Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '13

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Hey, bu dünyada bizden başkaları da yaşıyor!

Hey, bu dünyada bizden başkaları da yaşıyor!
 

Bu dünya


Günümüz yaşantısında dünyayı paylaştığımız tüylü dostlarımızı unutuyor gibiyiz. Çevreyi kendi isteklerimize göre şekillendirirken onların ihtiyaçlarını es geçiyor, onlara doğal ortamlarını bırakmıyoruz. Aslında bu çok düşüncesizce değil mi? Niçin hayatı paylaştığımız, aynı havayı soluduğumuz hayvan dostlarımızı hiçe sayalım ki?

Ama maalesef sayıyoruz. Onlara hep yardım eden, destek olanlarımız olduğu gibi onları ihmal edenlerimiz de var, belirli zamanlarda hatırlayanlarımız da. İşte bu belirli zamanlardan biri de 4 Ekim. 1822 yılında İngiliz hayvan severler; hayvanları korumak, onlara daha iyi davranılmasını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve barınmalarını sağlamak amacıyla bir araya gelerek ve Hayvanları Koruma Birliği’ni kurdu. Ülkemizde ise Hayvanları Koruma Derneği 1908 yılında kuruldu. Çeşitli ülkelerde kurulan aynı amaçlı dernekler de birleşerek 1931 yılında Hollanda'nın başkenti Lahey'de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu'nu oluşturdu. Ve bu kuruluş, çevre ve hayvan dostu olan Aziz Francis’in günü olan 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti.

Peki sizce neden hayvanlar için özel bir gün ilan edildi? İhmal edilen bu konuya dikkat çekmek, farkındalık yaratmak için. İnsanlık var olduğundan beri hayvanlara karşı hep bir ihmal söz konusu. Ancak bu durum günümüzde iyice artmakta. Onların yaşam alanlarını daraltıyoruz, onları can yakıcı birçok deneyde kullanıyoruz, onları hor görüyor, üretiyor ve kötü muameleye maruz bırakıyoruz. Onları koruyup kollayacağımız yerde tabir-i caizse onların hayatını cehenneme çeviriyoruz.

Peki ne yapabiliriz?

Onlar için yapabileceğimiz birçok şey var aslında. 4 Ekim tabii ki sadece kedi ve köpekler için değil ama ben burada onlar için yapabileceklerimize dikkat çekeceğim.

İlk olarak insanları bilinçlendirmekle işe başlayabiliriz. İnsanlara kedi ve köpeklerin  bağlılıklarını, bizlere ne kadar muhtaç olduklarını, duydukları karşılıksız sevgiyi, onların da duygu sahibi olduklarını ve belirli hakları olduğunu hatırlatabiliriz..

Onların yaygın bir görüşe karşın zararsız olduklarını çevremize anlatabiliriz..

Çevremizdeki küçük çocuklara hayvan sevgisi aşılayabiliriz..

Çevremizdeki insanları pet shoplar yerine barınaklara yönlendirebilir, hatta onları bizzat götürebilir, dostlarımız için çeşitli yardımlar toplayarak farkındalığı arttırabilir, yardımlara teşvik edebiliriz.

Mahallemizde bulunan hayvanların tedavileriyle ilgilenebilir, bununla ilgili mahallede kamuoyu oluşturabiliriz..

Onlar için bir kap su ve yemeğin önemini vurgulayabilir, çevremizi artan yemekleri sokağa koymaya teşvik edebiliriz..

Hayvanlar yararına çalışan derneklere üye olarak, bu konuda aktif rol alabiliriz..

Barınaktan çıkarılan, ormanda/sokakta bulunan vs gibi durumlarda yuva arayan hayvanlara geçici yuva olabiliriz..

Arabayla çarptığımız bir hayvanı tedavi ettirdiğimizde veteriner masrafının kasko tarafından karşılandığını çoğu kişi bilmiyor. Bunu insanlara anlatabiliriz!

Onların da hisleri olduğunu hatırlatarak terk edilmenin onlar için yıkıcı olduğunu anlatabilir, bakılamayan hayvanların yaşadığı zorluklara dikkat çekebiliriz..

Aslında bunlar dışında onlar için yapılabilecek o kadar çok şey var ki… Bunun için ihtiyacımız olan şeyse bu dünyada yalnız olmadığımızı, canı ve duyguları olan tek varlığın biz olmadığımızı hatırlamak.. Bunu da 4 Ekim’den başlayarak her zaman hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Gerisi umarım kendiliğinden gelecektir..

 

 
Toplam blog
: 10
: 569
Kayıt tarihi
: 01.05.13
 
 

Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi. Sinemasever, çok konuşur, çok güler, hayal kurar, hayvanları s..