Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '07

 
Kategori
Doğal Sit Alanları
 

Hitit Tünelleri

Hitit Tünelleri
 

Boğazkale'de Hitit Tüneli


Hitit Mekanları içinde, kayaları, taşları, kerpiç duvarları, kayaların üstünde tanrı heykellerini hayal edebiliyordum. Ama Hitit Tünelleri'nin şeklini, biçimini düşünemiyordum. Hitit Tünelleri denilince, aklıma hep, yer altında, çok büyük kaya mağaralarına oyulmuş geçitler gelirdi.

Tünel yapmak için, Tümülüs veya tepe üstünde, önce geniş bir kanal açılmış, sonra büyük yuvarlak taşlarla, temelden başlayıp yukarı çıktıkça, kanalın içi kavislendirilmiş, böylece tünelin tavan kısmı kemerli çatı biçimine benzer biçimde örülmüş. Yapılan bu kanal duvarı, tek sıra, yalın kat değil. İlk sıradan sonra, aynı büyüklükte ağır ve yuvarlak taşlar, birinci sıranın üstüne kat kat dizilmiş görünmekte.

Tünellerin giriş ve çıkış kapıları şekil ve yapı yönünden birbirinin benzeri. Kapı kenarları, ikisi yanlarda dikey, biri de bunların üstünü kaplayacak şekilde yatay, üç büyük taş ile oluşturulmuş. Tünelin geçiş tabanı, belki de kışın çamurdan yazın toz ve topraktan korunmak amacıyla, parke şeklinde büyük taşlarla döşenmiş.

Tünel yüksek bir tepenin üstündeyse birkaç merdivenle tırmanıyor, tünel içinde hafif eğilerek yürüyor ve düz ayak çıkıyorsunuz. Örnek, Boğazkale.

Alacahöyük Hitit Tüneline ise, birkaç merdivenle iniyor, birkaç merdivenle çıkıyorsunuz.

Tünellerin, savunma, gözetleme veya ortamdan kaçma, saklanma amacı ile yapıldıkları belli. Kapadokya yer altı şehirleri gibi insanların sığınmasına müsait değiller. Bunlar sadece geçiş tüneli olarak görünüyor. Günümüz yer altı pasajlarının çok küçüğü ve ilkeli.

Boğazkale’de bulunan tünel, arazinin hakim bir yerinde yüksek sayılabilen bir tepede. Arazi alttan başlayarak o yöne, tepeye doğru yükseliş gösteriyor. Tepe ve üstündeki tünel, konumları gereği, eski şehre, Hitit başkentine hakim duruyorlar.

Tünelin inşa edildiği tepe biraz da yığılarak yüksekliği daha da artırılmış gibi.Tepenin kenarlarında geometrik sırtlar oluşturularak çevresi duvarla çevrilmiş. Duvarın uzunluğu, tepeden sonra, şehir suru şeklinde devam ediyor. Tepenin şehre bakan yüzeyi toprak, dış yüzeyi muntazam bir şekilde taşlarla kaplanmış. Tepe bu haliyle biraz da Mısır Piramitlerine benzetilmiş. Kim bilir? Yapı, geçmiş zaman içinde, Mısır’la Hitit ilişkilerinden etkilenmiş olabilir. Kadeş savaşı ve Ankesenamon’un Hitit kralı Suppiluluama’ya mektubunu hatırlatıyor. Mektup tüm dünyanın ilgisini çekecek kadar ilginç ve sempatik.

Mısır Firavunlarından Akhenaton ölünce yerine Semenkare geçiyor ama, bir suikast sonucu öldürülünce hükümdarlığı çok kısa sürüyor, yerine henüz dokuz, on yaşlarında olan Tutenkhamon geçiyor.(M.Ö.1336- 1327 - tarihler arasında küçük tutarsızlıklar var.) Yirmi yaşının başlarında, ya savaş sırasında yaralanarak veya bir cinayete kurban gidiyor. Bu olayda, Baş rahip veya baş vezir olan Ay üzerinde kuşkular var. Ay, Kraliçe Ankesenamon ile evlenip Mısır’ın başına Firavun olmak istiyor. Ama Ankesenamon, bu evlilik teklifini yapanı muhtemelen kocasının katil zanlısı sayıp kabul etmiyor. Çok güçlü bir imparatorluğun kralı olan Suppiluluama’dan yardım istiyor. Ona, meramını anlatan, tablet üstüne bir mektup yazdırarak ulaklarıyla Hitit’e gönderiyor. Mektubun yaklaşık içeriği şöyle; “Kocam öldü. Oğlum yok. Duydum ki, sende oğul çokmuş. Eğer oğullarından birini bana yollarsan onu kendime koca yapacağım. Tebaamdan biri ile asla evlenemem. Evlensem bile asla öyle birine saygı da duyamam.” Mektubun anlamı itibarıyla böyle olduğu işin uzmanları tarafından çözülüyor.

Mektubu alıp okuyan Suppiluluama, duruma çok şaşırır. Onun için büyük bir sürprizdir. Olaya inanamaz. Derhal danışma kurulunu toplar, durumu danışır, görüşür. Sonunda gerçeği öğrenmek için komutanlardan, Hat tuşa Zitti’yi Mısır’a elçi olarak gönderir. Bir süre sonra Hat tuşa Zitti konuyu doğrulayan ikinci mektupla döner. “Niçin bana güvenmezsin? Niçin alay ettiğimi sanırsın? Bana göndereceğin oğlun Mısır’a kral, hem de bana koca olacak.”

Elçi Hat tuşa Zitti, bizzat olayı doğruladığı gibi, elindeki mektup da gayet açıktır. Bu durumda, Suppiluluama, oğlu Zananza’yı bir müfreze eşliğinde yola çıkarır.

Ankesenamon ile evlenmek isteyen Ay, durumu haber almıştır. Derhal yanına ayarladığı en iyi savaşçı askerlerle Mısır girişinde bir vadide pusu kurarak Hitit Prensi Zananza’yı ve yanındakileri öldürür.

Suppiluluama oğlunun ölümüne çok üzülür. O sırada ülkede çıkan veba salgını, intikam almaya fırsat vermez. Suppiluluama Filistin’den tutsak alınan esirlerden, ülkeye yayılan veba salgını ile ölür.

Kim bilir? Hitit Mısır ilişkileri siyasi ve askeri alanlarda olduğu gibi mimari alanlarda da olmuştur.

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..