Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hey gidi eski nesil hey!

Hey gidi eski nesil hey!
 

Simitçi Amca! Eli öpülesi insan.


Malum bilen biliyor ya ailemize yeni üyenin katılmasına az bir zaman kaldı. Bundan dolayı doktora da daha sık gidip geliyorum. Yıllardır aynı doktora gittiğim için doktorumu değiştirmeyip kilometrelerce yol gidiyorum. Ne işime yakın, ne de evime yakın doktorum. Eh karnı burnunda arabayla o kadar yolu gitmeyeyim diye de "Metrobüs" denen yüzyılın icadını kullanıyorum, hastane tam durağın önünde olduğu için. Hastaneye giderken sorun yok da, dönüşte yer bulabilirsen bul...

Neyse, gittim, dönerken yavaş adımlarla merdiven çıkmakta zorlandığım için, Metrobüs durağına giden rampadan yürüdüm. Metrobüs geldi, zaten beklemiyorsunuz ya ardarda geliyorlar. Bindim. Ama kıpırdamak ne mümkün. Tutunmaya çalıştım sıkı sıkı, aman fren yaparsa bişey olmasın diye. Hani bu dönemlerde dengeyi sağlamak zor oluyor ağırlık merkezi değiştiği için.

Bir-iki durak sonra koltukların olduğu yere varmayı başardım. En ön koltukta siyah saçlı, kıpkırmızı bolca ruj sürmüş, dudağının yanına da bir hızma iliştirmiş 17 li yaşlarda bir "genç!" oturuyor. Kulağında son model telefonundan çalan mp3lerinin müziği, yüzü de camdan yana.

Hani diyor ki:

Hiç bana ilişmeyin, kulağımda kulaklık olunca gözlerimde görmez benim. E tabii o koca siyah gözlüklerinin ardından gelişmemiş beyninin algılaması için hem kulağının hem gözünün boş olması gerekiyor. Sinirlendim vesselam. Hani oturmak sorun değil. Çok şükür ayakta durunca birşey olmuyor da... Yanında oturan yaşlıca bir teyze dayanamayıp kalkınca çok üzüldüm. Yaşlı teyze önce şöyle yanındaki kızı bir süzdü, baktı baktı baktı ama kız oralı değil. Şöyle kafayı bir sallayıp yerinden kalkıp " Gel kızım sen otur" dedi.

"Yok"dedim. "Gerçekten gerek yok, tutunabiliyorum" ben dedim.

"Olur mu hiç" dedi. "Düşersin Allah korusun, can taşıyorsun sen" dedi. Derken çoktan kalkmıştı bile. Yandaki takıp takıştıran hatun hiç oralı değil. Oturdum. Sinirli gözlerle baktım. Bu kıza eğitim veremeyen kültüre kızdım. Annesine, babasına kızdım. Eline son model telefon almayı biliyor ama en basit görgü kurallarına uymayı bilemiyor dedim. Gözüm bir yandaki koltuğa ilişti. Baktım tombulca 16 yaşlarında genç bir delikanlı. Yanında yaşlıca bir amca. Çocuk en ön koltukta cama bakıyor. Cama baktınız mı tamamdır iş bitti.

"Ben yerimden kalkmam demek" miş...

Eğitim şart!!!

Bugün işe gelirken, (hala mı demeyin, hala, işe gidip geliyorum. İş yerindeki çalışma arkadaşlarım gerekli eğitimi aldılar şükür ki :) ) arabayı park ettim bir simitçinin önünde. 10 adım ötedeki Bankoma'ta bir koşu gidip ( benim koşumdan ne olursa işte... ) para çektim geldim. Simitçi den bir peynir bir simit istedim. Yaşlıca bir amca Simitçi amca. İlk defa ondan Simit alıyorum. Simitçi amca bana ne dedi biliyor musunuz?

- "Kızım yoksa Simit paran yok diye mi para çektin. Olsun bugün vermeseydin. Ne gerek vardı gittin oraya. Bidahakine verirdin." dedi.

Şaşırdım baktım kaldım. Amcanın bütün Simit'lerini orada alıveresim geldi.

-Yok amcacım zaten çekecektim ben teşekkür ederim dedim.

Ne varsa eksi nesillerde var yine. Her geçen gün yozlaşıyor kültürümüz, neslimiz...

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara