“Of ya of… Güya Tanrı. Yaşadığı acıya bak. Haklısın Rüya bizlerin halimize bin kere şükür etmesi gerekiyor.”

“Hah şunu bileydin be canım.”

“Evet. Artık sızlanmayacağım söz.”

 

 

Nazan Şara Şatana’nın Herkül-Kuvvet Tanrısı Kitabından…

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....