Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '12

 
Kategori
Dünya
 

Hiç durup şöyle dediniz mi?: “Şimdi mutluyum ve başka hiçbir şey istemiyorum”

Hiç durup şöyle dediniz mi?: “Şimdi mutluyum ve başka hiçbir şey istemiyorum”
 

Bugün dünya öyle bir krizin içinde ki onun sayesinde para, güç ve teknolojik gelişim için duyduğumuz sınırsız arzunun bizleri nasıl bir tuzağın içine düşürdüğünü ve bizi nasıl yoldan çıkardığını fark etmeye başladık. İnsanlık öyle bir duruma geldi ki gerçekten ihtiyacı olmamasına rağmen sürekli daha fazla üretiyor ve daha fazla tüketiyor.

Fakat artık doğa bizi sıkıştırmaya başladı, denge içinde tek bir aile gibi yaşamaya başlamamız gerektiğini bize gösteriyor; sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak ve hiçbir gereksiz ve aşırı tüketim yapmayarak. Bu demektir ki sonunda mantıklı ve duyarlı bir tüketim seviyesine geleceğiz. Tabii ki her insanın giysiye, yiyeceğe, tıbbi bakıma, güvenliğe ve bir işe ihtiyacı vardır. Fakat bu durum, kişinin sürekli olarak her tür reklamı izleyip, başkalarının çıkarı için olan anlamsız ürünleri alıp tüketmesini gerektirmez.

Bu bilinçsizce tüketimin bir sonu olmalı. Kriz ile küresel üretimin yavaşlamaya başladığını zaten hissediyoruz. Sonuç olarak birçok insan işini kaybediyor. Tüm dünyada her geçen gün işsiz sayısı artıyor ve bu durum böyle devam edecek gibi.

Kriz, aile için de farklı bir süreç başlatacağa benziyor. Muhtemelen kadınlar zaman içinde iş hayatından eve dönecekler. Erkekler de evde daha fazla zaman geçirmek zorunda kalacaklar. Böylece anne ve babanın bu çılgın koşuşturması son bulacak ve evdeki yaşam, bugün eksikliğini çektiğimiz dengeye gelecek. Aile daha dengeli ve dingin bir yapıya sahip olacak. İnsanlar kendi içsel gelişimleriyle meşgul olacaklar ve doğa ile dengeli bir hayat yaşayacaklar.

Bunun gerçekleşmesi için öncelikle toplum içinde daha iyi ilişkiler oluşturmalı, kendi ilişkilerimizde bir dengeye ulaşmalıyız. Biz içsel olarak değiştikçe, dışımızda da ahenk olacaktır. Böylece daha dingin, sabırlı ve hoşgörülü olacağız, ailelerimizi bu tür ilişkiler üzerine nasıl kuracağımızı öğreneceğiz. Herkesin özgür olduğu ama içsel olarak birbirine bağlı olduğu bir ailede yaşamayı öğreneceğiz. Böyle bir ailede çocuk sahibi olmak isteyeceğiz ve çocuklarımıza yeni dünyaya uygun, doğru eğitimi nasıl vereceğimizi öğreneceğiz.

Henüz insanların çoğu bunu anlamamış olabilir, ama eski dünyamız zamanını doldurdu. Yeni dünyada ise eski dünyanın yaklaşımları geçerli olmayacak. Eskisi gibi para, mevki ve moda peşinde koşarak tatmin olmayacağız. Günümüzde tüm bu koşuşturmalara rağmen hissettiğimiz boşluğun ötesinde ne olduğunu keşfedeceğiz ve içimizde bir ahenk sağlayacak şekilde tatmin olacağız, yani daha içsel bir realiteyi, doğada mevcut olan ahengi hissetmeye başlayacağız. Bunu ise ancak diğer insanları düşünerek ve onlarla ortak sorumluluğa dayanan bir ilişki kurarak sağlayabiliriz.

Hiçbirimiz gerçekten tatmin olmanın ne demek olduğunu henüz hissetmedik. Para, onur, güç ve bilgi peşinden koşarak kendimizi tatmin etmeyi başarabildik mi? Hiç durup şöyle dediniz mi: “Şimdi mutluyum ve başka hiçbir şey istemiyorum” ? Böyle bir an hiç olmadı. Daima koşmaya devam ediyoruz ama yine de kendimizi tatmin edemiyoruz.

Aslında yeni bir varoluş seviyesine çıkmak üzereyiz. Bu yeni seviyede kişi neden zevk alır, ne ile tatmin olur? Ancak birbirimizle doğru ilişkiye geçtiğimiz zaman tatmin olacağız çünkü ancak aramızdaki doğru ilişkide doğanın bütünlüğünü keşfedebiliriz. Bu bütünlük hissi, şu ana kadar tanımadığımız gerçek sevgidir. Diğer insanlara olan iyi yaklaşımımdan ve onlara duyduğum sevgiden keyif alacağım . Eğer herkes birbirine bu şekilde davranırsa, herkes sevgi hissiyle dolacak.

Buna ulaşmak için aslında çok az şey gerekiyor: sadece bunu nasıl yapacağımızı öğrenmek ve ancak bütünsel yaklaşıma sahip bir eğitim sistemi bunu herkese öğretebilir.

 

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..