Teknoloji ve uygarlık

Teknoloji ile uygarlığın birlikte gittiği düşünülür. Oysa teknolojinin ilerlemesi ile uygarlığın bir ilgisi yoktur.Uygarlıktan gereği gibi yararlanamamış toplumlar, ne kadar teknoloji kullanırsa kullansınlar, uygar davranış ve kültürden yoksun kalırlar.

Örgütlü yaşam ve örgütlü tepki de uygar toplum içinden çıkar. Günümüzde örgütsel davranışlar sergileyen toplumlara gelişmiş, uygar toplumlar olarak bakılmaktadır.

Örgüt, ülkemizde tanınma aşamalarında, dışarıdan giydirilme , şablon olarak alındığından, yaptığı çalışma ve gösterdiği eylemler halkı tedirgin eder yönde gelişmiş, halk örgüt sözünden korkar olmuştur. Sivil toplum kuruluş ve örgütleri toplumun bozulmasının karşısında aktif bir konum sergileyememişlerdir.

Mesleki zorunluluktan bile olsa, örgüt içine girenler, hep geride, korkak ve çekingen davranmışlar, meydanı başka niyetli sızmalara bırakmışlardır. Üyenin çekingenliğinin en önemli nedeni; devletin, tüm örgütleri, yaşanan acı tecrübelerden dolayı tehlikeli ve zararlı görmesidir.

Oysa, örgüt, bir ülkenin uygarlaşmasında, demokrasinin yerleşmesinde ve demokrasi insan hakları gibi önemli konularda halkın eğitilmesi ve bilinçlendirilmesinde önemli işlevler yüklenir. Bilinçlenen halk, gerçek insan hakkının, gerçek demokrasinin ve özgürlüğün alan ve sınırlarını iyi kavrayarak bu terimlerin kötüye kullanılmasına meydan vermez. kendi seçtiği siyasetçi de olsa, onu izlemesini ve onun hakkında bilgi sahibi olmasını bilir. O zaman olumsuzluklar en az düzeye inebilir.

Örgütsüz toplumlarda halk çabuk kanar. Bu yüzden gerek siyasi, gerek ekonomik davranışlar sağlıklı değildir. Hak etmeyen siyasi kişi ve kurumlar seçilebilir. Tüketim bilinci gelişmez. Bu yüzden harcamalar sağlıksızdır.

Gelişmek isteyen ülkelerde, örgütler, haksızlık, adaletsizlik, rüşvet benzeri problemlerin üstüne dikkat çekilmesinde, önlenmesinde, önemli görevleri yerine getirirler.

Teknoloji , uygarlık birlikteliği sağlanmadıkça, o teknoloji başta doğayı tahrip eder. İnsanlar arasında eşitlik, adalet gibi duyguların ortadan kalkmasına yol açar. Rüşveti yaygın bir hastalık haline getirerek, ülkenin temel değerlerini yıkar. Hüseyin Seyfi