Hıncal Uluç Sussun Artık!

Bir camiaya (yahut bunu herhangi bir topluluk olarak da düşünebilirsiniz) en fazla zararı o camianın içinde olan (olduğu iddia edilen) kişiler verir. Hıncal Uluç buna en güzel örnektir.

Galatasaray için söylemediği lafı bırakmayan Hıncal Uluç daha şimdiden Hagi’yi de yerlere çalmaya başladı. Bu, dereyi görmeden paçayı sıvamaktan başka bir şey değildir. İlerde, Hagi başarısız olursa “daha ilk maçında ben demiştim” diyerek ileri görüşlülüğünü perçinlemiş olacaktır!

Hıncal Uluç birçok konuda doğruları çekinmeden yazması ile ünlü bir yazarımız. Galatasaraylı olduğu dünyaca da bilinir. Ancak dikkat ettiyseniz Galatasaray’ı en çok eleştiren yazar da kendisidir.

Galatasaray kulübünün yararına olacak yapıcı eleştirilere şapka çıkartırız. Ancak iş üzüm yemek yerine bağcıyı dövmeye odaklandığında “hop” diyen de olması lazım.

Hıncal Uluç en azından birkaç hafta Galatasaray’ı eleştirmeyi bırakmalıdır. Çünkü bu eleştirileri gerçeklikten uzaklaşmış adeta refleks haline gelmiş gibi görünmektedir. Bilmeyen Galatasaray düşmanı bile ilan edebilir. Bizden söylemesi…

Bütün bunları yazmama sebep olan şey bugün Sabah’ta çıkan yazısıdır. Bakın bugünkü yazısında ne diyor(1):

“Dünyanın neresinde oynanırsa oynansın, "F.Bahçe ile berabere kaldım" diye G.Saray'ın bayram yapması, zıp zıp zıplaması hoş değil. G.Saray'ın düştüğü durumda beraberlik muhteşem bir zafer haline gelmiş. Önemli olan bu.”

”Hagi, akıl almaz bir korkaklıkla topa basan, ileride adam eksilten, çok güzler paslar atan ve kanat akınlarıyla F.Bahçe'yi dağıtan o hücum futbolunu yok etmek için inanılmaz değişiklikler yaptı. Aykut Kocaman'a gidip "Seni kim rahatsız ediyor, onları alayım" dese o ancak bunları seçerdi. Çıkardığı adamlarla G.Saray'ın ileride topa basmasını, kanat akınları yapmasını ve orta sahadan top çıkarmasını önledi. Bu oyunun mimarları, Elano, Cana ve Misimoviç'i çıkararak intihar etti. İntiharın işaretini de G.Saray'ın kadrosunda ne işi olduğunu merak ettiğim, her ikili mücadeleyi kaybeden, ayağına gelen topları da rakibe atan Barış'ı sokarak verdi.”

##

Öncelikle Hıncal Uluç insan psikolojisinden anlamadığını alenen ifşa ediyor. Göbeğine kadar bataklığa batmış bir adam o derinlikte ayağına sert bir zemin gelirse sevinir. Bu bataktan çıkabileceği umudunu verir çünkü.

Galatasaray batakta demiyorum, misali çarpıcı olsun diye verdim. Ancak Galatasaray’ın derbi öncesi hali de meydandaydı. Bırakın Fenerbahçe’yi Erenköy Su İşleri Spor ile de oynasa alınacak bir beraberlik takımın kendine gelmesini sağlamaya katkıda bulunacağı için sevinirdik. Yani Hıncal Uluç gibi optimist düşünüp, her maçtan 3-5 gollü galibiyet ile ayrılmayı biz de isteriz. Ama eldeki malzeme ve gelinen durum da aşikâr.

Kaldı ki Hıncal Uluç maçı okuyamıyor diye teknik direktörlere veryansın ederken, kendisinin de maçı okuyamadığını görüyoruz. Misimoviç’in çok iyi oynamadığını ve Elano’nun da yorulduğu için çıkarıldığını top toplayıcı çocuklar da biliyor sanırım. Lorik için belki haklı olabilir ama ben o konuda da Hagi’ye hak veriyorum.

Kaldı ki maçın geneline bakıldığında galibiyeti daha çok isteyen ve kaçıran taraf Galatasaray oldu. Açıkçası bir Galatasaraylı olarak galibiyeti kaçırmamıza üzüldüm, ancak berabere kaldık diye daha ilk maçında Hagi’yi yerden yere vuracak da değilim.

Derbi ile ilgili yazmaya devam edeceğim…
Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

(1) http://sabah.com.tr/SabahSpor/Spor/2010/10/25/sis_de_yandi_kebap_da

www.murathacioglu.com