Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ömrümden iki yıl daha geçti

Ömrümden iki yıl daha geçti
 

Sabah kalktı, gözleri uykusuzluktan şişmişti. Duşunu aldı. Tüm giysilerini yatağının üzerine serdi. “ İşin çok zor, ne giyeceksin bakalım ” diye takıldım. “ Benim her gün yaptığım değişmez davranışım bu, elbet bir şeyler bulacağım ” diye yanıt verdi.

Mutfağa geçtim. Her tatil günü olduğu gibi hamur yoğurmaya başladım. Yanıma geldi, çevremde dolaştı. Elimdeki işe devam ederken ona: “Annem kimse geriye dönüp bakmaz derdi ” dedim. “ Tamam, geriye bakmaz ama ileriye de bakamıyorum ” dedi. Ben de yoğurduğum hamuru göstererek: “ yaşam bir hamur değil ki, istediğin şekli veresin ” diye karşılık verince, banyoya gitti, saçını taradı, makyajını yaptı.

Dünkü halini üzerinden atmış gibiydi. Dün bütün gün yatağından çıkmamıştı. Bir ara yanına gidip yanağından öpünce korkarak uyanmıştı.

Bir şeylerden kaçıyor, saklanıyordu adeta. Akşama doğru kalktı. Giyindi. “ Ömrümden iki yıl daha gitti. Önceleri umursamazdım ama giden her yıl beni artık üzmeye başladı. Neden böyle oluyor? Ben bir arkadaşa gidiyorum. Yarım kalmış bir işi bitirmeliyim. Yoksa kendimi çok kötü duyumsuyorum. ” Dedi ve dışarı çıktı.

İki gün önce işten geldiğinde, beni mutfağa yanına çağırdı; “ Çok kötü durumdayım. Ne yapacağıma karar veremiyorum. Kendimi baskı altında hissediyorum. İnsanın yaşamı ile ilgili karar vermesi ne kadar zormuş. Daha önce verdiğim kararın doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Şimdi ise kuşkularım var, ne yapmalıyım ” niye sordu. Ona kendi yaşamı ile ilgili kararları ancak insanın kendisinin verebileceğini, söyledim. Şaşkındı ve sürekli kendisini sorguluyordu. “ İşte yaşam böyle bir şey, onun yolu dümdüz gitmez. Kimi zaman iniş, kimi zaman çıkış, kimi zaman da dönülmez yollar vardır. Dönülmez yollara girdiğinde bir gün karşına çıkmaz bir sokak çıkar. ‘Ben ne yaptım?’ diye dövünürsün. Geriye dönüp hiçbir şey için ‘keşke’ dememek için kararlarının senin için doğru olanıdır diye düşün ” dedim. İkna olmuş gibi görünüyordu. Yemeğimizi yedik. O bilgisayarının başına geçti, ben de elime işimi aldım, televizyonun karşısına oturdum.

Hamuru yoğurdum. Bitirdim. O daha yatak odasındaydı. Yanına gittim; “ Hayret bu gün çabuk giyinmişsin. Kahvaltı yapmayacak mısın? ” diye sordum. O da “ Bir arkadaşımla kahvaltıya gideceğim. Ne zaman döneceğim belli olmaz ” dedi. Mantosunu giydi, çantasını aldı ve çıktı. Pencereden arkasından baktım, uzaklaşıncaya dek…

O benim bahçemde yetişen en nadide çiçek. Solacak diye gözünün içine bakıyorum. Sevgimle suluyorum. Umudunu yitirip, tükenmesin istiyorum. Oysa her birimiz yaşamımızı tüketirken tükenmiyor muyuz?

Zaman hepimiz için azalıyor. Hoyratça harcıyoruz, hiç acımadan. Sonra “keşke” diyoruz.

Gözlerime bakıyor ve ta yüreğimin içine doğru; “ İki yıl daha geçti ömrümden ” diyor. İçim kanıyor, yüreğimden sıcak bir şey tüm vücuduma akıyor. Durduramıyorum o akan sıvıyı da zamanı da, akıp gidiyorlar…

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..