- Kategori
- Özel Günler
Hıdrellez ve 3 genç fidan

6 Mayıs 1972 ölüm günleri
6 Mayıs, hıdrellez. Birçok toplumda doğanın yeniden uyanmasını temsil eden, baharın müjdecisi. Orta Asya’dan günümüze kadar gelmiş bir kültür geleneği. 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Hızır ve İlyas Peygamberlerin yılda bir kere olmak üzere bir araya geldikleri gün. Toplumumuzda 5 Mayıs gecesi ateşler yakılır, şenlikler yapılır, dilekler dilenir. Baharın gelişi coşkuyla kutlanır.
Ancak;
6 Mayıs günü için bir anma daha var, hem de içimizi dağlayan şekilde acı bir anma.
6 Mayıs 1972 tarihinde bir hıdrellez günü üç gencecik fidan 25 yaşlarında asılarak idam edildiler. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan. Sol görüşün en önemli temsilcilerinden üç genç öğrenci. Devrimci gençlik hareketinin en önde gelen liderleri. Ne yapmışlardı asılmaları için? Tabii böyle sorunca gelecek cevap “anayasal düzeni değiştirmek istiyorlardı” olacaktır.
Onlar bir fitildi ateşlenmesi gereken gençlik için. Davalarına inanmış sol görüşlü gençlerin önlerine düşüp bağırdılar kendilerince. Tam bağımsız bir Türkiye istiyorlardı, emperyalizme son diyorlardı ve hiç kimseyi öldürmemişlerdi.
Cezaları 24 Nisan 1972 de TBBM’de onaylandı. 6 Mayıs’ta da infaz edildiler. Herkes biliyor ki 1960 idamlarına karşılık yapılan bir harekettir, bir intikamdır. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu duruma getiren süreci en başından gören ve buna direnen bu gençlerdi.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hareketlerini ve ideolojilerini onaylamaktan öte, o yıllarda ülkemizde neler yaşandığını, ülkemizin nasıl bir takım güçlerin elinde kukla olduğunu anlayabilmek açısından, şimdi apolitik olan gençliğin ülkenin siyasi tarihini bilebilmesi açısından önemi büyüktür bu kararın.
O gün TBMM de idam edilmeleri oylanırken, her iki elini kaldırıp “asın bunları” diye bağıran politikacılar, yıllar sonra “o gençlerin asılmaları yanlıştı, ben idam cezasına karşıyım, o zaman böyle olması gerekiyordu, hala ızdırabını çekiyorum” diyebilmiş ve politikanın ne olduğunu herkese göstermişlerdi.
O yıllarda ben lise öğrencisi idim. Bir yandan hıdrellez kutlanır, dilekler dilenirken, bir yandan kulaklarımız radyoda haberlerdeydi. Ve gelen haberle içimiz yandı. Aslında söylenecek ne kadar söz var bu konuda. Ne acılar çekildi, ne yürekler yandı. Ne genç fidanlar arka arkaya gitti.
Hala birtakım karanlık güçlerin elinde ülkemiz üstünde oyunlar oynandığına şahit oluyoruz. Eskisinin sağ-sol kutuplaşmasının karşısında şimdi farklı saflar var. İnsanlarımız sürekli ikiye bölünüyor. Sen ben çıkar kavgaları arasında, aslında iplerimiz başkalarının ellerinde kuklalaşıyoruz. Ve birçoğumuz da bunun farkında değil.
Daha aydınlık yarınlar için, tam bağımsız bir Türkiye için umutlarım tükenmedi.Umarım tükenmez de.
Şükran Demirtaş