Hortumlarla pekiştirdiğimiz küresel ısınma

Merhaba sevgili blog-severler,

Bu da yeni bir kelime olarak Türkçemize girebilir, blog-sever... Bu konu ayrıca tartışılacak bir konudur, başka yazılarımda Türkçenin ne kadar Türkçe olduğuna da tartışabiliriz. Şimdi biraz şu küresel ısınma mevzusunu irdeleyelim.

Uzun süredir yazmıyorum. Kişisel nedenlerimden ötürü yazılardan biraz geri kaldım. Sizlerden özür dilerim. Konu bulamadım diyemem, öyle bir ülkede yaşıyoruz ki konu sıkıntısı çekmek imkansız. Her an herşeyin olabileceği bir ülkede yaşıyoruz, her zaman konuşacak bir konumuz var. Şimdilerde sorun susuzluk...

Okuyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz ama nafile... Biz asla öğrenemedik. "Bize birşey olmaz..." mantığıyla hareket etmekten asla vazgeçmedik. Geçen gün gördüğüm bir ilginçliği bu noktada paylaşmak isterim. Dünya birbirine girmişken, en magazinsel gazate bile cayır cayır "susuzluk, kuraklık" diye bağırırken, Türkiye yağmurlu havanın etkisine girdi. Biraz sularımız çoğalacak derken, önce bir yağmurla ıslandık, ardında çamurla çamurlandık! Sonrasında ne oldu dersiniz, yurdum insanı hortumlarını kaptı ve araba, cadde, sokak, balkon vs herşeyi çamurdan arındırdı. Temizlik imandan gelir, orası tamam da, zaten barajları biraz hareketlendiren su, ertesi günü temizlik delisi halkımız tarafından kullanıldı. Yani son hesaba göre: sıfıra sıfır, elde var gene sıfır!

Son gelen haberlere bakıyoruz, Ankara'da hortumla araç yıkamak yasaklanmış, Balıkesir'de çeltik ekimi yasak, erkekler Türkiye'de traş olurken suyu açık bıraktıkları için bir baraj dolusu su boşa harcanmış. Bunun gibi nice haberler var. En son bir başlık okudum ki evlere şenlik:"Kendimiz yıkanmıyoruz, halıları yıkıyoruz" Ey güzel insanım, temizliği bu denli seviyordun da ne diye ayaklarını bile yıkamadın? Bakınız dikkat, insanlar kendilerini feda etmişler, etrafa pis görünmeyelim diye! Aman mazallah bir komşu kapıyı çalarsa, ev pis görünür. Biz pis olsak önemli değil, ev temiz olsun. Ne diyelim, saygı duyuyoruz...

Diğer taraftan kendince önlemini almayan da yok değil. Hortumların havada uçuştuğu temizlik gününde, bir bidon suyla arabasını temizleyen vatandaşları da gördüm ki onlar buradan beni okuyorlarsa canı gönülden kutluyorum kendilerini. Kyotoyu imzalamayan kardeş(!) iki ülke Türkiye ve Amerika'ya örnek, onlar küresel ısınmaya direnmeye çalışıyorlardı. Belli ki torununun veya çocuğunun susuz kalmasını istemeyen kişilerdi bunlar.

Görülen o ki; yıllardır doğaya yapmadığımızı bırakmadık. Şimdi sıra onda, bizden intikamını alıyor. Eğer onun suyuna gitmezsek, bizi bilmiyorum da, bizden sonraki kuşakları pek güzel gelecek beklemiyor. O nedenle "Küresel Isınma" dediğimiz, aslında bizim yarattığımız, canavar(ımız)a bir de hortumlarla destek çıkmayalım. İnanın doğanın daha beter hortumları var, şimdilik Amerika'da, daha sonra Türkiye'de olabilir. Dikkat diyorum...

Sevgiler...