Hilafeti alkışlayanlar!...

Pek sevgili hilafet alkışlayıcıları IŞİD'in son bildirisinden sonra epey bir sevinmişlerdir; adamların kafa kesmeleri önemli değil de, hilafeti ilan etmeleri önemli elbet!

Kapı kapı gezip evlerden kadın-kız toplamaları da bir anlamda mübah(!) sanırım; ne de olsa gazalarının bekası adına yapıyorlar, hani adamlar kadın-kız açlığı çekmesin, savaşmaktan vazgeçmesin falan diye... 

Eee, yani, bu durumda hilafet özlemiyle yanıp tutuşan babalar-analar da kızlarını, kardeşlerini sakınmayacaklardır herhal!

Hayır yani; sakınsalar hilafet özlemlerini sağlayanlara karşı gelmiş olurlar, bu mübarek gazada(!) lafı mı olur demeleri beklenir ki diğer türlüsü hilafete karşı durmaktır!

(Hem kızın, kız kardeşin dizinin dibinde otursun hem de hilafet ilan edilsin; demek ki yok böyle tatlı hayat!)

******

Şimdi gelelim bizim ülkemizdeki Atatürk'ten nefret edenlere...

Cumhuriyetin kuruluşuna da karşı çıkanlar vardı, kurulduktan sonra da içlerine bir türlü sindiremeyenler...

Yıllar yılı kötüleyip duran, nefretlerini büyüttükçe büyüten insanlardan söz ediyorum ki elbette tarikatları, şeyhleri, şıhları akla getiriyor!

Tarikatlar, şeyhler ve şıhlar ise dini yaşamın özü gibi görenleri...

Aslında, normal şartlar altında, dini yaşamın özü olarak gören kişilerin siyasal gelişmelerden etkilenmemeleri gerek!

Nitekim, Atatürk din konusunda bir yaptırımda da bulunmadı; yalnızca "Laiklik" diyerek din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrılması gerektiği konusuna bir nokta koydu!

Bu nokta din adamları tarafından ellerinden alınmış birer hak olarak görülüyorsa, laiklik, cumhuriyet siztemi içinde, doğru bir karar!...

Zira, din adamlarının, kendilerini dine adayan insanların varlıklarına vurulan bir ket yok; yalnızca adalet sistemi, ülke yönetimi din yerine adına "Cumhuriyet" denilen halkın çoğunluğunun tercihine dayalı bir sistemin oluşturulmasıdır ki bundan dolayı bilenen kendilerini "dine adamış" kişiler sahiden de kendilerini yalnızca dine adamış kişiler değildirler!

Yoksa, ne diye bozulsunlar arkadaş?

İnsan eşitliği konusunda ne güzel bir adım diye mutlu olmak varken üretilen nefretler, yetişen yeni nesillere aktarılan karalamalar...

Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak üzerine planlanan oyunlar, falan?

******

Çok açık söylemek gerekirse ülkemiz üzerinde yaşayan insanlardan bazıları IŞİD'in yaptıklarını onaylıyor; onaylamakla da kalmayıp alkışlıyor!

Kendi bilecekleri bir şey diyerek geçip gitmek gerekir ancak aynı vatan üzerinde yaşayanlara verdikleri zararı da görmezden gelemeyiz!

Mesela, Türkiye IŞİD'e yardım etti mi?

Bunu müminler biliyor, muhtemelen, normal vatantaş olan bizler bilemiyoruz!

Oysa, bilmek en basit insan hakkımız!...

******

Olaki sorsam, sizce Türkiye Cumhuriyeti IŞİD'e yardım etti mi? diye...

a) Evet  b) Hayır

Hangi seçenek daha çok oy alır?

(Ben size söyleyeyim; eğer ki Ramazan'dan dolayı internete girmeyenler çokluktaysa, a) Evet seçeneği yüksek olacaktır, Ramazan olmasına rağmen internete giren "mümin"ler çoktaysa, b) Hayır tercih edilecektir.

******

IŞİD kadınların evlerinden çıkmalarını yasakladı; erkeklerin istediği bir göz, Allah verdi iki göz! Yok karım, kızım, kız kardeşim oraya mı gitti, asılan falan oldu mu derdi yok! Ne ala!... Okul da ne? Ohh pek güzel!...

Eee, bu güzelliğin karşılığında kızlarını, kız kardeşlerini falan da isteyecekler elbet; ne demişler: Men dakka dukka!

******

Bizim alkış tutanlarımız kendi kızlarını, eşlerini, kız kardeşlerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak koruyorlarken "Hilafet" olsun diye de bir yandan dua edip, bir taraftan da yaşadıkları ülkeyi bombalamaya çalışıyorlar.

Yav arkadaş; bir dur ve düşün, ne olur?

Hele kadınları anlamam mümkün değil; pek hanım kızım, başına boyunu on santim daha uzun gösteren türbanı bağlamışsın, altına dar bir pantalon giymiş, üzerine renklerin en cıvıltılısından bir bluz geçirmişsin. Makyajına ise diyecek lafım yok; vallaha düğün günümde bile o kadar boyanmadım! Sanatçıları kıskandırısın alimallah!

Yanında yaşına uygun genç bir adam, hava sıcak, yanındaki adam muhtemelen kocan olacak adam: Üstünde tiril-tiril bir bluz, altında kapri pantalon, ayaklarında şipidik terlik....

Sen, bebek arabasını yürütüyorsun, bebeğiniz bir içim su; sıcaktan bunalmasın diye bir bady girdirmişsiniz, bacakları tombalacık... Şok olsun diye de kafasına çiçekli bir bant takmışsınız...

Allah mutluluğunuzu daim etsin de...

O güzelim bebek kaç yaşına geldiğinde başındaki çiçekli bant çıkarılıp da çiçekli türban örtülecek?

Ve ama... Fakat niye?