Hırant Dink öldürülmemeliydi

Ülkesini seven, kendini ürkek bir güvercin gibi yaşamın kollarında duyumsayan Hırant Dink öldürülmemeliydi.
Anneler, babalar çocuklarımızı yüreklerinde insan sevgisiyle yetiştirmeliyiz.
İnsanın insanı öldürmediği, temelinde sevgi olan iyi ve kötü günde paylaşılan yaşamları öğretmeliyiz, onlara...
İnsanın insanı öldürdüğü bir yaşamda hepimiz suçluyuz.
Tanrı tüm insanlara yaşamlarını kolaylaştırsın diye akıl vermiş, birbirlerini öldürsünler diye vermemiş aklı.

Evrende önce insan vardı. Din yoktu, mezhep yoktu ama düşünceler, gökyüzünde güneş, soluduğumuz hava, çiçekler, böcekler, kuşlar ve diğer tüm hayvanlar vardı.

Kötülük yoktu, ta ki Pandora kutuyu açıncaya dek.

Öldürmek yoktu, Kabil kardeşi Habil’i öldürdü.
Kuran’ın Maide suresi 27’den 32'ye dek, Habil'le Kabil’in öyküsü şöyle yer alıyor:

"Onlara Âdem'in iki oğlunun olayını doğru olarak anlat. İkisi birer kurban sunmuşlardı. Birinin kurbanı kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kendisininki kabul edilmeyen 'And olsun, seni öldüreceğim' deyince, kardeşi 'Allah yalnız saygılı olanlarınkini kabul eder' cevabını vermişti. 'Eğer, öldürmek için bana el kaldırırsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldırmam, doğrusu ben dünyaların Rabbi Allah'tan korkarım.'
'Ben, hem benim ve hem de senin günahınla dönüp ateşliklerden olasın, isterim. Bu, haksızların cezasıdır.' Bunun üzerine bencilliği kendisini kardeşini öldürmeye götürdü de kardeşini öldürdü. Böylece kaybedenlerden oldu. Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O 'Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ayıbını örtmek için bu kargadan da mı aciz oldum?' dedi de, böylece yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu."
İste bu yüzden biz, Israiloğullari üzerine şunu yazdık:
- Yeryüzünde bir fesat nedeniyle olmaksızın, her kim ki, bir kişiyi öldürürse bilmiş olsun ki, o kişi insanları toptan öldürmüş sayılır ve kim ki, bir kişiye yasam hakkı tanımış, onu yaşatmışsa, bilmiş olsun ki bütün insanlara yaşam vermiş olur.

Andolsun ki, resullerimiz, onlara acık-seçik kanıtlar getirmişlerdi. Ama onlardan birçoğu, bunun ardından yeryüzünde zulüm ve azgınlığa sapmışlardır..."

Tanrı "öldürme" demiş ama insanoğlu hiç tanımadığı insanları öldürüyor. Hem barışta ve hem de kendi çıkarları uğruna dünyanın dört tarafında savaşlar çıkartarak. Masum, korumasız insanları öldürerek... Bahriye Üçok da, Ahmet Taner Kışlalı da, Uğru Mumcu da, Oktay Cerit de, Bedrettin Cömert de, Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve diğer adlarını sayamadığım bir çok iyi yürekli insanlarda olduğu gibi...

Bu cinayet kimin şişine yarar? Diğer cinayetlerde olduğu gibi katiller yine aramızda elini kolunu sallayarak mı dolaşacak?

Hala öldürmeye devam ediyor, savaşta, terörde, töre cinayetlerinde insanlık suçu işlemeye devam ediyor.

İnsanlar hiçbir zaman yaşadıklarından ve yaşanmışlardan ders almamışlardır ve hala insanın insanı öldürmesi devam etmektedir.

Yüreği sevgi dolu olmayan insanlar, başkalarının sevgilerini yok etmektedirler.

Hırant Dink’i hiç tanımam, gazetelerden haberlerini okurdum. Ama düşüncelerinden ötürü yaşam hakkının elinden alınmasını da onaylamıyorum.

Bu kargaşa yaratmak değil de nedir?
Bu insanı, insana düşman etmek değil de nedir?
Bu insanlarından yüreklerinden insan sevgisini silmek değil de nedir?
Bu ürkek ve korumasız bir güvercini öldürmek değil de nedir?
Bu insanlık suçu değil de nedir?
Bu toprakları benim kadar seven ve üzerinde bir ürkek güvercin gibi yaşayan sana Tanrıdan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı diliyorum.